'TÜRBELERDE HUZUR BULUYORUM'
İşini severek yaptığını anlatan Sarp, 23 yaşındayken Tutak Mescidi’nde kentin eski türbedarı Mehmet Ünlü ile tanıştığını ve onun sayesinde bu işe gönül verdiğini anlattı. Ünlü'nün hayatını kaybetmesinin ardından bu görevi tek başına üstlendiğini belirten Sarp, şöyle konuştu:
"Sabah namazımı Cami Kebir'de kılarım. Türbeleri teker teker gezerim, etraflarında hep şişeler ya da çeşitli atıklar olur, onları temizlerim. Sonra gönüllü yardımcılar gelir, beraber temizliği yaparız. Her gün üç tane türbe temizleriz. Gönüllü yardımcılar arasında avukat var, hakim, doktor var. Hem sevabını almak istiyorlar hem de buraları temizleyip nefislerini, gururlarını, kibirlerini kırmak istiyorlar. Onlar da manevi olarak büyük haz aldıklarını, huzur bulduklarını söylüyorlar. Perşembe günü de türbelerin sürahilerine su doldururum. Bu işi kimseye bırakmam, kendim yaparım. Gelecek perşembe bakarım sular bitmiş. Bu işi yaptığımdan bu yana çok huzurluyum. Türbelerde, kümbetlerde huzur buluyorum."
'TÜRBELER, VATAN TOPRAĞININ KİMLİĞİDİR'
Türbedar Hamdi Sarp türbelerin, vatan toprağının ‘kimliği’, ‘nüfus kağıtları’ olduğunu belirterek, "Türbelere bizler sahip çıkmalıyız. Burada yatanlar, bizim ecdadımız. Biz sahip çıkmazsak kim sahip çıkacak? Bunlara biz sahip çıkacağız, bu mekanları koruyup kollayacağız. Türbe bakımını da gönülden yapıyorum. Allah ömür verdiği sürece de bu işleri yapacağım" diye konuştu.
Sarp, türbe ve kümbetlerin üzerine bazen gençlerin sprey boyalarla yazı yazdıkların, bu türbe ve kümbetlerin, manevi değerlerinin yanı sıra, tarihi eser özelliklerinin de bulunduğunu belirtti. Sarp, "Bu yazıları bazı cahil çocuklar yazıyor. Türbe duvarına değil de bir duvara yazı yazılması bile kötü oluyor, bir çirkinlik oluşturuyor, kirlilik oluşturuyor. O yazıları silemiyoruz, temizleyemiyoruz da. Taşı zımparalasak o da taşa zarar veriyor. Buralar bizim en koruyacağımız yerler. Bunlara saygı göstermemiz lazım" diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: