Merhabalar… Gastepress’in bu sayısında BİR FİKRİMİZ OLSUN’un konuğu Pet Palace Veteriner Kliniği’nin ortaklarından Veteriner Hekim Ali Yeşiltaş oldu. Konuğumuzla bu yazımızda hayvan sahiplenmenin incelikleri, sokak hayvanlarının topluma etkileri, mama fiyatlarındaki KDV haksızlığından başlayarak her şeyi sizler için konuşmaya çalıştık. Keyifli okumalar...
Ali Bey öncelikle bize bu imkanı verdiğiniz için teşekkür ederiz. Bize kısaca kendinizden ve Pet Palace ailesinden bahseder misiniz?
Merhaba, hoş geldiniz. Ben, Veteriner Hekim Ali Yeşiltaş. Pet Palace Veteriner Kliniği ortağı ve sorumlu hekimiyim. 2018 yılından beri Kayseri’ye pet alanında iki tekniker ve dört hekim ile hizmet vermeye çalışıyoruz.
Üniversite tercihleri de başlamışken bu mesleği yapmayı düşünen gençlere neler tavsiye edersiniz?
Bu mesleği tercih etmeyi düşünen kardeşlerimiz varsa, onlara ışık olabilmek adına şunları söyleyebilirim; Öncelikle bu meslek, sessiz canlıların dili olup, sözcüklere dökülmesine vesile olabilmek, onların hayatlarına dokunabilmek, yaralarını sarabilmek biz hekimlerin tek gurur kaynağı. Tercih yapacak kardeşlerimin ülkenin ekonomik düzeyi göz önüne alındığında, veteriner hekimliği, iş imkanı bulabilecekleri geniş alanlara sahip bir meslek dalı olarak görebilirler ama bu meslekte başarılı olabilmek için öncelikle yüreğinde hayvan sevgisi olan kardeşlerimin bu branşı tercih etmesini isterim.
Sokak hayvanlarının topluma olan etkileri ve hayvan sahiplenme süreci hakkında bize neler anlatabilirsiniz? İnsanlar nelere dikkat etmeli?
Sokak hayvanları konusu maalesef halkı ikiye bölüyor. Aslında bu durum biz hayvanseverlerin de kanayan büyük bir yarası. Kentleşme ile doğal yaşam alanları sürekli daralmaktadır. Bakıldığında onlar bizi rahatsız ediyor görünse de biz onları rahatsız ediyoruz. Barınakların yetersiz olması, aç kalan hayvanların yemek bulabilmek için yerleşim yerlerine yakınlaşması, alan koruma iç güdüsü ile saldırıları da beraberinde getirmektedir. Önlem alınması ve bu konuda herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir. Gerek doğal yaşam alanları oluşturulması, gerek besleme için devlet desteğinin artırılması ve bakım şartları vs. Bu konuda devletimiz, ilk adım olarak 2022 sonu itibari ile tüm hayvanların kayıt altına alınması adına çip şartını getirmiştir. Yasaklı ırk diye nitelendirilen hayvanların kısırlaştırılması ile kayıt altına alınması da diğer bir adımdır. Pandemi ile evlere kapanmaların artmış olduğu dönem, hayvan sahiplenme konusunda pik yaşanan bir dönemdi. Daha sonrası daha feci bir hal alıp, sokağa salınmaların başladığı bir dönem oldu. Artık sokaklarda ürkek, beslenemeyen cins kedi ve köpeklerin sayısında artış oldu. Devletimiz kayıt altına alınmasını sağlayarak bir nebze de olsa bunun önüne geçmiş durumda. Bizler istiyoruz ki her çocuk, hayvan sevgisi ile büyüsün. Bu yüzden hayvan sahiplenmeyi, arkadaş edinmeyi, bir sahipsize yuva olabilmeyi, o merhameti çocuk yaşta evlatlarımıza verebilmeli ve desteklemeliyiz. Ücretli sahiplenmeye karşı biri olarak, sokaktaki bir cana dokunabilseniz, ona yuva olsanız sokakta bu kadar sahipsiz can kalmayacak.
Sosyal medyada sık sık karşımıza çıkan hayvan mamalarındaki KDV oranları ve artışları hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Dünyada yaşanan ekonomik kriz herkesi etkilemiştir. Ancak bizim ülkemizde bu durum biraz daha farklı. Herkes nasibini alsa da evcil canlılarımızın bakım ve mama ücretlerindeki artış ve KDV yükü bütçeleri çok sarsmaktadır. Büyükbaşta yem maliyetlerinin artması, haliyle hayvansal ürünlere de yansımaktadır. Evcil hayvanlarımız için yerli mama üretiminin azlığı, dışa bağımlılığımız ve bu sebepten ötürü de kur
dalgalanmaları, tüketiciye yüksek fiyatların yansıması, evde bakımı zorlaştırdığı gibi hayvan sahiplenmek isteyen insanların kafasında büyük bir soru işareti oluşturmaktadır. Bu durumun düzeltilmesi, en azından mama ücretlerinden alınan KDV oranının düşürülmesi çok önemli ve güzel bir adım olacaktır.
Hayvan sahipleri, hayvanlarının refahı için evlerinde ya da dışarıda nelere dikkat etmeliler?
Öncelikle bütün hayvanların ömürleri boyunca birer bebek olduklarını bilerek hareket etmeliyiz. Konuşamasalar da anlatmak istediklerini bizlere kendi vücut dilleriyle anlatıyorlar. Bu, tabii ki sizin onları ne kadar gözlemleyebildiğinize yani dinlediğinize bağlı. Bebeklerimizin refahı ve sağlığı için en önemlisi düzenli ve eksiksiz aşılamalar ile birlikte sevgidir. Köpeklerimiz için bu ihtiyaçların içerisine günlük geziler ve yürüyüşler de dahil oluyor. Bu esnada yaz aylarında başımızın belası olan pisi pisi otlarına özellikle dikkat etmeliyiz. Doğal yaşamlarında, dışarıda kendileri giderebilecek olsa da evlerimizde de bu ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalıyız. Kedilerimiz için evde kum kabı, tırmalama alanları ve enerjisini atacağı oyuncakları olmalı. Ayrıca pencerelerden ve balkonlardan düşme tehlikesine karşı bu alanlarda file kullanmak hem onların hem bizlerin içini rahatlatacaktır. Düzenli olarak bulundukları alanların temizlenmesi, mama ve su tüketiminin takibi, haftada birkaç kere gözlerinin ve kulaklarının temizlenmesi ve tüylerinin taranması bebeklerimizin refahı için önemlidir. Özetle bahsetmeye çalıştığım bu konu, her hayvan cinsine ve ırkına göre detaylandırılabilir.
Pet Palace’da ne tür hizmetler veriyorsunuz?
Kliniğimiz donanım anlamında Kayseri’de ilk beşte yer alan, operasyon ve tedavi anlamında hastane standartlarında, içerisinde pet mağazası barındıran birleşik bir sağlık kuruluşudur. Önceliğimiz koruyucu hekimlik hizmeti sunabilmek. Diğer yönden dahiliye, doğum, cerrahi olarak teşhis - tedavi anlamında her türlü hizmeti sunmaya, Kayserimiz için en iyisini yapmaya çalışıyoruz.
Son söz olarak okuyuculara neler söylersiniz?
Kayseri, pet anlamında büyük bir atak geliştirdi. Hemen hemen on evden birine bir evcil canlı girmektedir. Kedi, köpek, kuş, balık, kaplumbağa vs. Sizlere diyebileğimiz, sokak hayvanatlarını lütfen görmezden gelmeyin onlara yuva olamıyorsak bile bir kap mama, bir kap su destekleriniz ile bir canlıya, bir hayata dokunmuş olursunuz. Kim bilir belkide; O, sizin hayatınıza dokunur...
Yorumlar
Kalan Karakter: