”Toplumumuzla kitaplıklarımız arasında gözle görülür bir kopukluk vardır... Kütüphaneciliğimin son yıllarına doğru, çok karamsar bir düşünce beni sık sık yoklar oldu: Türkiye'deki bütün kitaplıkları bir gün içinde kapatsak ne olur? Kim, ne kadar zarar eder? Bu zararı ölçebilsek ne buluruz? Adını anmaya değecek kadar bir şey tutar mı?”
Bu sözler geçtiğimiz 12 Ağustos‘ta ölümünün 11. yıldönümü olan Türkiye’nin kütüphanecilik alanındaki ilk kadın profesörü unvanına sahip Jale Baysal’a ait.
Jale Baysal, 1926’da Kayseri’de doğdu. Öğretmen bir anne babanın kızıydı. Liseyi Kayseri Lisesi’nde okudu. Bu okulda okuyabildiği için kendini hep şanslı hissetmiş ve bu konuda şunları söylemiştir: “Kayseri'de doğdum. Kayseri Lisesi bir erkek lisesiydi. Atatürk'ten sonra kız öğrencileri de almaya başladılar. Eğer bu uygulama olmasaydı ilkokuldan sonra okuyamazdım. İzmir'de, İstanbul'da kız liseleri vardı ama ailemin beni oralara gönderecek gücü yoktu.”
Baysal, liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde yüksek öğrenim gördü.
1948’de mezun olduktan sonra Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde çalışmaya başladı.
1951 yılında ise gazeteci-yazar Tarık Buğra ile dünya evine girdi. Bu evlilikten Ayşe adını verdikleri bir kızları olacak fakat çift 1968’de boşanma kararı alacaktı.
Küçük bir dipnot, annesi gibi bir bilim insanı olan Prof. Dr. Ayşe Buğra, geçtiğimiz haftalarda tutukluluk süresi 1000 günü aşmış olan işadamı Osman Kavala’nın eşidir.
Jale Baysal, 1963 yılında Almanya’dan davet edilen Prof. Dr. Rudolf Juchnoff ile birlikte Ankara Üniversitesi'nin ardından Türkiye'de ikinci kütüphanecilik bölümü olarak bilinen İstanbul Üniversitesi Kütüphanecilik Bölümü’nün kuruluşunda görev aldı.
Bu bölümün de ilk doktora öğrencilerinden biri oldu. Bitirme tezi olan ‘Müteferrika’dan Birinci Meşrutiyet’e Kadar Osmanlı Türklerinin Bastıkları Kitaplar’ için 47.000 kitabı inceledi.
1968’de UNESCO bursuyla Almanya’ya gitti.
Birçok akademik yayının yanı sıra matbaayı Osmanlı’ya getiren Macar asıllı İbrahim Mütefferrika’yı anlattığı ‘Cennetlik İbrahim Efendi’ isimli bir tiyatro oyunu kaleme aldı.
1993’de emekli olan Jale Baysal hayatının son dönemlerinde Alzheimer hastalığıyla mücadele etti. 83 yaşında İstanbul’da vefat ettiğinde Türk kütüphanecilik tarihinde iz bırakmış bir isimdi.
Herkes tarafından işine gösterdiği saygıdan ötürü takdirle karşılanan Baysal’dan öğrencisi Ayşe Üstün’ün staj zamanlarından öğrendiği şu değerli tavsiyeleri sizinle paylaşarak yazımı bitirmek istiyorum. Zira bu tavsiyeler bir öğrencinin işine yarayacağı kadar bize de hayata dair unuttuğumuz bazı değerleri hatırlatmakta:
“Her zaman, her alanda iyi ilişki ve iletişimden çekinmeyin ve güncel tutun. Her zaman derli-toplu, temiz ve düzgün giyinin. Herkese karşı dürüst ve erdemli olun. Bu üç tavsiyeyi ilke olarak kabul ederseniz kazanan siz olursunuz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: