Yaşadığımız topraklar bize Allah'ın en büyük nimetlerinden... Zordur böyle bir coğrafyada hayatta kalmak. 623 yıl elbette güllük gülistanlık geçmedi. Sürekli hem iç hem de dış hainlere karşı tetikte durdu bu devlet. Maalesef hala da öyle...
1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti, gerek iç, gerekse dış baskılara dayanamayarak; 27 Mayıs 1960 İhtilali, 22 Şubat Ayaklanması, 12 Mart 1971 Muhtırası, 1980 Askeri Müdahalesi, 28 Şubat Süreci, 27 Nisan e-muhtırası ve son olarak 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi olmak üzere 96 yıllık ömrüne 7 tane darbe ve cunta sığdırmış.
Bazen soruyoruz ya 2. Dünya Savaşı'na biz girmedik Alman'ı, Japon'u, İtalyan'ı aldı başını gitti de biz neden gelişemedik diye? Cumhuriyet'in kuruluşunu ortalama alsak, 13 yılda bir darbe görmüş milletin fertleriyiz biz. Ama ortalamaları bile aşıp 1960-1980 4 kere darbe görmüş ve bu arada rahmetli Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere birçok kurban verip, yüzlerce insanımızı da hapislerde çürütmüşüz.
Şimdi tekrar sorup üzerinde düşünmemiz gerekiyor. Böyle bir ortamda ülke nasıl gelişir, nasıl iç ve dış atılımlar yapılabilir, nasıl dünya ülkelerine ekonomik olarak kafa tutulabilir? Kendi kendini beğenmeyen çift başlı kutuplar sürekli birbirini iterse bunların hiç birisi yapılamaz. Bu mümkün değil ki zaten mümkün de olmamış. Darbeler bitmiş bu sefer siyasi kavgalar birbirini izlemiş... Ardından devletimizin içine sızan hain FETÖ 15 Temmuz günü sahneye çıkarak devletimizi yok etmek istedi.
Tüm bunları anlatmamın sebebi, ülkemizin geçtiği zor günleri anlatabilmek. Aslında yukarıda yazdıklarımın her birini ayrı ayrı okuyup anlamak gerekiyor. Bugün ise ülkemizi çok büyük bir fırsat beklemekte. Yaşananları önce sizinle paylaşıp bu güzel fırsatı açıklamak istedim.
DOĞU AKDENİZ'DE BİR HAZİNE YATIYOR!
Şuanda tüm dünyanın gözü Doğu Akdeniz'e çevrilmiş durumda. Ne mi var bu sularda? ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi verilerine göre Doğu Akdeniz’in Levant adı verilen ve Suriye kıyılarını da içinde barındıran bölgesinde yaklaşık 3,5 trilyon metreküp doğalgaz ve 1,7 milyar varil civarında petrol rezervi bulunuyor. Bu devasa enerji kaynağına ulaşmak için çok uluslu devletler adeta aç kurt gibi saldırıyor. Son günlerde Türkiye'nin yaşamış olduğu sorunların temel kaynağın sırrı bu bölgede yatmaktadır. Çünkü bize ait olan karasularını yok sayan diğer ülkeler, Türkiye ile buradan çıkartılacak olan doğalgaz ve petrol kaynaklarını paylaşmak istemiyor.
Dünyada yaklaşık 20 adet sondaj gemisi bulunurken bunların Yavuz ve Fatih olmak üzere 2si ülkemize ait. Barbaros Hayrettin Paşa gemisi ise doğalgaz ve petrol sismik arama gemimiz.
Ülkemiz bu enerji havuzunda payına düşeni almak için elinden gelenin fazlasını yapıyor. Tabi ki burada başlayan hareketlilik şuan kendi halinde gibi görünse de Yunanistan'ın tavırlarını hepimiz biliyoruz. Bu daha işin başlangıcı.
Evet, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen ülkemiz dimdik ayakta ve yoluna ecdadımızdan aldığımız cesaret ile devam etmektedir. Yaşanan bu süreci hepimizin takip ederek, enerji havuzunda bizim hak sahibi olduğumuzu bilmemiz gerekir.
Kalın sağlıcakla...
Yorumlar
Kalan Karakter: