Bugün bu yazıda çevremdeki insanlardan sıkça duyduğum ve psikolog olmanın getirilerinden biri olan ‘Benim psikolojim bozuk mu?’ sorusunu cevaplandırmaya çalışacağım. İlk olarak şunu belirtmeliyim ki kendinize bu soruyu soruyorsanız bu iyiye işarettir. Kişinin, bir şeylerin yolunda olup olmadığından şüphelenmesi, kendine yönelik farkındalığının olduğunu gösterir. Kendi ruh halinin farkında olmak doğabilecek problemlere önlem oluşturma konusunda önem taşımaktadır.
Etrafımıza biraz bakındığımızda bazı kişilerin pimpirikli olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Özellikle psikoloji konusunda biraz bilgi edinmiş ve bu yönde yazılar okumuş kişilerin daha duyarlı olduğunu görüyoruz. Günlük hayatımızda öngöremediğimiz birçok sorun yaşıyoruz ve bazı durumlar moralimizi bozuyor.
‘Pimpirikli’ olarak adlandırdığımız grubun içerisinde ki kişiler hemen kendine tanı koyabiliyor: ‘ Ben kesin depresyondayım’ . Sizi zor duruma sokan bir olay yaşayıp kaygılandıysanız, ‘bende kesin panik atak var’ şeklinde cümleler kurduğumuz olmuştur. Farkında olmadan kendimize yönelik kurduğumuz bu cümleler ile kendimize tanı koyup, kendimizin doktoru oluyoruz. Fakat bu o tanıya gerçek anlamda sahip olduğumuz anlamına gelmez. Bazı günler diğer günlere göre daha kaygılı olabiliriz ya da normalden çok daha üzüntü yaşadığımız durumlarla karşılaşabiliriz. Bu o an için kendimizi kötü hissettirse de bu bir psikolojik rahatsızlık demek değildir. Çoğu zaman psikolojik rahatsızlık olarak adlandırdığımız durumların bir sürekliliğinin olması, belli bir yoğunlukta olması, günlük hayatımızı sekteye uğratması (işe bu durumu taşımak gibi) ve ilişkilerimizi ciddi anlamda sıkıntıya sokması gerekmektedir. Kısacası yaşantımızı büyük oranda olumsuz etkileyen durumlarda bir rahatsızlıktan bahsedebiliriz. Örneğin, depresyonda belli belirtiler vardır ve bu belirtilerin 2-3 hafta kadar kesintisiz devam etmesi gerekmektedir. Günü birlik yaşanan moral bozukluğu depresyon demek değildir.
Kendi kendimize tanı koyduğumuzda bunun rüzgarına kapılıp kendimizi daha da kötü hissedebiliyoruz. Özellikle yaşanan sıkıntılara yönelik internetten edinilen birçok bilgi bizi ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir. Şunu bilmelisiniz ki internet ortamında bir konuda onlarca bilgi edinebilirsiniz ama bu bilgilerin neredeyse yarısı doğru değildir. Bu nedenle kendinize tanı koyarken faydalandığınız internet mecrası sizi doğru yönlendirmemektedir.
Tanı koymadığımız fakat ruh halimizde bir takım problemlerin olduğunu hissettiğimizde yaşanan problem karşısında bazen kendimizi çaresiz hissederken bazen yardım almalı mıyım diye aklımızdan geçirebiliyoruz. Bazı problemler sandığımızdan daha kolay bir şekilde ortadan kalkabiliyor. Bununla ilgili alanda çalışan bir uzmandan duymuş olduğum hikayeyi anlatmak istiyorum: Bir gün bir danışan bir psikologa gider ve yatakta yatarken yatağın altında birinin oluşundan sürekli şüphelendiğini ve yatağın aşağısına yattığı zaman ise üstünde birinin olup olmadığından şüphelendiğini bu nedenle günlerdir uyuyamadığını söyler. Psikolog hikayesini dinledikten sonra kendisine hafta da iki kez olmak üzere yaklaşık on hafta gelmesi gerektiğini söyler. Seans ücretinin 300 TL olduğunu öğrendikten sonra vazgeçer. Psikolog aylar sonra sokakta danışanı görür ve yanına gider. Kendisine halen aynı problemi yaşayıp yaşamadığını sorar. Danışan ‘sizden sonra ben 50 TL ye hallettim onu. Oradan çıkınca berbere gittim saçımı kestirdiğim esnada anlattım sorunumu ve berber bana yatağın ayaklarını kesmemi söyledi ve bende kestim. O günden sonra çok rahat uyumaya başladım ve kendime yeni ayaklı bir yatak aldım şu an çok iyiyim.’ der. Görüldüğü gibi bazen tek ihtiyacımız yaşadığımız olumsuz duyguları birilerine anlatıp bu yükü biraz olsun hafifletmektir.
Bütün bunlara rağmen halen kendinizde bir psikolojik rahatsızlığın olduğunu düşünüyorsanız ve çevrenizden ‘bir psikologa görün’ sözünü duyuyorsanız çok gecikmeden gerçek anlamda bir uzmandan yardım almalısınız.
Huzurlu olun, mutlu kalın.
Psk. Ayşe Nur Sönmez
Benim Psikolojim Bozuk Mu?
Yayınlanma :
19.11.2018 11:39
Güncelleme
: 19.11.2018 11:39
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yorumlar
Kalan Karakter: