Demokrasi ve Atılım Partisi'ni (DEVA) kuran Ali Babacan, partisinin programını Ankara'da düzenlediği basın toplantısı ile açıklıyor. Programda kuvvetler ayrılığı ve parlamenter sistem vurgusu ile Kürt sorununa çözüm önerileri dikkat çekiyor. Babacan "Korku siyaseti hepimizi yordu. Bu ülkenin insanı son birkaç yıldır, çok üzüldü. Artık geldik buradayız. Bu üzüntülerin daha da büyümesine izin vermeyeceğiz, zaman Türkiye için sorumluluk alma zamanı" dedi.
Babacan'ın konuşmasından önce İstiklal Marşı okundu, daha DEVA partinin tanımı ile ilgili video yayınladı. Babacan'ın açıklamalarından satır başları:

Hepimizin gönlü biraz buruk, ruhu biraz yaralı, hayatının baharındaki yiğit evlatlarımızın şehadetine şahitlik ettik. Bunların derin hüznü içerisindeyiz. Ülkemizin her alanda sürekli zemin kaybetmesi yüreğimizi dağılıyor. Vatandaşlarımız geleceklerinden kaygılı. İnsan haklarının ihlal edilmesi, özgürlüklerin kısıtlanması toplumumuzun nefes almasını zorlaştırıyor. Kadınlarımız tehdit altında yaşamaktan ıstıraplı.
Ülkemizde adalet yaralı, demokrasimiz yaralı, halkımız ne kadar haykırsa da sesini duyuramıyor. Korku siyaseti, polemikler, kavgalar hepimizi yordu. Çalışanlarımız işsiz kalma korkusuyla yaşıyor. Emeklimiz, mamurumuz her yıl daha büyük güçlüler çekiyor. Yatırımcımız önünü göremiyor. Eğitim en önemli sorun alanı olarak hâlâ önümüzde. Sağlık sistemimiz hızla bozulma sinyalleri veriyor. Şehirlerimiz hızlı betonlaşmanın ağır yükünü kaldıramıyor.
Derdinize hızlı çözüm arıyorsanız biz DEVA'yız
Bu ülkenin insanı son birkaç yıldır çok üzüldü, yaralandı. Her şeyi elinden alındı ama sabır gösterdi. Artık geldik buradayız. Zaman Türkiye için sorumluluk alma zamanı. Türkiye için iyileşme zamanı başladı. Derdinize ortak arıyorsanız biz DEVA’yız. Derdinize hızlı çözüm arıyorsanız biz DEVA’yız. Artık DEVA zamanı diyoruz.
Biz yaptık oldu deseydik partimizi 2 ayda kurardık
Değerli konuklar biz inanıyoruz ki demokrasiyi ve katılımcılığı kendi partisinde işletmeyenlerin ülkemizin demokrasisine ve geleceğine vereceği hiçbir katkı olamaz. Bir ilki gerçekleştirdik. Tüzüğümüzü çok geniş bir katılımla hazırladık. Bu süreçte toplumumuzun her kesmini dinledik. Çözümleri hep beraber masaya yatırdık. Halkımızın görüşüyle politikalarımızı zenginleştirdik. Politika zaman alan bir kavram. Biz yaptık oldu deseydik herhalde partimizi 2 ay içinde kurardık. Ama biz herkesi dinledik. Bir web sitesi açtık. Vatandaşlarımız sorunlarını bildirdi. Ülkemizin geleceği ile ilgili ne istiyorsunuz diye vatandaşlarımıza sorduk.
Bu süreç Türk siyasi tarihinde bir ilk. Bu kadar geniş bir istişare ile, kolektif bir karar alma süreciyle bir partinin kurulması bir ilk. Katkı veren herkese en içten teşekkürlerimi bir borç biliyorum. Keşke ülkede şartlar biraz daha normal olsaydı bize destek veren aydınlatan arkadaşlarımızın hepsi açıkça burada olsaydı. Gönüller bizimle beraber onu biliyoruz. Bu günler de geçer inşallah.
Vakit yenilenme vaktidir
Bizleri yeni bir parti kurmaya teşvik eden, haydi, ihtiyaç var diye bizleri cesaretlendiren halkımıza ben teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bu değişim ve yenileme talebine kulak verdik. Bir bakıma üzerimizde ahlaki sorumluluk hissederek bu yola çıktık. Kendini yenileyemeyen bir siyaset anlayışıyla Türkiye’nin yola devam etmesi artık mümkün değildir. Vakit yenilenme vaktidir. Türkiyemizin DEVAsı buradadır.
Bizim için siyaset dürüstlüğün ve erdemin her koşulda hakim değer olmasıdır. Tüm vatandaşlarımızın özgürlüğü, güvenliğidir. Çocuklarımızın, gençlerimizin iyi bir eğitim almasıdır, sosyal adaletin temin edilmesidir, kuvvetler ayrılığın esasına dayanan çoğulcu demokrasinin inşa edilmesidir.
Sürekli ötekileştirici, dışlayıcı dile karşıyız
Bizler siyasetin sürekli olarak dışlayıcı, ötekileştirici bir dil kullanmasına karşıyız. Siyaset aynı zamanda bir mutabakat oluşturma sanatıdır. Siyaseti ötekileştirme alanı hale getirmek, belirli bir kesimden destek almaya çalışmak bizim siyaset lügatımızda yoktur.
Dini günlük siyasete alet etmeyeceğiz
Farklı kimlikleri, farklı fikirleri zenginlik olarak değerlendiriyoruz. Herkesin yaşam tarzına sonuna kadar saygılı olacağız. Dini kutsallarımızı günlük siyasete malzeme etmeyeceğiz. Dini kutsallarımızı siyasi propaganda aracı haline getirmeyeceğiz.
Türkiye tek akla dar bir kadroya sığdırılamaz
Türkiye tek bir akla dar bir kadroya sığdırılamayacak kadar büyük bir ülkedir. Muhalefet kurumunu ve muhalif görüşleri siyasetin vazgeçilmez bir parçası olarak görmek durumundayız. Tüm diyalog kanallarımızın her zaman açık olacağını beyan etmek istiyorum. Doğru hedeflere ancak doğru kadrolarla hayata geçirebiliriz.
Kutuplaştırıcı siyasete bulaşmayacağız
Birleştirici kapsayıcı ve umut veren bir siyaset üreteceğimizi, kutuplu siyasete bulaşmayacağımızı, çoğulcu siyaseti esas alacağımızı, iş birliğine açık olacağımızı ilke ve değerlerimizden asla vazgeçmeyeceğimizi, çözüm odaklı hareket edeceğimizi milletimize şimdiden beyan ve taahhüt ediyoruz.
Genel Başkan en fazla 10 yıl görevde kalacak
Çok sayıda üyeden oluşan çalışma grupları tarafından hazırlanan tüzükte partinin genel başkanının bu görevi en çok 10 yıl yapabileceği belirtiliyor.
Tüzükte partinin Cumhurbaşkanı adayının ön seçim, aday yoklaması veya merkez yoklaması usullerinden biriyle tespit edileceği ifade ediliyor.
Partimizin tüm gelir giderlerini internetten yayınlayacağız
Partimizin bütçesini, gelir ve gider cetvellerini bütün mali tablolarını resmî internet sitemiz üzerinden yayımlayacağız. Siyasetin finansmanı maalesef Türkiye'nin en hastalıklı alanlarından biridir. Biz istiyoruz ki bu partinin kazançları vatandaşlarımızın helal kazançlarından olsun.
Çok Değerli Dostlar, son yıllarda yaşadığımız siyasi ve sosyal olaylar insanımızdaki devlet algısını ciddi şekilde değiştirmiştir. Herkes için umut ve güven kaynağı olması gereken devletin bu vasfı büyük oranda zayıflamış, ayrımcılık, kayırmacılık, dışlayıcılık ve ötekileştirme yaygınlaşmıştır. Kurallar yerini keyfiliğe, kurumsal yönetim kişisel yönetime, ehliyet ve liyakat kayırmacılığa dönüşmüş, kurumsal yapısal ve kültürel olarak ciddi bir tahribata maruz kalmıştır.
Her türlü kayırmacılığı reddediyoruz
Parti olarak, hukuka bağlı, vatandaş odaklı, katılımcı, saydam, hesap verebilir, denetlenebilir, dijital dönüşümünü gerçekleştirmiş, etkin iletişim yetkinliğine sahip, geri bildirime açık, ulaşılabilir, etkili ve verimli bir kamu yönetimi hedefliyoruz.
Devletin her bir vatandaşına aynı yakınlıkta olmasını, hiç kimsenin ayrımcılığa tabi tutulmamasını savunuyor, her türlü kayırmacılığı reddediyoruz. Düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlıklarını ve kurumsal kapasitelerini güçlendirecek ve üyeliğe atanma nitelik ve kriterlerini yükselteceğiz.
Yolsuzluk sadece bir suç veya ahlak meselesi değil
Yolsuzluk yalnızca bir suç veya kişisel ahlak meselesi değil, toplumların doğasını bozan, sisteme, demokrasi ve hukuk devletine olan inancı da tahrip eden bir afettir. Yolsuzluğun aynı zamanda ekonomik kalkınmanın önündeki en önemli engellerden birisi olduğuna inanıyoruz.
"Kamu ihale kanununu tümüyle yenileyeceğiz"
Bizim için şeffaflık sadece bir etik kural değil, bir hayat tarzıdır. Mali suçların, yasa dışı veya kaynağı kuşkulu para hareketlerinin daha bağımsız ve etkili bir şekilde izlenmesi ve soruşturulması ve ilgili kurumlarla işleyen bir koordinasyon sağlanabilmesi amacıyla, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’nı yeniden yapılandıracağız. Kamu alımları ve ihalelerde rekabeti ortadan kaldıran, ihaleyi istisna keyfiliği kural haline getiren, yolsuzluk kapısını açık tutan tüm istisna ve muafiyetleri ortadan kaldıracak, kamu ihale kanununu tümüyle yenileyeceğiz. İhale ve satın alma süreçlerini tüm taraf ve yurttaşların izleyebilmesine açık tutacağız.
"Ekonomimiz orta gelir tuzağına yakalanmıştır"
Türkiye 2013 yılında Yüksek Gelirli Ülkeler grubuna geçme aşamasına gelmiş iken, son yıllarda izlenen yanlış ve popülist politikalar sonucunda kişi başına düşen gelir yaklaşık yüzde 25 oranında gerilemiş ve ekonomimiz orta gelir tuzağına yakalanmıştır. Kaybolan güven ortamı ve gerileyen yatırımlar sonucunda ülkemizin sadece güncel büyüme performansı değil, uzun dönemli büyüme potansiyeli de ciddi bir tehditle karşı karşıyadır.
Merkez Bankası’nın bağımsızlığıyla ilgili sorunlar para politikasının tutarlılığına ve öngörülebilirliğine zarar vermektedir. Bu durum, enflasyonla mücadeleyi zayıflatmakta ve fiyat istikrarının sağlanmasını zorlaştırmaktadır.
“Güçlü, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı” bir büyüme stratejisi
İşsizlik, özellikle genç işsizlik son dönemlerde tarihi en yüksek düzeylerine çıkmıştır. Türkiye, bireysel gelir eşitsizliği ve göreli yoksullukta Avrupa’da ilk sırada yer almaktadır. Parti olarak, büyümenin verimlilik, sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık boyutlarını bir arada ele alan bütüncül bir yaklaşımı esas alacağız. Bu anlayış doğrultusunda, süratle “Güçlü, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı” bir büyüme stratejisini hayata geçirmeyi hedefliyoruz.
İmar rantına dayalı büyüme yerine...
Önümüzdeki dönemde ekonomi alanındaki en önemli önceliğimiz, başta gençler ve kadınlarda olmak üzere işsizlik sorunuyla mücadele etmektir. Üretken olmayan sektörler ile imar rantlarına dayalı bir büyüme yerine, başta sanayi olmak üzere üretken sektörlerde üretim ve ihracat artışına öncelik veren bir modele geçeceğiz. Şu anda düğmeye basar basmaz açığa çıkacak çok büyük bir potansiyel var İnşallah biz ona da DEVA olacağız.
Kapsayıcı büyüme yaklaşımımız çerçevesinde gelir dağılımın iyileştirilmesi ve yoksulluğun azaltılması önemli hedeflerimizdendir. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm vatandaşlarımızın ekonomik hayata katılımlarını artırarak hem ülkemizin büyüme hızını yükseltecek hem de herkesin bu büyümeden pay almalarını sağlayacağız.
Mülkiyet hakkı ve teşebbüs hürriyeti olmazsa olmaz
Güçlü ve sağlıklı bir ekonomi için, mülkiyet hakkını ve teşebbüs hürriyetini olmazsa olmaz bir koşul olarak görüyoruz. Deva Partisi olarak, rekabeti bozucu kamu müdahalesinin olmadığı, düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsız ve etkin çalıştığı bir piyasa ekonomisi anlayışını esas alacağız. Politika ve uygulamalarımızda, sosyal refah ve adaleti, insani çalışma koşullarını ve doğa ve çevrenin korunmasını en üst düzeyde dikkate alacağız.
"Zamanında bize yaptırmadıkları 'Mali Kural' uygulamasını..."
Enflasyonu düşük tek haneli düzeye indirmek temel hedefimizdir. Mali disiplin anlayışını kalıcı hale getirmek ve öngörülebilirliği arttırmak amacıyla, zamanında bize yaptırmadıkları “Mali Kural” uygulamasını hayata geçireceğiz. Bütçe disiplinini esas olarak vergi oranlarını yükselterek değil tahsilat oranını arttırarak, kayıt dışılığı azaltarak ve harcamaları kontrol altına alarak tesis edeceğiz.
"Ben yaptım oldu ben istiyorum olsun', büyük projeler böyle yapılmaz"
Büyük ölçekli kamu yatırımlarına, gerçekçi ihtiyaç değerlendirmesi ve çevresel etki analizi yaparak karar vereceğiz. Bu projelere ilişkin hazırlık sürecinde sivil toplum, meslek örgütleri ve ilgili tüm tarafların etkin bir şekilde katılımını sağlayacak mekanizmaları oluşturacağız. Ben yaptım oldu ben istiyorum olsun, büyük projeler böyle yapılmaz arkadaşlar. Toplumsal bir mutabakat arayışı lazım. Biz bunu sağlayacağız.
Sürdürülebilir büyümeyi destekleyen, sermaye birikimine katkıda bulunan, sermayenin tabana yayılmasına aracılık eden bir finansal hizmetler sektörü inşa edeceğiz. Kamu bankalarının sektör içinde rekabeti bozmalarını engelleyecek, bu bankaların siyasi baskılarla iş yapmalarının önüne geçeceğiz.
Yorumlar
Kalan Karakter: