Evet ölüm var… Hem de şeksiz şüphesiz… Tüm keşkeleri, amaları, fakatları, pişmanlıkları, geç kalınmışlıkları ve daha yaşanılacak onca şeyleri geride bırakan, bıraktıran tek gerçek…
Çoğu zaman unuttuğumuz… Sohbetlerde, sosyal medyada, haberlerde her gün duyup okuduğumuz halde umursamadığımız veya vah vah deyip nadiren de dua ediverdiğimiz mutlak gerçek…
Meslek hayatımız boyunca binlerce ameliyata girdik... Biz hastaların başında, aileleri kapının önünde kaç gece sabahladık bilemem… Bir çok güzel haberin yanında bir çok kez ölüm haberi de verdik…
Aldıkları haber ile oturduğu yere yığılan onlarca insan teselli ettik veya ettiğimizi zannettik, hayat devam ediyor, metanetli olun dedik… Sonra da yürüyüp gittik…
Sanki ölüm bize çook uzakmış gibi…
Halbuki hayat nedir ki
Aldın bir nefes, verdin bir nefes…. Hayat dediğin işte o iki nefesin arası o kısacık zaman değil midir?
Öyledir elbet… En yakınından birini alınca ölüm… İşte o zaman sert bir tokat gibi sen de hatırlıyorsun mutlak gerçeği… Sana çok uzakmış gibi görünen o gerçek ile her zaman burun buruna olduğunu canın çok yanarak anlıyorsun…
Bir yandan da hayata anlam katan mutlak gerçektir; ölüm…
Mülk suresinin ikinci ayetinde Allah ü Teala; işte bu iki nefes arasındaki zamanda kimin daha iyi işler yaptığını sınamak için hayati ve ölümü yarattığını buyurur…
Sahi ölüm var desek ve unutmasak acaba hangi hırsımıza yenilirdik???
Hangi boş lakırdılar ile peynir gemisi yürütürdük???
Kaç gönül kırar, kaç kişinin hakkını hukukunu çalardık demekten, kendini alamıyor insan…
Ama unutuyoruz işte… İmtihan bu ya, insan işte bu ya... Unutuyoruz işte…
Ve öyle acımasız oluyoruz ki binlerce yıldır şiddete, yağmaya, yakıp yıkmaya ve öldürmeye doymadık…
Acı çeken biz olmadıkça ne gam, ne keder… Afrika’da Asya’da bir günde onlarca insan katledilmiş kime neee bize ne… Haksızlığa uğramış, malı çalınmış, gaspa uğramış, yerlerde sürünmüş, mahkeme kapılarında adalet aramaktan tükenmiş insanlardan kime neee bize neee…
Dedim ya bize olmadıkça bize dokunmadıkça kime neee bize ne...
Kötü bir sınav veriyoruz yani şu dünyada…
Peygamber Efendimiz (A.S) akıllı insan ölümü sık hatırlayandır buyuruyor…
Akıllı insan yan gelip yatmaz… Hayatı ve ölümü yaratandan gayri, kimseden korkmaz, zulme sessiz kalmaz, adaletten şaşmaz… Yetim malını yemez, teraziden çalmaz… İnsanı insan olduğu için sever, kalp kırmaz… Çünkü ölüm var… Hesap var… Bunu akıl eder…
Söylemesi kolay, kolay da… Dedik işte unutuveriyoruz hemen… Olmadı… Yapamıyoruz işte…
Yine de insan olarak vazifemizdir … ölüm var diyerek herkesi, her kesimi uyarmak, vicdanlara seslenmek… Bu sayede de yaşamı anlamlı ve değerli kılmak…
Her hataya, her hırsa, her zulme inat, onca acıya, onca gözyaşına inat, umutlu olmak, iyilik peşinde koşmak, insanı insan olduğu için sevmek gerektiğini hatırlatmak…
Her zaman ölüm denen mutlak gerçek ile aramızda sadece verilecek bir nefes olduğunu unutmamak dileği ile…
Yorumlar
Kalan Karakter: