Şimdi size Başkent Üniversitesi Hastanesi'nin Çocuk Acil Tıp Hekim kadrosunu yazacağım.
1- Dr. Umari Ali Jokho
3- Dr. Turgut Sultanov
4- Dr. Umid Sulaimanov
5- Dr. Raz M. Morshid
6- Dr. Bayram Nabizade
7- Dr. Mohammed A. H. Alshantti
8- Dr. Shahmir Ferotan
9- Dr. Mobin Hassa Khezri
10- Dr. Mohammed Ehsan Qasemi
Mart 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan 'varsın gidiyorlarsa gitsinler' dedi. Şimdi bu cümleyi bir beyin cerrahının, bir kardiyoloji, dermatoloji, göz, nöroloji gibi uzman hekimlerin kaç senede yetiştiğinden, yerine koymayı düşündüğü yeni mezun hekimlerin o bilgi ve beceriye ulaşması için gereken eğitimler, emekler açısından ele almayacağım. Şu açıdan ele alacağım sadece, tanıdığım Türk hekimlerinden özellikle daha genç olanlarından, bir gözü, refah seviyesinin daha yüksek olduğu, nöbet saatlerinden tutun da, karşılığında aldıkları ücrete, görev başında yaşama ihtimalleri daha düşük olan güvenlik sorunlarından tutun da hak ettiği ücretle sahip olabileceği imkânları gördükleri yabancı ülkelerde. Haksızlar diyemem. 'Doktorluk gibi aziz bir mesleği sadece paraya bina etmek doğru değildir' diyor Cumhurbaşkanı aynı konuşmanın devamında. Meselenin sadece para olmadığını söylemek için, görevi başında öldürülen ya da yaralanan doktorlar olduğunu, randevu sisteminden randevu alamayan hastalar ve adresi yanlış olan haklı isyanları ile her gün mücadele edildiğini, 5,5 dakika gibi çok kısa sürede hasta muayene etmek, tanı koymak ve tedavi başlamak zorunda olduklarını başlangıç olarak söylemek yeterli olur sanırım.
Yaklaşık 4-5 sene önce evde ufak bir tadilat işim olmuştu. Bir usta ile bir meblağ ve süre için anlaştık. İş başladı ve üç tanesi Türkçe dahi bilmeyen 4 yabancı uyruklu işçi getirmişti. O zaman çok da sorgulamamıştım. Belki de meselenin gidişatını da öngörememişim. Sonuçta bir iki gün sıva yapacaklar gidecekler diye. Ha Türk işçi gelmiş ha yabancı uyruklu ne fark eder ki. Benim işim halloluyor, memnunum. İşçi üç beş kuruş para kazanıyor, memnun. İşveren daha ucuza aynı işi yaptıracak eleman bulmuş o da memnun.
Benim evden sonra sıra sanayilere geldi mesela. Fabrikalar Türk işçi yerine daha ucuz iş gücü olduğu için hatta bazıları sigorta derdi bile olmadığını düşündüğü için yabancı uyruklu işçi tercih etmeye başladılar.
Sonrasında her okulda üç beş öğrenci derken bu eğitim yılının başında Antakya'da bir okulda 38 öğrencinin sadece 3’ü Türk diye bir haber okudum. Her yerde 38'in 3'ü değil belki ama gün be gün artan yabancı uyruklu öğrenci sayısı eminim hepinizin dikkatini çekmiştir.
Çocuklarını oyun parklarına götüren anneler. Eminim sizler de fark etmişsinizdir benzer durumları.
Kültürel bir sentez, entegrasyon falan da yok. Öylece geliverdiler, giriverdiler tüm sosyal hayatın içine. Yani bu misafirlik ya da sığınmacılık değil, bana göre başlamış bir asimilasyon. Bizler nasıl bakacağız endişesiyle çok çocuk yapmazken, gelen yabancı uyrukluların birçoğunun sürekli ve sürekli üreyip çoğaldıklarını görüyoruz. Gözünüzü açıp etrafa baktığınızda ne kadar çok olduklarını fark edebilirsiniz. Bana göre bu bir sessiz istila!
'Yok artık. Sen de ne kadar abarttın!' diyebilirsiniz. Çok kabaca bir sayı, Göç İdaresi Başkanlığının Mayıs 2023 verilerine göre Türkiye'deki yabancı sayısı toplam 4 milyon 990 bin. Yani 5 milyon. Bu sadece bir şekilde kayıt altında olanlar. Bence sadece Marmara bölgesi bile bu sayının üzerinde olabilir ama varsayalım ki durum bu. Bu 5 milyon sürekli olarak doğumlarla ve yeni gelenlerle çoğaldığı için çok yakın bir gelecekte bu sayı 10-20-30 milyonları bulacak. E o zaman bu insanlar demeyecek mi bizi de temsil edecek birilerini, bizden birilerini istiyoruz mecliste diye. Sayı az değil, o olası durumda Türkiye nüfusunun üçte biri olacak. İsterler tabi. Bir de meclise giren bu güruhun yönetime aday olmayacağını ve dahi kazanamayacağını nereden bileceğiz?
Hal böyleyken, geleceği düşünmemiz lazım ama şu an yaşanan bu duruma son bir bakış atalım. Yine Mart 2022 tarihli aynı konuşmada Sayın Cumhurbaşkanı 'gerekirse yurt dışından buraya dönmek isteyenleri süratle buraya davet eder ve ülkemizde istihdam ederiz' dedi. Şimdi ben hastaneye gittiğimde yabancı uyruklu doktora 'böğrüme yel girdi' yi nasıl anlatabilirim ki...
Yorumlar
Kalan Karakter: