Düşünüldüğü gibi yaşamın değil doğumun zıttıdır ölüm. Yaşam ise insanların ölenlere üzülmekle imrenmek arasında geçirdiği süreçtir. Bu durumu Benjamin Franklin "İnsanların çoğu 25 yaşında ölür ancak 75 yaşında gömülür" diyerek ifade etmiştir. Fakat bazılarının öyle yok sayışları var ki ölümü bile inkar edecek kadar cüretkarlar. Aslında buna da saygı duyuyorum. Sonuç olarak hakkında bu kadar belirsizliğin olduğu, bu kadar merak edilen, bu kadar çok fikre sahip olunan başka bir durum yok.
Ölüm; bir can borcum var diyenlerin borçlarını ödedikleri anı, inananlar için başka bir aleme yolculuğu, inanmayanlar için sonsuz sessizliği, reenkarnasyonculara göre başka bir forma geçişi, ateistlere göre dinlerin sonrasında ki yaşamı tehdit olarak kullandığının savunulduğunu, tarotçular için mevcut durumun bitişini yeni bir durumun başlangıcını simgeleyen kartı, epikürcülere göre korkulmasının anlamsız o varken bizim biz varken onun olmayacağını, bazısı için kurtuluşu, bazıları için ayrılığın alternatifini, çoğu için muammanın dik alasını, kimisi için yaşamın anlamını, kimileri içinse yaşanan her şeyin anlamsızlığını ifade eden kavramdır.
Bu karmaşanın içinde tek yapmamız gereken her günümüzü son günümüz gibi yaşamak, çünkü bir gün gerçekten öyle olacak..
Yorumlar
Kalan Karakter: