Hüseyin Akar : 20 Aralık 1960 tarihinde Yozgat’ta doğmuşum. İlköğretimi Yozgat’ta, liseyi ise Kayseri'de Kayseri Lisesi'nde tamamladım.
Sonrasında gönlümde yatan meslek "Öğretmenlik" olduğu için Kütahya Eğitim Enstitüsü'ne devam ettim. Okulun bitmesinden sonra sırasıyla Tunceli, Mersin, Ağrı ve Yozgat’ta sınıf öğretmeni olarak çalıştım. Öğretmenliğimin 16. yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Deneticiliği bölümünü okudum. Daha sonra yurtdışında görevlendirildim.
Beş yıl Almanya - Agusburg kentinde Türk çocuklarının eğitimiyle uğraşırken Almanya-Bavyara eğitim sistemini de tanıma ve inceleme fırsatını yakaladım. Almanya’da bir çok mesleki seminere katıldım. Kendim de “Aktif Öğrenme” seminerleri verdim. Yurtdışı görevimi tamamladıktan sonra Kayseri’ye dönerek burada görev aldım.
Öğretmenliğim süresince kendimi geliştirebilecek çeşitli seminerlerde ve eğitimde, iyi örnekler projesinde yer aldım. Bir çok ilde öğretmenlere ve velilere yönelik seminerler verdim. Yurt içinde ve yurtdışında çeşitli gazetelerde mesleki makalelerim yayınlandı. Birinci sınıflara yönelik Mucize Öğretmenin Okuma- Yazma Kampı, Matematik Kampı, Türkçe Kampının yanında Sınıfta Devrim adında bir kitap ile birlikte hikâye kitapları da yazdım. TÜZDEV’in kurucuları arasında yer almam ve birikimlerimi Maarif Vakfı, Yenidoğu Akademi, Öncü Eğitimciler Derneği ve İGEDER’de paylaşmaktan da mutluluk duyuyorum.
Şu anda ise hala Tekden Eğitim Kurumları İcra Kurulu Başkanlığı görevini ve Londra Marathon Science School of Excellence’da eğitim danışmanlığı yapıyorum. 38 yıllık eğitimciyim, evli ve bir çocuk babasıyım.
gastepress.com : Uzun yıllar özel sektörde öğretmenlik yaptınız. Özel sektörde çalışmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Hüseyin Akar : Eğitimde özel sektör, eğitimdeki yeni yaklaşımları takip etmek zorundadır. Kurumunuza yeni şeyler katmak için ülkemizde neler oluyor, Dünya eğitiminde yeni neler yapılıyor araştırmak ve incelemek gerekiyor.
Eğitimcide etkili olabilmek için kendini geliştirmelidir. Bu bağlamda baktığımız zaman özel sektörle beraber kendim de geliştiğimi söyleyebilirim. İşini severek yapan için özel sektör yada devlet sektörü olmaz çünkü karşınızdaki kişiler ülkemizin yarınları olan gençler ve çocuklardır. Onlar için her attığınız adım ülkemiz için atılan adımlardır. O yüzden idealist olan biri için çalışmak heyecanlı olduğu kadar eğlenceli de olduğunu söyleyebilirim. Benim için hep avantajlı oldu özel sektör, dezavantajını söyleyemem.
gastepress.com : Bugüne kadar birçok kitap yazdınız ve son olarak “Sınıfta Devrim” kitabınız çıktı. Son kitabınızla ilgili bize neler söylemek istersiniz?
Hüseyin Akar : Aslında kitap yazmak gibi bir düşüncem yoktu. Tecrübelerimi ve bilgilerimi birileri ile paylaşmaktan çok keyif alırım. Yurt içinde ve dışında çok konferanslarım oldu. Meslektaşlarımın birikimlerimden çok yararlandıkları dönüşünü almam beni kitap yazmaya yöneltti. Beni dinleme imkanı bulamayan ama mesleğini aşkla yapanlara ışık olmak istedim. Aşkla yürütülen bir öğretmenlik sürecinden süzülüp damıtılan tecrübe damlalarını öğretmen arkadaşlarımla ve velilerle paylaşmak istedim.
Edirne’den Kars’a kadar okurlarımdan güzel değerlendirmeler alıyorum. Bunlar da beni çok mutlu ediyor ve daha başka neler yapabilirim diye de düşündürüyor.
Kendini tanıyan, eleştirel bakış açısına sahip, iletişimi güçlü, problem çözme becerisi gelişmiş, başarılı bireyler yetiştirmek öğretmenin mesleğine aşkla bağlanması ve ona kutsi bir değer addetmesiyle mümkün kılınabilir.
İşini seven kendini geliştirir, zorluklara karşı mücadele eder. Gasson’un dediği gibi "İnsanın en büyük dostu karşılaştığı zorluklarıdır, çünkü insanı karşılaştığı zorluklar kuvvetlendirir."
Her zorluğu aştıkça kendini daha güçlü ve yenilemiş olarak bulur. Bu da öğretmeni başarıya giden yolda farklı ve etkili kılar. Ben de karşılaşılan her zorluktan güçlenerek ve yenilenerek çıkabilmenin, sınıfında köklü bir değişim gerçekleştirebilmenin ve etkili bir öğretmen olabilmenin şifrelerini SINIFTA DEVRİM’de paylaşmaya çalıştım. İnşallah faydalı olurum, Allahtan en büyük dileğim budur. Şunu da söylemeden bu sorunuzun cevabını tamamlamak istemiyorum. Kitap TÜZDEV Yayınlarından çıkmış olup tüm gelirleri de TÜZDEV’e bırakılmıştır.

gastepress.com : Kayseri’de özellikle son yıllarda Özel Eğitim, Kolej ya da İngilizce denildiği zaman akla gelen ilk eğitim kurumu olarak Tekden Koleji geliyor. Bu başarının sırrı nedir ve Tekden Koleji’nin misyonunda neler var?
Hüseyin Akar : Öncelikle okulumuz kurulmadan önce yıllarca eğitime kafa yormuş, ülkemizin geleceği için bu alanda büyük gayretler göstermiş eğitimciler olarak bir araya gelip Kayserimizin ve ülkemizin eğitim alanındaki ihtiyaçlarını ve beklentilerini iyi analiz ettik.
Dershanenin en etkili olduğu dönemde bile dershanesiz okul olarak yola çıktık. O zaman ben de bir veli olarak insanların hem özel okula gönderip hem de dershaneye para ödemeleri zoruma gidiyordu. Özel okul bu işi dershanesiz halledebilmeliydi ve de öyle oldu. Bu yüzden biz diğerlerinden farklıyız.
Mesela ilk kurulduğumuz yıllarda Türkiye'de akıllı tahtalar yoktu. İlk kez Tekden Koleji ile ülkemize girdi. Buna uygun programlar aldık ve Türkiye’nin ilk akılı okulu olduk. Kantinsiz ve kafeteryasız oluşumuz da bize "Çocuk Dostu Akıllı Okul" ünvanını kazandırdı. Beşinci yılımızda da Oxford tarafından "Oxford Quality School" belgesi verilerek okulumuzda kaliteli İngilizce eğitimi yapıldığı tescillenmiş oldu.
Öğrenen bir okul olan Tekden Koleji dünyadaki yeni eğitimsel yaklaşımları takip ederek değişip gelişmeyi zamanında yapması ve öğrenci merkezli çalışması da farklılığını artırmış olmaktadır.
Vizyonumuz; "Eğitimde değişen ve gelişen yaklaşımlarıyla her zaman çağa öncülük eden, güvenen ve güvenilen bir eğitim kurumu olarak lider şahsiyetli bireyleri hayata hazırlamak."
Misyonumuz ise; Dünyadaki bütün gelişmeleri takip ederek eğitim – öğretim alanında özgün bir model oluşturup eğitim sistemine katkı sağlamak. Özgün eğitim modelimizle kendi öz değerlerimize bağlı, kendine güvenen ve güvenilen şahsiyet sahibi bireyler yetiştirmek. Oluşturduğumuz güven ortamıyla öğrencilerimizde var olan, cevher ve potansiyeli ortaya çıkarıp geliştirmek, hayata hazırlamak.
Bireysel farklılıklarıyla her öğrencinin; ruh yapısını analiz ederken başarılı ve mutlu olmasını sağlamak. Öğrencilerimiz hayat boyu başarılarını ve hizmetlerini takip ederek kurumsal bağlılığını sürekli kılmak.
gastepress.com : Son dönemde eğitimde yenilikler söz konusu sürekli değişen müfredat ve eğitim sistemi de cabası siz deneyimli bir eğitimci olarak ülkemizdeki bu eğitim sistemini nasıl bizlere uygun bir hale getirebiliriz? Sizce neler yapılmalı?
Hüseyin Akar : Öncelikle ülkemizin ihtiyaçları çok iyi tespit edilmeli ve bu doğrultuda stratejik planlar hazırlanmalıdır. Bu planlar doğrultusunda müfredatlar oluşturmalıdır. Bir ülkenin kalkınabilmesi elbette ki eğitimden geçer. Hepimiz bunu biliyoruz ama ne kadar nasıl ve ne şekilde adımlar atıyoruz? Bu hep sorgulanmalıdır.
Her türlü imkânsızlığa ve adım atılmamışlığa rağmen biz eğitimcilerin yapacağı elbette çok şey var. İşte tam buradan başlamak gerekiyor. Önce çok iyi eğitimciler yetiştirilmelidir. Öğretmen yetiştirme modelimiz yeniden ele alınmalıdır. İyi bir eğitimci çoğu zorluğun üstesinden geliyor. Müfredattaki eksikliğe ve eğitim sisteminin bozukluğuna rağmen harika işler çıkarabiliyor. Yetişmiş iyi eğitimciler sistemdeki ve müfredattaki eksiklikleri, hataları halledebilir. Bu sistemde öğrencinin ihtiyaçlarını ve beklentilerini iyi bildiğimiz ve onları merkeze aldığımız ölçüde okullar eğlenceli olabiliyor. Eğlenceli okullar da başarılı oluyor. Öğrenciler sürece hep dahil edilmeli ve öz düzenleme yapma, karar almada onların fikirlerine de başvurulmalıdır ki bu sisteme rağmen onları etkin kılalım. Bizler bunu yapıyoruz. Okullarımıza öğrencilerimiz daha mutlu geliyorlar.
gastepress.com : Tekden Koleji şimdi de Çay Bağlarında “Yetenek Anaokulu” adında eğitime yeni bir soluk getirdi? Nedir bu Yetenek Anaokulu? Diğer anaokullarından farkınız ne olacak?
Hüseyin Akar : Aslında ülkemizde hep ihmal edilmiş bir alanı daha da canlandırma çalışmalarıdır Tekden Yetenek Anaokulu.
0-6 yaş çocukların öğrenmeye ve gelişmeye en açık dönemlerdir. Bu yaştaki çocuklar birer duygusal kâşiftirler. Duyuları ile zor - kolay demeden öğrenirler. Yeter ki onlara uygun ortamlar hazırlansın. Bu dönemde becerileri olağan üstü bir gelişim gösterir. Becerinin gelişmesi de zihinsel gelişimi sağlar. İşte biz Tekdenli eğitimciler TEKDEN YETENEK ANAOKULU'NDA otuz aylıktan itibaren çocukları alıyor, oluşturduğumuz mekânlarla etkin olduğu yeteneğinden hareketle tüm yeteneklerini geliştirmeye çalışıyoruz.
Çocuk Yetenek Anaokulunu bitirdiği zaman 21. Yüzyıl becerilerine sahip, kendine yetebilen bireyler olarak yetiştiği gibi zihinsel bakımından da yeterliliği çok artmış oluyor.
Okulumuz fiziki yönden oldukça donanımlıdır. Organik yüzme havuzu, spor salonu, her türlü atölyeleri ve beceri yanında çocuklarımız hayvanlarla iç içe büyüyor ve gelişiyorlar. Eskinin güvenli sokakları kaybolduğu için o güvenli sokak yapısını okula taşımaya çalıştık. Okul hayatında kendisi oldu. Ersin Bey inanın öğrencilerimiz okuldan çıkmak istemiyorlar. Yetenek Anaokulumuz istenilen bir eğitim ortamı olduğu için de çok mutluyuz.
Diğer okullardan farkımız ise beceri ve yetenek geliştiren Türkiye’nin ilk ve tek anaokuluyuz.

gastepress.com : Tekden Eğitim Kurumları, kapısından giren veliye ya da öğrenciye neler vadediyor?
Hüseyin Akar : Ailesine ve değerlerine bağlı, vatan aşkıyla dolu, görev ve sorumluluklarını bilen lider şahsiyetli bireyler yetiştireceğimizi vadediyoruz.
Kantinsiz ve kafeteryasız okul olduğumuzdan da sağlıklı öğrencilerden oluşan bir okul olduğumuzu da anlatıyoruz. Okulumuza para getirmek yasak olduğunu belirtiyoruz. Para harcamada yarışan, kazanmanın ne demek olduğunu bilmeyen öğrenciler yetiştirmek istemiyoruz. Ersin bey bildiğiniz gibi özel okullarda kantinlerle sıcak ve ciddi bir para akışı oluyor. Bu ilk bakışta işletmeciye çok iyi gözükse de eğitimci olarak, israfın, obezitenin ve kuru yarışın göstergesi oluyor ve okullarda çok parası olan çok harcayan güç kazanıyor. Buna asla müsaade etmiyoruz. Hatta giydiği kıyafete, çantasına ve ayakkabısına da karışıyoruz.
Çocuğun dış dünyasını disipline etmeden akademik ve davranışlarını disipline edemiyorsunuz. Yıllarca bunu yaptık yapmaya da devam edeceğiz, inşallah. Velilerden de büyük ilgi görüyoruz. O yüzden başarılıyız ve doluluk oranı en yüksek okuluz. HİÇ BİR BAŞARI TESADÜFİ DEĞİLDİR.
gastepress.com : Son olarak eklemek istediğiniz ya da değinmek istediğiniz konular var mı?
Hüseyin Akar : TEKDEN YETENEK ANAOKULUMUZ yeni doğdu. Tekden Eğitim Kurumları hep ilklerin okulu olmayı başardı. Bu da Türkiye’de ve Kayserimizde bir ilk olmasından ve yıllarca elde ettiğimiz birikimi ilk olarak Kayseri’mizde gerçekleştireceğimizden dolayı mutluyuz ve heyecanlıyız.
Çok farklı olan anaokulumuz farklı da donanımlara sahiptir. İnşallah çok farklı ve donamlı öğrenciler yetiştirmeyi Allah bizlere nasip eder. Kendi kendine yetebilen, problem çözebilen ve rahat iletişim kurabilen öğrencilerimiz ilkokulda ve ilerideki öğrenim hayatında fark atarak iyi bir birey, iyi bir vatandaş ve iyi bir evlat olacağından eminim çünkü çok farklı bir programdan geçerek hayata hazırlanıyorlar.
Bizde gastepress.com ailesi olarak Hüseyin beyin şahsında tüm Tekden Eğitim Kurumları çalışanlarına başarıların devamını dilerken, eğitime yaptıkları güzel katkılardan dolayı teşekkür ederiz.
Röportaj : Ersin Özden
Yorumlar
Kalan Karakter: