Son yıllarda politikacıların yaşam tarzlarında gözle görülür bir değişiklik var. Artık resmiyetin azalmasıyla birlikte daha gündelik kıyafetler tercih edilmeye başlandı. Hem sosyal medyanın kullanım alanının son yıllarda aşırı artması hem de politikacıların gençlere erişiminin kısıtlı olması sebebiyle resmiyet biraz daha geri plana doğru atılıyor diyebiliriz. Özellikle şu an hükümette yer alan bakanlar sosyal medyayı çok aktif kullanıyor ve gençlere erişim problemi yaşamıyor diyebiliriz. Aslında birazda olması gereken bu. Önceden politikacılarımız ile vatandaşlarımız arasındaki uçurumdan, sadece seçim döneminde seçildiği bölgeye giden politikacılardan bahseden bir yazı yazmıştım. Durum hala aynı, değişmiş gözükmüyor fakat biraz daha geçmişe oranla azalıyor diyebiliriz. Bu durumu azaltan sebeplerin başında politikacıların yaşam tarzı yer alıyor. Örneğin Milli Eğitim Bakanımızın genelde boğazlı kazak tercihi daha samimi bir hal yaratırken açıklamalarına resmiyetten uzak cümleler yer vermesi, değişikliği göz önüne seriyor. Sosyal medyayı aktif kullanmak ve resmiyetten biraz uzaklaşmak, vatandaşlar ile politikacılar arasındaki iletişimi kuvvetlendiriyor. Olması gereken de bu. İletişim kuvvetlenmeli ki problemler çözülebilsin. İletişimin kuvvetlenmesi için ise şu an günümüzde yer alan iletişim araçlarının daha verimli kullanılmasından geçiyor. İletişim aracı deyince aklımıza sadece teknolojik araçlar gelmemeli. Giyim tarzlarındaki değişikliklerde iletişimin kuvvetlenmesinde fazlasıyla önemli. Örneğin takım elbise yerine daha gündelik bir kıyafet tercih edilmesi iletişimin verimli olmasını artırıyor. Ali Babacan DEVA Partisini kurmadan önce gençlerle birlikte gerçekleştirdiği programda eğer takım elbise giyseydi ve kurduğu cümleler daha resmi olsaydı, gençler ile sayın Babacan arasında muhtemelen bir iletişim problemi gerçekleşecekti. Şu an başta bakanlar olmak üzere günümüzü iyi okuyan politikacılar resmiyeti biraz daha geri plana atıyor. Mizah/espri kullanıyor, sosyal medyayı, özellikle Twitter’ı daha aktif kullanarak gençlere erişiyor, giyim tarzı klasik olmakla birlikte daha gündeliğe dönüyor ve bu değişim politikacıların daha samimi olduğunu hissettiriyor. Hatırlarsak seçim vaktinde Binali Yıldırım bir youtube kanalı açmıştı. Yine Ekrem İmamoğlu Twitter’ı çok aktif kullanarak gençlere rahat bir şekilde erişebilmişti. Hem Ekrem İmamoğlu hem de Binali Yıldırım Okan Bayülgen’in programına katılmış ve program mizah/espri üzerinden ilerlemişti. Görüyoruz ki bu tarz değişimler iletişimi kuvvetlendirmiş ve politikacılar bu sayede vatandaşın problemlerini daha iyi analiz edip daha verimli bir süreç geçirebilmişti. Bu değişim elbette sadece ülkemizde görülmemekte. Komedyenler artık siyasette daha aktif yer almaya başlamış vaziyette. Tabi her ülkenin toplumsal yapısı bu duruma nasıl bir karşılık verir bilemiyorum. Yani komedyenlerin siyasette yer almasının toplumda bir karşılığı var mı? Bir oy potansiyeli yaratıyor mu? Sorularının cevabı mevcut ülkenin toplumsal yapısı ile alakalı.
Politikacılar eğer bu değişimi yakalar ve iyi analiz edip, iletişimi kuvvetlendirirse problemleri çözmede daha başarılı olacağına inanıyorum. Burada aslında bir diğer önemli nokta, “Eğer böyle davranırsak oy potansiyelimiz artar” şeklinde olmamalı. Samimi ile samimi görünmeye çalışmanın arasında ince bir çizgi mevcut. Bu çizgiyi de vatandaşlarımız çok iyi bir şekilde analiz edip ayırabiliyor. Yani bir dertten yola çıkarak, asıl amacın problem çözmek olması, devamında zaten günün analiz edilip bu değişime uyum sağlamayı getirecektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: