Avrupa ABD ile birlikte hareket ediyor ama Rusya’ya, Türkiye’ye ve Çin’e bağımlılıkları var. Avrupa dünyada en zengin bölge, dolayısıyla tüketici bir topluma sahip. Üretici olan her merkezin iştahını kabartıyor. ABD Avrupa’yı Çin ve Rusya’ya kaptırmamak için NATO marifetiyle Avrupa’yı kuşatıyor.
ABD’nin Kenar Kuşak Teorisi:
Avrupa zaten kontrolünde. Türkiye, İran, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Japonya Tayvan ve Güney Kore’yi kontrol etmek ve bir arada tutmak şeklinde açıklıyor. Eğer başarabilirse, Karadeniz Akdeniz, Kızıldeniz, Atlas, Hint ve Büyük Okyanusu kontrol edebileceğini de düşünüyor.
ABD’nin Deniz Hakimiyet Teorisi:
Uçak gemileri ve Donanmanın güçlü olması. En temel etmen. Ayrıca Dünya ticaretinin %60’ından fazlası denizlerde döndüğüne göre, Dünya ticaretine de hakim olmak anlamına gelir. Japonya, Çin Deniz’inde, Hindistan’da, Akdeniz’de, Baltık Deniz’inde ve okyanuslarda donanmaları bulunmaktadır. Ayrıca askeri üstlerle donanmalar desteklenmektedir. Öte yandan denizlerde işlenmemiş büyük fosil yakıt kaynakları halen mevcut. Bu tür durumlar deniz yetki alanlarını oluşturmaktadır.
Rusya’nın Orta Kuşak Teorisi:
Bu teorinin temelinde Deli Petro yatar. Doğu Avrupadan Orta Asyaya kadar olan bütün Rusya’yı kapsar. Türk cumhuriyetlerini de içerir. ABD’nin kenar kuşak teorisine karşı beraber olalım mantığı hakimdir.
Rusya’da bu işleri Aleksander Dugin dillendiriyordu. Her ne kadar Putin’in beyni dense de bu gerçeği yansıtmıyor. Rusya’da iki derin devlet ekolü bulunmaktadır. Birisi Çarlık kökenli diğeri ise Sovyet kökenlidir. Aleksander Dugin Çarlık kökenli ekolün adamıdır. Putin ise Sovyet Derin devletinin adamıdır. Dugin, Putin’e göre daha radikal Rus ırkçısıdır. Her ne kadar Putin Rus Çarlığını yeniden kurmak istiyoruz anlamına gelen sözler söylese de, asıl amacı Sovyetle Çarlık ekolünü birleştirmek için yapılan girişimlerdir. Aleksandr Dugine yönelik suikastın amacı da bu iki ekolün birleştirilmesinin engellenmesine yöneliktir.
Bir Kuşak Bir Yol:
Çin bu oyunda ben de varım dedi ve “bir yol bir kuşak” projesini yaptı. Hammadde, ucuz iş gücü, ve yüksek nüfusla yoğun bir çalışmaya girdi. Afrika, Avrupa, Rusya’ya hatta ABD’ye girdi. Üçüncü sanayi devrimini (Dijital) kendisi yapmak istiyor. Dijital teknolojilerin standartlarını kendisi koymaya çalışıyor. Ancak ABD’deki bazı küreselciler buna izin vermek istemiyor.
Türk Birliği Projesi:
Türkiye son yıllarda üç küresel odağın dışında denge politikası geliştirmeye başladı. ABD diyor ki, Türkiye Benim, Rusya Diyor Türkiye benim. Çin diyor ki biz Türkiye’yle çalışırız. Oysa Türkiye kimsenin Türkiyesi olmak istemiyor. Rahmetli Tarık Buğra’nın Küçük ağa romanında; Çolak Salih karekterinde anlattığı gibi, Türkiye kendisini buluyor.
Birinci dünya savaşından önce mahallede oturan Ermeni asıllı Niko’yu Salih korur kollar. Ancak birinci dünya savaşı çıkınca Salih yemene gider. Uzun süre savaşır ve bir kolunu kaybeder. Memlekete dönünce morali bozulur kafası karışıktır. Kolunun birini kaybetmiştir. Zira Ermeni ve Rumlar her şeye hakimler. Niko, Çolak Salihi koruyup kollamaya başlar. Salih’in zoruna gitse de kafa karışıklığında Nikoyla düşüp kalkar. Bir süre sonra Salih Nikonun yabancılarla işbirliği yapıp Türk düşmanlığı yaptığını farkedince kendisini toparlar. Kuvvayi Milliyeye katılır. Çakı gibi çolak da olsa bir Mehmetçik olur. Batı cephesinde çok yararlı işler yapar. Çolak Salih artık kimsenin değildir. Milletinin Mehmetçiğidir.
Türkiye de hiç kimsenin Türkiyesi olmak istemiyor. Önce Türk Birliğini sonra da Türk İslam Birliğini kurmayı hedefliyor. Durum böyle olunca denge politikası hakim oluyor.
Türkiye Londra ve New York küreselcilerinin önce çift, sonra tek kutuplu dünya düzenine çomak soktu. İyi polis kötü polis oyunlarında arabulucu oldu. İkisinin de kötü polis olduğunu ortaya koydu. Çin’deki küreselcilerin de moral motivasyonları bozuldu. Çarşı karıştı. Bakalım kim kazanacak?
Selamünaleyküm kardeşim esen kalın
Yorumlar
Kalan Karakter: