Son olarak ABD’ de yaşanan George Floyd olayı hepimizin malumu. Floyd’un ölümüne sebep olan muameleyi görmesinin tek sebebinin ise ten rengi olması içler acısı bir gerçek. Başkanlık ikametgâhının adı bile ‘’White House’’(Beyaz Saray) olan bu ülkede benzeri olayları birçok kez görmüştük. Floyd nazarında ayrımcı, ırkçı yaklaşımları, yapılan muameleleri ve doğurdukları sonuçları kötü görmek, protesto etmek ne kadar doğruysa, tepki gösterme şeklini Vandalizm olarak belirlemek bir o kadar yanlış. Ki bu durum zaten başlı başına protest bir durum yaratıyor. Vandalizm dışında başka bir tepki gösterme yöntemi ise ‘bizde bu olmaz, biz şöyle iyiyiz, siz şöyle lanetlisiniz’ gibi kendi içinde biz-siz-kendi ırkını yüceltme-başka bir ırkı küçümseyip kötüleme gibi ırkçı, ayrımcı hatta faşist söylemler kullanmak. Ya arkadaşım tamam kaş yaptın ama iki gözden olduk be! Zannetme ki ırkçılık, ayrımcılık sadece ten rengiyle oluyor. Hele ki ülkemizde ayrımcılığın pozitifi, negatifi birçok şekli şüklü var çok şükür.
Ayrımcılık konusunda en kabullenilesi düşünce Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün “Türküm diyen herkes Türk’tür” düşüncesidir. Ne bu cümledeki “Türküm” ibaresi nede ‘Ne mutlu Türküm diyene!’ de ki “Türküm” ibaresi ayrımcı, ırkçı söylemler değildir. Aksine Türkiye Cumhuriyeti toprakları içerisinde ve Türk bayrağı altında yaşayan herkes dili, dini, ırkı, ten rengi gözetmeksizin bir aidiyeti paylaşır ve aynı hakka sahiptir demektedir.
Mustafa Kemal’in izinde önce ülkemizde ve sonra tüm dünyada “BİZ” olabilmek dileğiyle..
Yorumlar
Kalan Karakter: