Evren canlılar için yaratılmış, görmek isteyen herkes için içinde mesajlar barındıran dolu bir posta kutusu gibidir. Mevsimlerin oluşumu ve oluşum sırasında yaşanan olaylarda incelenmesi gereken şeylerden biri. Eğer ülkelerin bir cinsiyeti olsaydı Türkiye, kadın olurdu çünkü Türkiye, coğrafi konumu sayesinde dört mevsimi bir arada yaşayan ender ülkelerden biridir. Bu topraklar, her bir mevsimin özelliğini barındırarak dünyanın en verimli topraklarına ev sahipliği yapar. Kadınlar da kendi iç dünyalarında ve aylık döngülerinde bu dört mevsimin özelliğini taşır, adeta doğanın bir yansıması olurlar. Aylık döngülerinde bu mevsimlerden geçen kadınlar, içsel bir ritmin dansını sergilerler ve bu dönemlerde ayrı bir verimlilik gösterirler. Her ne kadar bu benzetme öznel bir anlam içerse de, kadınların doğayla kurduğu bu mistik bağ, hayatın döngüsünü anlamalarına ve kendi iç dünyalarını keşfetmelerine olanak tanır.
*İlk Baharın Coşkusu (Foliküler Faz)*
*Yazın Zirvesi (Ovülasyon)*
İlkbaharın coşkusunu taşıyan enerji, yaz mevsiminde zirveye ulaşır. Dostlarla paylaşılan anılar, haraketli ve enerji dolu bir yazın habercisidir. Zaman, geçmişin yokmuş gibi, geleceğin bugünden daha aydınlık gibi hissedildiği bir döneme dönüşür. Sıcaklığın bunaltsa da denizin ferahlığı, yazın en verimli ve keyifli zamanlarına işaret eder. Yaz, kalmaya çağırır ve içindeki zenginlikleri keşfetmeye davet eder.
*Son Baharın Melankolisi (Lüteal Faz)*
İlkbaharın neşesi ve yazın enerjisi geride kalırken, son baharın melankolisi içe doğru bir yolculuğa işaret eder. Yorgunluk ve ağırlık, bir kadının duygusal denizinde çırpınan dalgalar gibi hissedilir. Hava puslu ve karanlıkken, umutsuzluğa kapılıp, güneşi gördüğümüzde aldanan bir halde dışarıda yağmura yakalanırız. Ancak, bu dönemde yaşanan zorluklar, içsel bir evrimin habercisidir.
*Kışın Huzuru (Menstruasyon)*
Evde oturup kaldığımız, dizilere daldığımız bir kış mevsiminde buluruz kendimizi. Soğuk hava ve yağmur, dışarı çıkmaktan kaçındığımız bir dönemi simgeler. Dizilere ağlamak, kahve içmek, meditasyon yapmak, planları rafa kaldırmak, şelale sesini dinlemek... İşte kışın huzuru budur. Zorluklar bir kenara bırakılır, tek aksiyon kahve yapmaktır. Bu dönem, içsel bir huzur ve odaklanma zamanıdır. Her şeyi geride bırakmak ve bir sonraki ilkbahara odaklanmak için bir fırsattır.
Doğru zamanın ne kadar önemli olduğunu hatırlamak, sadece kadınların değil, çevremizdeki herkesin döngülerini anlamakla mümkündür. Menstruasyon (kış) evresinde istenen şeylerle ovülasyon (yaz) evresinde istenen şeylerin cevapları farklı olacaktır. Kışın ektiğimiz tohumlar yalan olurken baharda ektiğimiz tohumlar yaza meyve verecektir. Bu nedenle, doğanın döngüsünü takip etmek, hem içsel dengemizi hem de çevremizdekilerle ilişkilerimizi güçlendirebilir. Dört mevsimin ritminde, kadınlar doğanın kadim dansıyla birlikte, hayatın sonsuz döngüsünde kendi yerlerini bulabilirler. Türkiye nin bir yılda yaşadığı mevsim döngüsünü kadınlar yirmi sekiz günlük döngüde yaşıyor. Her seferinde başa alıyor tekrar yaşıyor. Bu yüzden kadınlar zor, kadınlar anlaşılmaz geliyor erkeklere. Oysa mevsimine göre giyinmeyi bilmek demek, kadınları da anlayabilmek demek.
Yorumlar
Kalan Karakter: