Sahip olduğumuz makam, mevki veya unvan yaşadığımız şu dünyada iyi ve güzele yönelik bir şeyi değiştirmiyorsa o zaman sahip olmanın da çok bir gereği yoktur. Tüm miktarların ve unvanların üzerinde tek bir şey vardır: başkalarının sorunları ile dertlenmek ve bir daha yaşanmaması için çaba göstermek. Zaten makam, mevki ve unvanlarda bunun için vardır. Siyasette bunun için vardır. Protokol listesinde isminizin geçmesi veya ön sıralarda oturmak için değil.
Farkına varılması gereken şey, makam, mevki ve unvanın oluştuğu veya arttığı andan itibaren sorumluluklarında artması. Bizde tam tersine maalesef sorumluluklar azalıyor. Anlam veremediğim bir diğer nokta da makam, mevki ve unvanların birer hedef olmasıdır. Tüm yaşam bunlar üzerine şekillenebilir mi? Bu sonu olan bir şey. Elde ettikten sonra ne olacak? Büyük ihtimalle yaşam sona ermesi gerekiyor. Oysa amaç, bir insanın bile hayatını olumlu yönde değiştirmek olsa, sonsuz bir varış uğruna çokça yaşam tüketilebilir.
Makam ve unvanlar memlekete daha iyi hizmet edebilmek için birer araçtır.
Ölümün Dört Rengi kitabında diğer bir ölüm rengi olan Siyahise; “…bir eylemsizlik değil, negatif bir eylem ise hiç değil. Bilakis halkın arasına girmek, halkın içinde yaşamak, halkın ızdırabını yüklenmektir” diye tanımlanmıştır.Yeşil ölümde kalbi örten makam, mevki ve unvanlardan kurtularak, siyah ölümde ise kurtuluş sonrası halk ile iç içe olmak yaşam için en güzelidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: