6 Ağustos 1945 günü, sabah saatlerinde Hiroshima şehri, bir Amerikan uçağından atılan atom bombasıyla yerle bir oldu.
Bombanın düştüğü yere bir buçuk kilometre uzaktaki bir evde yaşayan Sadako Sasaki adında 2 yaşında bir kız çocuğu, şok dalgasının etkisiyle pencereden dışarı fırladı. Annesi onu bulduğunda hala hayattaydı. En azından bunun için şanslı hissetmiş olmalıydı.
Japon halkı 3 gün sonra, 9 Ağustos 1945’te ise Nagasaki’ye atılan bir diğer atom bombasının acısını yaşayacak ve bir daha unutmamak üzere kalbine gömecekti.
Savaşın ardından Japon ulusu derin yaralarını sarmaya çalıştı. Sadako ise büyüdü, okula başladı. Hatta sınıfının koşu takımının önemli bir üyesi oldu.
Aradan yıllar geçti. Sadako 11 yaşına gelmiş, tüm zorlu günlerin üstesinden geldiğini düşünmeye başlamıştı. Fakat o sıralar küçük kızın vücudunda nedensiz şişlikler belirmeye başladı. Ardından da purpura denilen küçük kanama odakları. Bunun üzerine ailesi küçük kızı doktora götürdü ve Sadako’ya, bebekken maruz kaldığı radyasyon nedeniyle lösemi teşhisi kondu. Doktorlar 1 yıldan fazla yaşamasına şans vermiyordu.
Nitekim her geçen gün Sadako’nun durumu kötüleşti. Sonunda hastaneye yatırıldı. O sıralar babası, ona bir Japon efsanesinden bahsetti: Eğer kağıttan 1000 tane turna kuşu katlarsa, bir dileği kabul olacaktı.
Sadako artık tüm zamanını origami denilen Japon kağıt katlama sanatını kullanarak turna kuşları yapmaya vermişti. Ta ki 25 Ekim 1955 günü hayata veda edene kadar. Anlatılan o ki ömrü 644. turna kuşunu katlamaya yetmişti.
Ölüm haberini alan arkadaşları kalan turna kuşlarını tamamladılar ve Sadako kağıttan 1000 turna kuşuyla birlikte toprağa verildi.
Ölümünden sonra Sadako Sasaki, tüm dünyada savaşlarda hayatını kaybeden masumların sembolü haline geldi.
Hiroshima Barış Anıtı Parkı’nda, altından bir turna kuşunu tutarken tasvir edilmiş bir heykeli dikildi. Yine Amerika, Seattle Barış Parkı’nda da bir heykeli bulunmakta.
Nazım Hikmet de Sadako’yu unutmadı. Onun için ‘Kız Çocuğu’ isimli şiirini yazdı: Çalıyorum kapınızı,/ teyze, amca, bir imza ver./ Çocuklar öldürülmesin/ şeker de yiyebilsinler., diye insanlığa seslendi.
Ve aşağıda bulacağınız İppon No Enpitsu (Bir Kalemim Olsaydı) isimli şarkıyı da Japon sanatçı Hibari Misora bu öykünün üzerine seslendirdi: Bir kalemim olsaydı/ Size olan sevgimi yazardım/ Bir kalemim olsaydı/ ‘Savaştan nefret ediyorum’ yazardım.
İppon No Enpitsu - Hibari Misora
Yorumlar
Kalan Karakter: