Her kuşağın farklı istekleri ve buna bağlı karakter özellikleri vardır. Hangi kuşağa, kime hitap etmeli, hangi konuda işlemeli eserini bir şair, bir yazar ya da bir besteci?
İNCELEYELİM
Doğum yılları sebebiyle kendini bulma sancısının ilk evresinde olan Z kuşağı. Yalnız aklınızda olsun, çoğu eleştiri Z kuşağının hiçbir şey bilmiyor olduğu yönünde. Ancak çok iyi bildikleri şey; her şeye karşı, karşı konulamaz umursamazlıkları ve ben merkezli ideolojileri ile asla yenilmez ve asla yenilenemezler, hep öyle dimdikler. O yüzden Z kuşağına yetemezsiniz.
Y kuşağı mı? Asla! Çünkü onlar bu dünyaya, Z kuşağını eğitmek için ya da bir kenarda durup Z kuşağını eleştirmek için var olan orta yaş sendromuna girmediği halde, Z kuşağının tanımlanamaz özgüveni karşısında kendini sendromlu gibi hisseden ego savaşçıları. Onları asla şaşırtamazsınız çünkü onlar her şeyi gördü. Z kuşağını anlamaya çalışırken, kendi kuşaklarına dâhil olma mücadelesi verdi, tüm bunlar yetmezmiş gibi üst kuşaklar tarafından takdir edilme muhtaçlığı ile savaşa girdi.
Ve gelelim orta yaşın üstüne. İmkânsız çünkü sen ne yaşarsan yaşa, ne anlatmak istersen anlat, yaşayacağın daha çok şey var ve anlattıkların da hep bir eksik, hep bir tecrübe yoksunluğu var. Bakış açın bir evin penceresinden sokağı izlemek gibi dar. Çünkü onlar sadece sokağı izlemiyorlardı, sokakla birlikte yaşıyorlardı.
Kuşaklar arası farklılıkların yanı sıra, aynı kuşak için de çatışmalar oluyor.
İNCELEYELİM
Kimileri astronot oluyor, uzayda hayat var mıyı kovalıyor. Bazıları insan olmaya çalışıp bu hayatta bana yer var mıyı sorguluyor. Kimileri gelecek için robotlar üretiyor, bazıları geçmişe takılıp acı üretiyor. Kimileri soyumuz devam etsin diye yokluk içinde ülkemizde çoğalıyor, bazıları lüks hayat sunamayacağımız çocuğa gebe kalmayız diyor. Kimileri şoförsüz araç üretiyor, bazıları direksiyonu tutmadığım araçla yola çıkamam diye direniyor.
Çok zor insanlara duygu birikiminizi aktarırken, onların da aidiyetlik duygusuyla bağlanması. Fakat şunu bilmeliyiz ki, duygu bilgi becerisini herhangi bir sanat yetisiyle aktarırken insanlara, bunu ilk önce kendisi için yapar sanatçı. Siz de bu paylaşımı eriştiğinizde, benim gibi düşünen var, benim gibi hissediyor ya da bunu en iyi bu şekilde öğrenirim der, kendinizi dipsiz, karanlık, gaybana dünyada yalnız hissetmemeye başlarsınız, o kadar. X, Y, Z'den tutun insanlık tarihinin başına kadar herkesi anlayan bir yazar, bir düşünür, bir sanatçı muhakkak vardır.
Kendi yazarınızı bulun, kendi şairinizi, kendi ritminizi, kendi şarkınızı bulun ve hayata o notada tutunun. Size ait bir şeyleriniz olsun, sizden sizin gibi. Arada gezersiniz başka paragraflarda, farklı şairlerin dörtlüklerinde ya da raks edersiniz belki başka notalarda, ama o zaman kendinizi hissetmeye başlarsınız arafta. İşte kendinizi arafta hissetmeye başladığınız anlarda, anlayın ki kendi notanızda değilsiniz. Ritminizi yakalayın, şairinizle duygu yoğunluğunuzu yaşayın, kitabınızı okuyun. Bir yağlı boya tablosunda ruhunuzu huzura kavuşturun ya da hayallerinizi coşturun. Başkalarının köşesinden kendinize değil, kendi köşenizden başkalarına bakın.
Kendiniz olun.
Gezmek güzeldir ama...
Evinizi bulun!
Yorumlar
Kalan Karakter: