İşin özetine girmeden önce Kayseri'nin çok mühim bir özelliğinden bahsederek girizgah yapmak isterim.
Bu şehir öyle muhteşem bir şehir ki içerisinde oluşan tüm olumsuzlukları "Padişahım sen çok yaşa" şak şakçıları sayesinde yutup öğütmekte. Bakıyorsunuz ki her taraf sarılmış "şak şak yapan yumuşaklar ile"
Tabi ki hal böyle olunca yaşanan sıkıntıları dile getirmekte kafi gelmemekte.
Durum böyle ise insanın "Müslümanım Elhamdülillah" demekten şüphesi geliyor..
Nedenlerine gelince; eğer Müslüman isen yalan söyleyemezsin..
Bunu bir hadis ile ortaya koyalım.
Fahri Alem Peygamber Efendimiz (S.A.S) "ahir zamanda benim ümmetim içinde bir tek yalancılar olmayacak" ifadesini sahabelere dile getirmiştir.
Bu hadisten yola çıkarak gizlenmeye çalışılan durumun veya menfaatin yalanla kapatılmasını sağlayan yönetici, yönetici asistanı, müdür, müdür yardımcısı ve çalışanların tamamı bu hadiste ifade edildiği üzere apaçık ümmeti Muhammed'e tabi değil..
Yani inkarcı..
Yada biz o bilinen Müslümanlardan değiliz..
Şimdi bir tartışma daha ortaya çıkmış olacak..
Bilinen Müslümanlıkla bilinmeyen Müslümanlık..
Bilinen Müslümanlık Bazı yöneticiler tarafından "o ulu orta" yaşanan Müslümanlık benzeri ibadetlerle gösterilen hal ve hareketlerin bütününe denilmekte..
Bilinmeyen ise her ne olursa olsun..
Kimlerin canı yanarsa yansın..
Hakkın gösterdiği yolda eğilmeden bükülmeden durmak, bununla beraber ibadetlerini yerine getirmek..
Öyle zarar görmeyelim kandırmacasına ile insanlardan doğruyu saklar iseniz Müslüman değil, Müslümanın tükürüğü olamazsınız..
Bırak "Taşlar Oynasın" yerinden..
Yorumlar
Kalan Karakter: