İşte bu yüzden bir çiçek kadar narin, bir kuş kadar özgür, bir kelebek gibi umarsızca yaşamak isterdim hayatı. Yaşadıkça insanların ne kadar zalim olduğunu görünce kapattım kapıları. Şimdi benimle aynı şarkıyı söyleyip, aynı gökyüzüne bakıp, aynı yağmurda ıslananları hayatıma alıyorum. Meğer yaşamak ne güzelmiş daha yeni anlıyorum. Çünkü içimizdeki doğallığı, masumluğu ve çocuk gülüşlerimizi kaybettik. Hep bir hırs, hep bir acımasızlık ve menfaat her yanımızı sarıp sarmalamış durumda. Samimiyet neredeyse yok gibi. O kadar ihtiyacımız var ki içtenliğe, doğallığa ve saflığa. Nerede yaşadığınızı bilmiyorum ama ben böyle sakin, sessiz bir yerde kendi mecrasında yaşlanmak isterdim. Mutlu olmak için çok şeye sahip olmanıza gerek yok; içinizdeki doğallıkla dışınızdaki mükemmelliği hissedin kâfi. Çok mu gürültü duyuyorsunuz, sadece azgın nefsinizin ve sürekli etrafımızda dolaşan Şeytan’ın vesveselerinin sesini kapatın yeter.
Ben yapabildim mi yoksa beceremedim mi tam olarak bilemiyorum. Yıllar ilerledikçe herkesi kendim gibi görüp ezdim yüreğimi. Hep başkaları için fedakârlık yapıp ihmal ettim kendimi. Bir kerecik beni anlasınlar diye feda ettim ömrümü. Ama olmadı. Sonra anladım ki insanlar zahmetsiz elde ettiklerine karşı tam bir nankör kedi. Sırlarımı ve duygularımı açtığım kim varsa gün geldi önce dostluk adına sakladı sonra da açık arttırmaya çıkardı beni. Anladım ki ben verdikçe onlar almaya doymayacaklar böyle devam ederlerse de bende alacak bir şey koymayacaklar. Şimdi mutluyum herkese değeri kadar davranıyor ve geçirdiğim yıllarıma yanıyorum. İnsanları çantada keklik görüp ihmal edenlere de acıyorum. Hayat, yüreği güzel insana neşe ve mutluluk veren ve bizi yormayan sizin gibi dostlarla daha güzel.
Kendimi öyle bir sorumluluğun altına ittim ki etrafımdaki herkesin dertlerini sırtıma aldım. Peki, ne geçti elime? Kocaman bir hiç! O kadar yoruldu ki yüreğim artık onları taşımaktan usandım, bıktım. Şimdi kendim, sevdiklerim ve sevenler için yaşamaya başladım. Çok mutluyum. Beni hayatının dolgu malzemesi olarak kullananları ve görenleri bir daha hatırlamamak üzere sildim defterimden, unuttum yüreğimden, çıkardım ezberimden. Siz de böyle yapın ve rahatlayın. Elbette kolay değil ama ilk önce bir karar verin sonra onlara dönük maskelerinizi kullanın. Sosyal medya hesaplarınızdan engelleyin, telefon numarasını silin. Hatta o isimde kim varsa ondan bile uzak durabilirsiniz. Şaka bir yana belki düzelir mi umuduyla yeterince şans verdikten sonra asla devam etmeyin. Yoksa gövdesindeki kurdun kendini yemesine engel olamayan ağaç gibi devrilir gidersiniz.
KENDİNE BİR İYİLİK YAP KİTABIMDAN / ZEKERİYA EFİLOĞLU
Yorumlar
Kalan Karakter: