Aristoteles kusurlu bir siyasal yaşamda, iyi bir bireysel hayatı gerçekleştirmenin olanaksız olduğunu söylemektedir. Yani bireysel yaşamlarımızın iyi olabilmesi için önce siyasal yaşamın var olması gerekiyor. Peki neden bir siyasal yaşam oluşturma mecburiyetindeyiz? Aristoteles; siyaset, bilimler içinde en kapsayıcı olan ve en yukarıda yer alandır çünkü hangi bilimlerin gerekli olduğunu belirleyen bu bilimdir diye eklerken, siyasetin amacını ise “insan için iyi olana ulaşmaktır” diye açıklamaktadır. Siyasetin amacı insan için iyi olana ulaşmak ise siyasal yaşamı oluşturan insanlar nasıl oluyor da kusurlu yapılar meydana getiriyor ki iyi bireysel yaşamlara zarar veriyor? Sanırım dünyevi olana karşı zaaflarımız kusurlu yapılar meydana getiriyor. Ya da yaşamlardaki amaç ve araçlar yer değiştiriyor. Belki de insanlar siyasal yaşamı kendi iyileri için kullandığından sadece toplumun bir bölümü iyi bireysel hayatlara ulaşabiliyor. Burada karşımıza bir soru daha çıkıyor: toplumun tüm kesimi iyi bir yaşama ulaşmalı mı? Veya ulaşabilir mi? Ulaşmalı mı sorusunun cevabını hepimiz biliyoruz. Asıl cevaplamamız gereken soru ulaşabilir mi? İşte siyasal alanda hedef, iyi bireysel yaşama ulaşamayanlardır. Kendi bireysel iyilerinizi artırmak değil. İnsanların sıkıntılarını gidermek, problemlerini çözmek, yaşam standartlarını artırmak için mücadele etmek gerekiyor. Bu mücadelenin oluşması için ise dertlenmek gerekiyor. Aslında baktığımız da siyaset büyük bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Bu sorumluluğu kaldıramayanlar kendi iyileri için siyaseti kullanıyorlar.
Bugün baktığımızda birçok sorun ile karşı karşıya kalabiliyoruz. Problemlerimizin çözümü her ne kadar kolay olsa da bizim için çığ gibi büyüyebiliyor. Bugün bir asgari ücretli aile, temel yaşam giderlerini kazandığı ücret ile karşıladığında kendisi ve ailesi için ek olarak yapabileceği bir şey kalmıyor. Bu problem ortadan kalkabilir mi? Evet, kalkabilir. Yaşam standartları geliştirilebilir. Siyasetin amacı da bu değil midir? İnsanlara ulaşmak. Problemlerini çözmek. Onlarlar beraber dertlenmek. Asıl mesele bu. Sorumluluk sahibi olmak. Radyosekiz’de program yaparken belediye başkan adaylarını konuk olarak almıştık. Son olarak tüm belediye başkan adaylarına bir soru yönelttik: Eğer seçildiğiniz şehirde bir aile, bir çocuk bile aç uyursa bunun sorumlusu sizsiniz, bu sorumluluğu alabilir misiniz? Tabi doğal olarak cevaplar beklediğimiz gibi geldi. Gerçekten düşündüğümüzde büyük bir sorumluluk üstlenmiş olunuyor. Siz, “ben problemlerinizi çözeceğim” diyerek oy talep ediyorsunuz. Seçimden seçime bir vekil veya belediye başkanı olmak ne kadar doğru bilmiyorum…
Son olarak yazılanları herhangi bir ideoloji ile bağdaştırmamız gerekmiyor. Biraz düşünsek zaten bu sorular hemen beliriyor. Kendimiz için iyi olanı değil, herkes için iyi olanı istemeliyiz. Sadece belli bir zümrenin faydalandığı iyiler bize her zaman zarar verir. Yani umarım zarar veriyordur.
Yorumlar
Kalan Karakter: