Çok bereketlidir bizim topraklarımız, öyle ki göçebelikten yerleşik hayata geçen ilk Hun Devleti'ne kadar bereketi bol oldu tüm Türk devletlerinin. 

Tarih boyunca gerek hayvancılık gerekse tarımla uğraşmış bir çok devletimiz. Her şeyi yapmış lakin bir şeye dik durmuştur daima. Esaret!

Zorda olan, darda kalan herkese kapılarını açsa da esaret boyunduruğuna asla girmemiş, Çin esaretine karşı Kürşat liderliğinde 40 kişiyle sarayı basmasını da bilmiştir.

Peygamber Efendimiz zamanına baktığımızda da görüyoruz ki, bizim dinimiz hoşgörü ve kardeşlik dini. O zamanlar da aynı coğrafyada kardeşçe yaşadığımız ensarlar, muhacirler vardı. Tarihi biraz daha ileriye alıp 16. yüzyıla bakalım. Avrupa ülkelerine yaptığı iyilik ve yardımlardan dolayı bugün bile hala adından söz ettiren bir padişahımız vardı bizim: Kanunu Sultan Süleyman. Nasıl mı? Padişah döneminde tarım ve deniz ticareti ile uğraşan Hollanda, Cenevizli korsanların da baskısına dayanamayarak Kanuni Sultan Süleyman'dan yardım istemeye karar verir ve Osmanlı'nın yardımları ile rahat bir nefes alır. 

Peki günümüzü gelecek olursak Doğu bloğunda neler yaşanıyor da Suriyeliler akın akın Türkiye'ye geliyor? Daha önce de İran'dan bir çok sığınmacı gelmiş, bir müddet sonra farklı ülkelere gitmişlerdi. Dünyanın dengeleri hızla değişiyor, çok uluslu devletlerin enerji kaynağı arayışı insanları hem yurtlarından ediyor, hem de nüfus dağılımını değiştiriyor. Suriye'de yaşanan çeşitli iç karışıklıklar sebebi ile de ülkemize mülteci girişi kaçınılmaz oluyor. 

Evet biz Türkiye olarak bir çok ülkeye bugün ağabeylik yapmaktayız. Dün olduğu gibi ecdadımızdan aldığımız hoşgörü ve yardımseverlik duyguları içerisinde hareket ediyoruz. Hepimizin aklına dün kol kanat gerdiklerimiz ihanet etmedi mi diye gelebilir. Hollanda dün yapılan iyilikleri unutmuş olabilir lakin bizim çok güzel bir atasözümüz var: "İyilik yap denize at, balık bilmezse Halik bilir."

Suriyeliler meselesine geldiğimizde ise, az önce bahsettiğim gibi çok uluslu devletlerin enerji arayışı Suriyeliler için bir seçenek değil Türkiye'ye göç etme mecburiyeti oluşturmuştur. Eskiden ticaret ve hayatta kalma mücadelesi ile dolaşan göçebe insanları bugün dünyanın bir çok yerinde savaştan kaçan insanlar oluşturmaktadır. Bizim bu durumda atacağımız her adım inanın ki gelecekte oluşturulmaya çalışılan planları büyük oranda etkileyecektir. Çünkü bizim konumumuz şuanda sadece sığınmacı ağırlama meselesi değildir. Geçtiğimiz günlerde Suriyelilerin yaptığı mitingin arka planında çok farklı düşüncede insanların olduğunu ve bunları yönettiğini düşünüyorum. Bu yüzdendir ki "Türkler Defolsun!" şeklinde haince düşünülmüş fikri ulu orta bu insanların ifade edebilmeleri bana çok zor geliyor. 

Her dönemde ülkemizde bir iç karışıklık çıkartmak isteyenler oldu. Bunun en yakınını Gezi Parkı Olayları esnasında yaşamadık mı? Amaç apaçık belli iken, yakılıp yıkılan bizim vatanımız iken BBC, CNN gibi kanalların muhaberileri kıs kıs gülerek bizi izlemedi mi? Aynı senaryo yeniden farklı bir şekilde yaşatılmaya çalışılıyor. Çünkü bizdeki birlik ve beraberlik onları en zorlayan şey. Hamd olsun ki birliğimizi bozamıyorlar, onlara bu fırsatı 15 Temmuz'da vermedik asla da vermeyeceğiz inşallah. 

Kalın sağlıcakla...