Bu delikanlı, bundan 246 gün önce, 10 Temmuz 2018’de Argıncık Camikebir Mahallesi 148. Sokak üzerinde canice öldürüldü.
Tam 14 bıçak darbesi tespit edildi vücudunda... Cinayetin sebebi mi? Yok!
Bildiğiniz bu gencecik delikanlının öldürülmesinin sebebi yok. Alkol ve uyuşturucu alan iki yüreksiz, vicdansız şahıs hayatını ailesine adayan, kardeşlerinin sığınağı, babasının koçu, annesinin yiğidi bu gencimizi öldürdü…
Alper, bu hayattan daha yaşanmamış tüm güzellikleri, sevdiklerini, aşklarını, baharı, kışı, yaz mevsimlerini geride bırakıp ebediyete göç etti.
Bu cinayet ile ilgili duruşmanın her celsesini yakından takip ettim. Son celsesinde duruşma salonu kapısı önünde telaşlı bir beklenti vardı. Alper’e benzeyen iki genç dimdik duruşma saatini bekliyordu, ağabeylerinin katillerine verilecek cezayı öğrenmek için, anne ve babası ile birlikte…
Duruşma başladı, önceki celselerde olduğu gibi her iki sanık da alkol aldıklarını hiçbir şey hatırlamadıklarını söyledi. Dikkatimi Alper’in annesi ve babası çekti. Baba metanetli durmaya çalışıyor, anne ise duruşma salonunda sanıklara haykırıyordu: “Allah belanızı versin” diye…
Mahkeme yargılama sonucu iki katile de ömür boyu hapis cezası verdi. Annenin acısı dinmedi, sanıklara son bir kez bakarak, “Vücudunuz çürüsün, yavruma yaptığınızı yaşamadan ölmeyin” diye bağırdı. Anne, duruşma sonrası evlatlarına ve eşine sarılıp gözyaşlarına boğuldu ve Bozdemir ailesi Adliye’den ayrıldı.
Şimdiye kadar bir çok cinayet davası gördüm, bir çok annenin yakarışına şahit oldum. Bu evlat acısı bambaşka bir acı, bir kez daha onu anladım.
Şimdi o alkolik iki katilin bu dünyadan kopardığı Alper’i ve vatansever, yardımsever, fedakar, kısacası insansever Bozdemir ailesini tanıyalım. O katiller de bir gün bu köşe yazısını okurlarsa nasıl bir aileyi darmadağın bıraktıklarını görüp, biraz olsun vicdanları sızlasın inşallah…
Bozdemir ailesini yakından tanıyan bir arkadaşları anlatıyor:
“Merhum ahmet alper bozdemir’in babası Şahin Bozdemir 80 ihtilali sırasında tutuklanmış ve büyük işkenceler görmüş bir ülkücü. Hem akraba hem iş çevresinde sevilen saygı duyulan ağırlığı olan, sakin ve uyumlu, naif bir adam… Eşine ve çocuklarına olduğu kadar annesine de ziyadesiyle düşkün biri.
Müjde Bozdemir.. Cıvıl cıvıl, kahkaha attığı zaman ortalığı inleten, insan canlısı ve yardımsever bir kadın… Boyunu geçen üç oğluna aşık, yıllardır kayınvalidesiyle birlikte yaşıyor ve hürmette çok hassas…
Çevresinde ihtiyaç sahibi olanlara karşı da hassas… Arkadaşlarına, akrabalarına ve komşularına karşı hep fedakarlık yapan, üzülse de kimseyi üzmeye kıyamayan, derdi olanın derdine koşan bir kadın.
Şahin - Müjde Bozdemir çifti kimseye hayır demeyi bilmedikleri gibi çocuklarını da kendileri gibi yetiştirdiler.
Ahmet Alper Bozdemir… Liseyi bitirdikten sonra üniversitede hedefine ulaşamayınca bir lokanta açmak istedi, ailesinin desteğiyle Talas’ta tuttuğu bir mekanda hayallerini gerçekleştirmesine sayılı günler kala, arkadaşının "Bizi gideceğimiz yere bırakır mısın" teklifini geri çeviremedi ve o gün canice öldürüldü.
Her akşam annesinin iş yerine gelir, işten çıkan annesini eve bırakırdı. Ailesine özellikle de annesine çok düşkündü. Ailesiyle şakalaşmayı seven genç bir delikanlıydı.
Kardeşlerinin sığınağıydı, annesinin “gamzesini sevdiğim” dediği "dağ gibi" evladı...
Bozdemir ailesi, Alper’in ölümünün ardından hazırlıkları devam eden lokantayı açmaktan vazgeçse de bir arkadaşlarının "oğlunuzun hayalini yaşatmaktan nasıl vazgeçersiniz" sözü üzerine yola devam edip lokantayı açtı ve oğullarının anısına her akşam ihtiyaç sahiplerinin sofralarına girmeyi ihmal etmedi.
Annesi Müjde Bozdemir oğlunun ölüm haberini aldığında kurduğu cümlelerle; bir acı nasıl dile gelirse, acısını öyle dile getirdi ve o cümleleri duyan herkesin yüreğini yaktı. Alper’in ölümünden beri doğru düzgün uyumayan anne, "Ben uykudayken oğlum can çekişmiş" cümlesiyle bir annenin yaşayabileceği acıyı en sade şekliyle anlatıyor.
Alper, onu tanıyan büyük, küçük herkes için güven veren, hatta ihtiyaç halinde ilk aranacak insanlardan biriydi. Tıpkı annesi ve babası gibi herkesin her derdine yetişmeye çalışırdı.
Alper’in öldürüldüğü günü, nasıl anlatacağım bilemiyorum. Lokantanın açılışı için geç saatlere kadar çalışıyordu o günlerde. Her şeyiyle birebir ilgileniyordu, büyük heyecan taşıyordu. Bir arkadaşı arayıp, kız arkadaşıyla oturduğunu, onu eve bırakacağını ama arabası olmadığını söyleyip, ‘senin arabayla bizi bırakır mısın diye’ rica ediyor. Alper işini gücünü bırakıp ‘tamam’ diyor ve arkadaşıyla onun kız arkadaşını bırakmaya gidiyor. Tam apartmanın önüne geldiklerinde arkadan bir araba selektör yaparak geliyor ve bunlara sataşıyor. Önce Alper’in arkadaşına vuruyorlar, Alper arkadaşını korumak için arabadan iniyor ve sonra kendisi hedef oluyor.
Alper’den geriye, uykusuz gözlerinde hiç yaş dinmeyen, acılı, tüm yıkılmışlığına rağmen ailesinin geride kalanı için ayakta durmaya çalışan bir anne, tüm aileyi dik tutmak için metanetli davranmaya çalışan tevekküllü bir baba ve abilerini kaybetmiş ama birbirlerine sımsıkı sarılmış, anne babasının gözlerinin içine bakan iki erkek kardeş kaldı.
Alper’i öldüren 34-35 yaşlarındaki katillerin kanında hem alkol hem uyuşturucu tespit edilmiş. Adli tıp raporlarına göre Alper’in kanı ise her zaman olduğu gibi tertemiz. Kendisi de öyleydi zaten; temiz ve asil... Karar duruşmasında karşı tarafın avukatı da bunu teyit etmiş zaten... İki sanık da müebbet aldı. Anne diyor ki; hiç bir şey değişmedi. Acım dinmiyor. Oğlum dönmüyor... Dedim ki ‘eğer müebbet almasalardı acın artacaktı.’ ‘Evet’ dedi, “artardı.”
…
Evet, yazının sonuna üç nokta koydum… Onu siz değerli okuyucularımız dolduracaksınız…
Nasıl mı?
Dua ederek…
Herkesin her derdine koşmaya çalışan, Alper anısına açtıkları Talas İlçesi Mevlana Mahallesi Halef Hoca Caddesi’nde Şahin Baba Restourant’ta askıda yemek uygulaması ile ihtiyaç sahibi kişilere el uzatmaya devam eden Bozdemir ailesine bol bol dua ederek dolduracaksınız.
Allah bu anneye, babaya, kardeşlere güç, kuvvet ve sabır versin…
Allah onlardan razı olsun…
Yorumlar 1
Kalan Karakter: