Artık sınavlar bitmiş, geziler tamamlanmış, ilkbahar yavaş, yavaş yaza dönüyordu. Sınav sonuçları açıklanmış ve ben birinci sınıfı bitirmiştim. Evde bir kaybımız vardı İsmail eklenen iki sınav nedeniyle birinci sınıfta kalmıştı. Moralimiz çok bozuktu. Söyleyecek lafımız yok hiddetimiz çoktu. Lalezar pastanesinde köşede oturduğumuz masada hüzün vardı. İçtiğimiz çayın tadı bozuk sigaranın dumanı yetersizdi. Belki bir kurtarma sınavı. Tek umut o sınavdı. İsmail gülümseyerek girdi içeri sigarası dudağının köşesinde yüzünde tebessüm. “Bütünleme hakkı verdiler” dedi. İçimize kocaman bir umut doldu. “Tamam oğlum ya nasıl olsa geçilir bütünlemede üzülmeye ne gerek var” dedik. Sigaranın tadı değişti çayın lezzeti dudaklarımıza oturdu.
Akşam evde herkes hızlıca bavulunu hazırladı. Yemek yendi. Sigaralar yakıldı heyecan ile bir son gece sohbetine dalındı. Kapı çaldı ben açtım. Ziya kapıdaydı. “Babalar nasılsınız?”dedi içeri girdi. “Ya babalar ruh çağırma seansı yapıyoruz. Çayımızda var bekliyoruz” dedi. Davudi bir “eyvallah” ile çıktı. İşimiz yoktu. Taze çay da var. Toplandık indik aşağıya. Kapıyı açtı Ziya. Rutubetli bir sıcak vurdu yüzümüze. Açılır bir masa, üzerinde kirden ışığı azalmış bir eski ampul. Köşede elektrik ocağı üzerinde tıkırdayacak kaynayan çay, çay rengi bardaklar. Masanın üzerinde bir fincan bir karton üzerinde harfler rakamlar evet ve hayır. “Yahu ziya” dedim. “Bu ruh bize gelirde senin bu daireye iner mi? Rutubet desen var soğuk desen var” “Baba yazın serin ondan bilir gelir merak etme sen” dedi. Gülüştük. Masanın etrafına geçtik hepimiz. Fincanı ortaya koyduk. Herkes sağ el baş parmağını fincana dokundurdu. Ziya yumuşak bir sesle “ Ey ruh geldiysen evet’e git” dedi. Gülüştük. “Babalar ama böyle yaparsanız gelmez ki” dedi. Sustuk gözlerimizi kapattık.
O gece birkaç saat ruha sorular sorduk. Kimsenin aklına bütünleme sınavı gelmedi. Ziya ne zaman öleceğini sordu. Fincan bir sonraki gün ve saat onyediyi gösterdi. Güldük. Çay içtik sohbet ettik. Sarılıp helalleştik evlerimizde derin heyecan ile uykuya daldık. O gece aklıma Ziya’nın ölüm günü geldi. Önce içim ürperdi sonra uzun uzun güldüm. Ya gerçek se? Bir daha güldüm.
Sabah erkenden uyandım. Zaten gece heyecandan uyku tutmamıştı. Kayseri’nin bulutlu sabahı ilkbaharın ışıltılı güneşi ile değişmişti. Öğleye kadar kitap okudum müzik dinledim. Hepimiz aynı araba ile gitmiyorduk. Ben helalleştim bavulumu aldım çıktım evden. Apartmanın önünde taksi durağı. Kısa bir yolculuktan sonra Hunat camii. PTT arkasındaki otobüs durağı, servis ile otogara gidiş. Otogar da Ziya bizi bekliyordu. Gecikenler koşarak geldiler, otobüs hareket etti.
Kayseri’nin geniş caddelerini terkettik önce. Sonra bozkırın üzerine düşen güneşle ısındık. Kırşehir’de keskinde mola. Karnımızı doyurduk sonra yola devam. Saat onaltıyı geçerken aklıma geldi. Ziya koridorda sohbet ediyordu. Yanaştım “oğlum” dedim. “Ruh dedi ki saat beşte öleceksin. Hoş daha yarım saat var. Ama hazırlan bence” güldü. “Baba aman de o ne demek ya” dedi. Gülüştük. Yol boyunca köyler geçiyorduk. Sokakta koşturan rengarenk elbiseli çocuklar. Koca sürüler tozu dumana katarak otlaklardan dönüyordu. Çobanlar sırtlarında kalın kazaklar ellerinde gri bohçalar yorgundular. Sürüleri bekleyen çoban köpekleri işlerini yapmanın ciddiyeti ile geçen arabalara havlarlardı. Yol boyunca köyler yol boyunca bir başka hayat.
Saat onyedi’ye yaklaşıyordu. Ziya saatine baktı. Usulca koltuğa oturdu. Beklemeye başladı. Saat onyedi’yi geçti. Birkaç dakika sustu Ziya sonra aniden ayağa kalktı. “Babalar bu ruh çıkarma hikaye ya” dedi. Hepimiz gülüştük aklıma geldi. “Yahu belki saat yanlıştır Ziya. Saatin geri kalmış olabilir.”dedim. Eğildi kulağıma küfretti. Tekrar oturdu ve beklemeye başladı. Yaklaşık bir saat yerinden hiç kalkmadı. Sonra o davudi sesi ile şarkı söylemeye başladı. Otobüs Ankara’ya ulaşana kadar hiç susmadan şarkı söyledi. Ankara da bir grup ayrıldı aramızdan biz yolumuza devam ettik. Ziya’nın şarkıları karanlıktan korkmamak için ıslık çalmak gibiydi aslında. O akşam ve bir sonraki sabah bazı evlerde analar evlatlarına sıkıca sarılıp özlem giderdi.Babalar gizliden evlatlarını seyretti gururla.
Dr.Koray TOPÇU
Yorumlar
Kalan Karakter: