Öyle ki bir süredir AK Parti İl Başkanlığı ve İlçe Teşkilatları "Vefa Programları" adı altında yaptıkları toplantılarla eski ve yeni parti yöneticileriyle bir araya gelerek unutulmadıklarını hissettirmeye ve vefa örneği sergilemeye gayret göstermekte. AK Parti İl Başkanı Şaban Çopuroğlu'nun ifadesiyle "Teşkilat mensuplarımızla birlikte Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları üzerine başlattığımız Vefa Programlarımızda AK Partimizin kuruluşundan bu yana görev almış tüm kademelerdeki mensuplarımız ile bir araya geliyoruz"
Çopuroğlu'nun ifade ettiği gibi Sayın Cumhurbaşkanının talimatlarıyla böyle bir çalışma içine girilmiş. Geçmişte bu tür programlar sadece seçim dönemlerinde İl ve Merkez İlçe Belediye Başkan adaylarının tanıtımları sırasında gerçekleştirilirdi.
Yakın zamanda bir seçim olmadığına göre "Vefa Programları" yeni oluşumlara karşı önlem olarak görülebilir.
Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın eski parti yöneticilerini telefonla aradıkları söylentilerinin dillendirildiği bir dönemde bu programların gerçekleştirilmesini yeni oluşumun Kayseri'de ciddi manada karşılık bulabileceği ihtimalinin öngörülmüş olduğuna bağlıyorum.
Bende bu konuda bilgi edinmek adına geçtiğimiz günlerde tanıdığım bazı eski siyasilerle telefon görüşmesi gerçekleştirdim.
AK Parti'de yaşanan kırgınlıkların yeni oluşumlarda karşılık bulup bulmayacağı üzerine biraz sohbet ettik.
Sohbetin ana teması "Vefa Programı" etkili oluyor mu?
Babacan ve Davutoğlu Kayseri'de karşılık bulur mu?
Bir çok insanın merak ettiği gibi kafamdaki asıl soru buydu.
Ben bunlara cevap ararken aslında önemli bir noktayı da ıskaladığımı farkettim.
AK Parti İl Başkanlığı ve İlçe Teşkilatları "Vefa Programları" adı altında toplantılar yaparken aslında bu şehrin vefasızlığını da ortaya koyuyorlar.
Sahi sorarım size Kayseri'de "Vefa" var mı?
İşte asıl görünmeyen ve görülmesi gereken noktaya geldik.
Çok vefasız bir şehirde yaşıyoruz.
Bu tanımı ülke geneli veya herhangi bir siyasi oluşum içinde kullanabiliriz ama şimdilik Kayseri özelinde vefasızlıktan bahsedelim.
Kayseri için hizmet etmiş insanlara ne zaman değer verilmiş ki..
Bugün verilsin!
Bunun en çarpıcı örneği FETÖ davalarıyla kendini göstermiştir.
İşine gelmeyeni FETÖCÜ ilan eden bir guruh türemişti 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi sonrasında.
İnsanlar ya İngiliz uşağı ilan edildi yada FETÖCÜ...
Bende gazete muhabiri olarak 15 Temmuz öncesinde ve sonrasına yaşananlara tanıklık ettim. Makam, mevki,para kazanma hırsına kapılan bazı kişiliği bozuklar Kayseri'ye hizmet etmiş İnsanları açıktan gizliden suçlayarak FETÖCÜ ilan etmiş bundan da çıkar elde etme yarışına girişmişlerdi.
Bu konuları daha sonra detaylı bir şekilde ele alırız inşallah.
FETÖ konusunda ise Devletine, Milletine hainlik edenlerin en ağır cezayı almaları gerekir. Benim burada dikkat çekmek istediğim husus dün el üstünde tutulan kişilere gösterilen vefasızlık. Bunun en açık örneği ise Kayseri'nin çok kıymetli bir evladı olan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yapılanlar ve yakıştırılanlar. Geçmişte Abdullah Gül ile görüşmek için sıra bekleyenler bugün kendisini hainlikle suçlamayı kendilerine hak sanıyor.
Ufacık bir "Vefa" göstermeden kendisini suçlayan ifadeler kullanmaktan geri kalmıyorlar. Oysa Abdullah Gül Kayseri'ye geri dönüş yaptığında ilk uğrayacağı yer, yeniden partisine üye olmak için geleceği AK Parti İl Başkanlığı idi. Ne oldu da Abdullah Gül ve ekibine "İl Başkanlığında kimse yok" denildi. Neden onu karşılamaya kimse çıkmadı.
Herkes susmuş..
Bir anda Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış olan Kayserinin öz evladı Abdullah Gül kendi şehrinde yalnız bırakılmıştı.
Kim talimat vermişti?
O bile belli değil!
Abdullah Gül özelinden soruyorum şimdi "Vefa" var mı? Kayseri'de..
"Vefa Programları" düzenleyenler öncelikle FETÖCÜ yaftası vurularak veya kendisine siyasi rakip olarak gördüğü kişilerce uzaklaştırılan, yalnızlığa itilen kişileri bulup onların gönüllerini almayı öğrenmeli bence..
Yoksa asıl amacı Babacan ve Davutoğlu Kayseri'de karşılık bulur mu? diyerek yapılan "Vefa Programlarının" sadece "dostlar alışverişte görsün" den öteye geçmeyeceğini bilmelerini isterim.
Yorumlar
Kalan Karakter: