Covid-19 ile beraber bağışıklık sisteminin önemini daha iyi anladık. Virüslerin hastalıkların adı değişir ama eğer siz sağlıklı bir bağışıklığa sahipseniz mücadeleniz kolaylaşır. Hepimiz çevremizden duyuyoruz, şahit oluyoruz; kimisi çok kolay atlatırken kimisi hastaneye yatmak zorunda kalıyor, kimisi de yenik düşüyor bu hastalığa. Bana göre iki önemli etken var bunun altında yatan. Birincisi maruz kalınan virüs yükü, ikincisi bağışıklık sistemi. Daha önceki bir yazımda da bahsetmiştim bağışıklık desteklerinden. Ama bugün özellikle arı ürünleri olan propolis, arı sütü ve polen hakkında bilgi vermek istiyorum. Çok duyuyoruz ama hangisi tam olarak ne işe yarıyor biliyor muyuz?
PROPOLİS
Arılar, ağaçlardan, bitkilerin tomurcuk, yaprak ve gövdelerinden salgıladıkları maddeleri, kendi salgı bezlerinden salgıladıkları enzimlerle işleyerek reçinemsi bir ürün olan propolisi üretir. Arılar kovanlarını bakteri ve mantar enfeksiyonlarına karşı korumak, hijyen sağlamak, diğer böceklerin kovana girmesini engellemek için propolisi kullanırlar. Çoğunlukla koyu kahve renkte ve kendine has kokusu olan bir maddedir. B1, B2, C, E vitamini ve çinko, bakır, demir, kalsiyum, magnezyum, sodyum ve potasyum mineralleri açısından zengindir.
Antibakteriyel, antiviral, antifungal ve antienflamatuvar etkileri yanında içeriğinde ki bazı maddelerin kanserli hücrelerin gelişimini engellediği, sağlıklı hücrelerin gelişimine destek verdiği düşünülmektedir. Antiviral etkiyi sağlayan ise içeriğindeki bioflavanoidlerdir.
Propolisin doğru şekilde balmumundan ayrıştırılması ürünün sindirilebilirliği açısından çok önemlidir. Bitki ve larva kalıntılarından ayrışmış olması gerekir. Bu yüzden kovandan kazıyarak toplanan işlenmemiş ürünlerin tüketilmemesi gerekir. İşlenerek damla, tablet, sprey, şurup haline getirilmiş ürünler tercih edilmelidir.
ARI SÜTÜ
5-15 günlük işçi arıların yutak üstü salgı bezlerinden salgıladıkları akıcı kıvamda, jel halinde, beyaz renkteki maddeye arı sütü denir. Arılar bu maddeyi bol miktarda polen ve bal tüketerek üretirler. Keskin kokusu olan fenolik yapıda bir bileşiktir. Süte benzeyen görünümü ve yavru arıların beslenmesi için kullanılması nedeniyle arı sütü denilmiştir. Yavru arıları ve kraliçe arıyı beslemek için kullanılır. Bazı dillerde kraliyete ait anlamında ‘’royal jelly‘’ de denilmektedir. Ana arı ve işçi arılar aslında aynı genetik yapıya sahiptir. Larva döneminde aldıkları arı sütü miktarı farkı belirler. Ana arı oldukça dirençlidir ve 6 yıl yaşarken işçi arılar dirençsizdir ve 2 ay yaşarlar.
Arı sütü su, karbonhidrat, lipid, A, C, D, E vitaminleri, B grubu vitaminlerin hepsi, 10 adet temel aminoasitin 8 tanesini içermektedir. Ayrıca kalsiyum, potasyum, sodyum, bakır, çinko, demir içeriği sayesinde bağışıklık sistemi için önemli bir destektir.
POLEN
Polen,bal arılarının gelişimleri, üremeleri ve kovandaki faaliyetlerini sürdürmeleri için gerekli bir besindir. Ortalama olarak polenin yaklaşık %25’i en az 18 çeşit aminoasit içeren protein yapıdadır. Buna ek olarak çeşitli vitaminler, 28 farklı mineral, 11 enzim, 14 yağ asidi,11 karbonhidrat ve hormon bulunur.
Hakiki bal tam anlamıyla şifa deposudur. Ancak günümüzde hakiki bala ve arı ürünlerine ulaşmak her geçen gün zorlaşıyor. Gıda olarak tüketilmesi yanında bağışıklığı desteklemek için eğer arı ürünleri kullanmak istiyorsanız lütfen güvenilir firmaların ürünlerini tercih edin. Bu ürünlerin saflaştırılmış olması belli bir standardizasyonunun olması, analizlerden, testlerden geçmiş olması çok önemlidir. Ayrıca ne kadar besleyici olursa olsun 1 yaş altı bebeklerde arı ürünlerinin kullanılmaması gerekir. Gıda takviyesi olarak değerlendirilse de doz ve size uygun formun seçilmesi konusunda mutlaka doktor veya eczacınıza danışın. Kişiye özgü ihtiyaç belirlenmesi gereklidir. Sağlık arayalım derken sağlığınızdan olmayın.
Sağlıklı günler diliyorum
Sorularınız için
GSM: 05523206284
e-posta: mavieczanekayseri@gmail.com
instagram: @eczacisohbetleri
Yorumlar
Kalan Karakter: