Sürekli içinde bulunduğumuz ortamdan bazen kendimizi soyutlamamız gerekiyor. Gittiğimiz her yerde, akraba ziyaretlerinde, arkadaşlarımızla veya ailemizle bir süre sonra konuştuğumuz konular hep günlük politik meselelere geliyor. Partiden ekonomiye, belediyelerden siyasi tarihe, en sonda son seçimde kime oy verdin? Sorusu ile karşı karşıya kalıp konuşmamızı sonlandırıyoruz. Büyük ihtimalle de eğer biraz farklı görüşlerde isek bir daha aynı ortamda bulunmama ihtiyacı hissediyoruz. Bunun en büyük sebebi de eleştiriye olan tahammülümüzün çok az olması veya demokrasi kültürünün toplumumuzda gelişmemesidir. Kendi düşüncelerimize (ideolojimize) benzeyen arkadaşlarımız ile daha sık görüşmemizin temel sebebi bunlar diye düşünüyorum. Ayrı bir yazıda demokrasi kültürünün gelişmemesinin etkilerine değineceğime de bu yazımda biraz giriş yapmak istedim. Asıl konuya gelecek olursak tekrar: muhabbetlerimizin sonu daima politik meselelere geliyor. Normalleşemiyoruz. Hayat partilerden, ideolojiden veya belediye seçimlerinden ibaret değil. Daha büyük problemler ile karşı karşıya olduğumuzun farkına varamıyoruz. Bunun da temel sebebi ülke gündeminin çok yoğun geçmesi ve insanların bu gündem içinde sıkışıp kalmalarıdır.
Sürekli muhabbetlerimizin politik meselelere gelmesi bizi gittikçe kutuplaştırmaktadır. Örneğin; iş yerinde mesai arkadaşımız ile konuşmalarımız politikaya gelince ve onunla farklı görüşlere sahip olduğumuzu anladığımız vakit daha az bir araya gelmeye gayret ediyoruz. Veya akraba ziyaretlerinde konunun siyasete gelmemesi gibi bir olasılık söz konusu olmadığı için ziyaretin sonunda konu politikaya geliyor ve görüş ayrılıkları oluşuyorsa, bir daha o akrabayı ziyaret etmiyoruz veya oldukça az görüşmeye başlıyoruz. Yine bunun da temel sebebi kendi görüşümüze olan güvenin tam olması. Yani kusursuz, doğru, mükemmel olan! görüşümüze karşı eleştiri tahammülümüz olmadığı için…
Konuştuğumuz konu gün sonunda politikaya gelmese, eminim ikili ilişkilerde insanlar daha başarılı olacaklar.
Partiden, seçimden veya siyasetten konuşmak zorunda değiliz. Edebiyattan, sanattan, bilimden de konuştuğumuzda vakit yine aynı hız ile geçebilir. Eğer konu açılıyorsa da illa oraya bağlanacaksa nezaket içinde birbirimizin görüşlerini anlatarak güzel sonuçlara varabiliriz ki tez ve sentez sonucu bir antitez oluşmaktadır. Hiç konuşmayalım, tamamen apolitik olalım tarzında bir şey demiyorum, asla. Sadece bazen normalleşmemiz gerektiğini düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz bu yoğun ortamı kısa süreliğine terk edip kendimize gelmemiz gerekiyor. Ayrıca sevgili arkadaşlar, her şeyi de bilmek zorunda değiliz. Bırakın siyaseti de bilmeyiverelim. Ülkemiz de zaten yeterince siyaset bilimi uzmanı var. Her konuya yorum yapıp, hiç bilmiyorum demeyen-diyemeyen.
Birbirimize eğer “o şu görüşe sahip, bu şu görüşe sahip” tarzında kalıplar oturtmaya başlamışsak eğer, toplumumuzun geleceğini pek de iyi görmek mümkün değildir. Bunu yapmamak içinde normalleşmemiz, biraz bu konulardan kendimizi soyutlamamız gerekmektedir. Nasıl ki 1 yıl çalışıp, yaz ayında Akdeniz’e tatile gidip zihnimizi dinlendiriyorsak, bu konulardan da kendimizi bazen soyutlayıp ikili ilişkilerimizi kuvvetlendirmemiz gerekiyor. Bunu yapma mecburiyetindeyiz diye düşünüyorum.
Biraz dinlenmek, her konu hakkında bilgi sahibi olmamak, başka alanlara da ilgi duymak eminim normalleşmek için en uygun koşulları, ortamı oluşturacaktır.
Normalleşelim.
Yorumlar
Kalan Karakter: