Metin Demircan "Büyük Vurgun'u yazma vakti geldi" dedi ve aynen şu ifadeleri kullandı.
Olayı örneklerle izah etmeye çalışacağım.
Elinizde müşterisi her daim hazır ve yüklü miktarda bir ürününüz var.
Siz bu ürünün belirli bir kısmını Kasım, Aralık, Ocak ve Şubat aylarında 1 kg’ı 19 TL'ye satabilecek iken yapmayıp, depolar kiralayıp, ekstradan işçilik ve nakliye ücretleri ödeyip elinizde bekletiyorsunuz. Ayrıca nakit ürünü satıp nakit temin etmek yerine, ihtiyacınız için yıllık ortalama %40 faiz ile kredi çekiyorsunuz.
Sonrasında ise temmuz ayında bu ürünü 3 ay taksitlendirerek 1 kg’ı 21 TL'ye satıyorsunuz.
1 kg üründen 9 ayda kaybınız; faizden kg başı 5.7 TL, nakliye, işçilik, depo v.b.den 1.3 TL, toplam 7 TL. 2 TL fazlaya sattığınız için kg başına 2 TL eksiltirsek toplam kayıp 5 TL.
Bu ürüne Eylül ayında zam geleceği kesin ve en az 25 TL olacak. Oradan kaybınız da 4 TL. Yani toplam 1 kg ürün için kaybınız 9 TL.
Peki 140.000.000 yani 140 milyon kg kayıp ne kadar? 1.260.000.000 TL. Yani 1 milyar 260 milyon TL.
İşin daha ilginci, bu yöntemle, her yıl, aynı şekilde, aynı vadeler ve benzer miktarlarla, aynı firmaya satış yapılıyor olması. Firma dediysem fabrika veya üretici değil, sıradan bir toptancı. Küçük bir ofisi olan 5-6 tane çalışanı olan İstanbul'da bir toptancı. Toptancı küçük ama bu miktarda bir para ile bir çok kişiyi satın alabiliyor. Temennim para ile satın alınamayacak vicdan sahibi yetkililerin bu işe artık dur demesi. Ama nerede?
“İstanbul ne kadar güzel değil mi sevgili yönetim kurulu ve denetim komitesi üyesi arkadaşlar?”
Yorumlar
Kalan Karakter: