Şu anda bu yazıyı okuyan herkes özellikle de kırk yaş ve üzerinde olanlarımız, hayatımızdaki belirli bir dönemin özlemini hissediyoruz eminim. Kimimiz lise, kimimiz üniversite kimimiz de bunların haricindeki bir uzay zaman evrenine yolculuk yapmak istiyoruz. Bunun temel sebeplerinden biri, dönülmek istenen dönemde daha mutlu olunduğuna dair inancımız. Sosyal medyada ya da dijital bir içerikte gürül gürül yanan bir soba ya da seksenlerden bir sınıf sahnesi gördüğünde burnu sızlayan çok sayıda insan tanıyorum.
İnsan, verdiği kararlardan ibaret bir canlı. Verdiğimiz bir kararla ertesi gün hayatımızın geri kalanına ülkenin en doğusunda devam edebilir ya da bir evet cevabı ile dünya evine girebilir, ya da doldurduğumuz bir başvuru formu ile kendimize uygun olmayan bir meslek seçebiliriz. Kısacası hayatımızın pek çok noktasında, hayatımızın akışını değiştiren kararlar verebiliyoruz. Bu kararların doğru ya da yanlış olduğunu ise zaman gösteriyor. Bazı kararlarımızı ufak tefek hasarlarla değiştirebiliyoruz. Yeni taşındığı evin yanlış bir seçim olduğunu anlayan biri ev taşıma maliyeti karşılığında bu kararını değiştirebilir. Ancak her karar böyle mi? Elbette değil, keşke öyle olsa değil mi? Keşke yaptığımız hatalı seçimleri Daniel gibi düzeltmemizi sağlayacak bir şirket olsa. Ya da bu karamsar ve belirsiz dünya düzeni yerine yarın sabah uyandığımızda en mutlu olduğumuzu düşündüğümüz zaman diliminde gözlerimizi açabilsek. O zaman bir an önce yetişkin olabilmek için hak ettiği ilgiyi göstermediğimiz çocukluk ya da gençlik özlemlerimizi doya, doya yaşayabiliriz.
Günümüzde Eflatun’a atfedilen ancak anonim olduğunu düşündüğüm müthiş bir diyalog var;
Eflatun'a iki soru sormuşlar: İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir?"
Eflatun tek tek sıralamış:
Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için para öderler. Yarından endişe ederken bu günü unuturlar. Dolayısıyla ne bu günü ne de yarını yaşarlar. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.
Yaşanmış anların geri alınamaması yasasına dair oldukça açık sözlü bir yaklaşım.
Zamanı geri almak, zamanda geri gitmek, hayat akışını değiştirmek ne yazık ki mümkün değil. Ancak bu konuda çekilmiş filmleri izlemek ve kendimizi kahramanın yerine koymak mümkün.
Keyifli izlemeler...
Yorumlar
Kalan Karakter: