Geride bıraktığımız yıl içerisinde Türkiye’nin aynı anda çok boyutlu, çok taraflı ve çok yönlü sorunlarla muhatap olmak durumunda kaldığını belirten Özdemir, Ukrayna-Rusya savaşıyla beraber gözlemlenen sıkıntılar karşısında ülkemizin politikalarının tüm ülkelerce dikkatle karşılandığına, Karabağ savaşı sonrası Kafkasya’da yeni dengelerin şekillenmeye başladığına ve İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü katliamlara değindi. Özdemir; "Bu üç konu çerçevesinde yaşanan gelişmelerin tamamı ülkemizin bölgesel ve küresel barış ile istikrarın tesisi için sergilenmesi gereken liderlik konusunda öne çıktığı neticeleri doğurmuştur” dedi. 2024 yılında 62 ülkede seçimlerin planlandığını belirten MHP’li Özdemir, “62 ülkede gerçekleşmesi planlanan seçimler, her ülkenin gündemini daha çok kendi içerisinde kapanık bir hale getirmektedir” ifadelerini kullandı. Covid-19 pandemisiyle başlayan, ekonomik savaşlar, ambargolar, enerji arzı krizi gibi faktörlerle bozulan küresel ve yerel ekonomiler, toplum kesimleri üzerinde tahribat oluştururken, hükümetleri de zorladığını belirten Özdemir, “Böylesi bir dönemde hemen hemen her ülkede orta sınıf olarak tabir edilen tabakanın daha alt sınıfa doğru kayması, sınırı aşan göç hareketliliğinin artması, bölgeler ve hatta şehirlerarası gelir dağılımının adaletsiz bir satıhta kendisine yol bulması, pek çok ülkede yabancı muhalifliği beslemekte, ırkçılık akımlarına güç kazandırmaktadır” dedi. MHP’li Özdemir; “Üstelik bu durum ileri demokrasi ülkeleri olarak değerlendirilen bölgelerde de görülmekte, başta İslamofobi ve Türkofobi olmak üzere, insanlık dışı eylemler fütursuzca sergilenmektedir” ifadelerini kullandı. Özdemir, Avrupa’da bulunan ülkelerin de yer aldığı çok geniş bir coğrafyada, aşırıcılık yanlısı siyasi anlayışa sahip partilerin iktidara gelmesinin giderek yüksek bir ihtimal halini aldığını belirtti.
"Küresel barış tehdit altındadır"
"Dünyanın 5’ten büyük olduğu haykırışımız doğrudur"
Türk Milletinin geçmişi binlerce yıla dayanan, köklü bir devlet geleneği ve yeteneğine sahip olduğunu belirten Özdemir; “21. yüzyılın ağır şartları karşısında en büyük kazanım ve hazinemiz de kuşku yoktur ki burada yatmaktadır” dedi. Özdemir; "Gelinen aşamada dünyanın 5’ten büyük olduğu haykırışımız doğrudur, her çevre nazarında duyulmuş ve destek de bulmuştur. Şimdi ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin getirdiği kazanımlarla bunun içinin nelerle dolu olduğunu göstermenin vakti gelmiştir. Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılına dair ortaya koyduğumuz büyük hedeflerimize erişebilmek için artık sadece sesimizi yükseltmekten ziyade, eylem ve sonuç alma zorunluluğumuz da vardır” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin Dış Politikasını ilgilendiren bir başka hususun İsveç’in NATO’ya üye olması düşüncesiyle diğer bazı NATO üyeleri ve bölge ülkeleriyle alakalı olan ilişkilerimiz olduğundan bahseden Özdemir, İsveç’in PKK/PYD ve FETÖ olmak üzere Türkiye’ye karşı faaliyet yürüten terör örgütleri ile olan yakın ilişkilerine değindi. İsveç’in NATO’ya üyelik çerçevesinde Türkiye’ye bazı taahhütler verdiğini belirten MHP’li Özdemir; "İsveç tarafından bazı adımlar atılsa da özellikle ABD’nin, satın almak istediğimiz F-16 savaş uçakları konusunu, İsveç’in NATO’ya üyeliği şartına bağlaması ise bizim nazarımızda kabul edilemez gelişmelere sebebiyet vermiştir” dedi.
Özdemir, ABD yönetiminin F-16 satışı konusunda ısrarla kendi senatosunu adres göstermesi ve bu yolda yakışıksız tutumlarla oyalama taktiklerine girmesinin Türkiye’ye karşı yapılan bir saygısızlık olduğunu belirterek; “Hiç kimse, özellikle de okyanus ötesinden bakarak Türkiye’yi yorumlamaya çalışanlar, milletimizin iradesinin tecelligahı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin duruşunu hafife alma hatasına düşmemelidir. Birilerinin senatosu varsa, bizim de savaşlar yönetmiş, ordular kurmuş, bağımsızlık için mücadele vermiş, kan nedir, can nedir, bayrak nedir, vatan nedir, egemenlik nedir bunu yaşayarak tescilleyen ve bütün dünyaya kabul ettiren Türkiye Büyük Millet Meclisimiz vardır. ABD yönetimi ve senatosu gazi meclisimizle eş zamanlı adım atmadıkça, bizim nazarımızda İsveç, deve iğne deliğinden geçinceye kadar NATO’ya üye olamayacaktır” ifadelerini kullandı.
Özdemir, “Eğer İsrail ile Filistin arasında kalıcı bir barış ortamı sağlanırsa, 1967 sınırları dâhilinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve toprak bütünlüğüne sahip Filistin devleti tanınırsa, İsrail tazminat ödemeyi kabul ederse, Netanyahu’nun Lahey’de yargılanmasının yolu açılırsa işte o vakit İsveç’in NATO üyeliğine tamam deriz” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: