Kuşak kavramıyla ilk defa 2013 yılında aldığım bir eğitimle tanıştım. İş hayatına fabrikalarda mühendis olarak başlayıp, hayata tırnakları ile tutunmaya çalışan bir X kuşağı bireyi olarak en çok da kendi ile olan savaşımı kazanmaya çalışıyordum. Mükemmeli yakalamaya çalışmak yorucuydu. İşyerinde gördüğümüz örneklerden en çok da ciddi olmayı öğrenmiş, önyargılı bir ruh hali ile liderlik ederken; ekip arkadaşlarımdan da aynı duyarlılığı bekleyen bir yönetici profiline dönüşmüştüm. Bu durum oldukça sıkıcı bir hal almaya başlayınca fabrikalardaki çalışma hayatını bırakarak perakende sektörüne adım attım. Bu sektörde sosyal ve iş yaşamının kodlarını yeniden yazan Y kuşağıyla çalışmaya başladığımda çalıştığım bu genç insanları değiştirme hastalığına yakalandım. Tam da çözüm yolları ararken bende mucize etkisi yaratan bu eğitimle daha fazla dinleyen, kuşağın gerçeklerini anlamaya çalışan bir yöneticiye dönüşme serüvenim başlamıştı. Şimdilerde ise restoranların çoğunlukta olduğu butik bir Yaşam Merkezini yönetirken henüz Y kuşağına adapte olmaya çalışan sektörde Z kuşağının baş döndürücü bir hızla hepimizi etkilemeye başladığını, bir çoğumuzun bundan üzülerek bihaber olduğunu ve yurt dışında pek çok firmanın Z kuşağını bırakın bir sonraki kuşak olan alfa kuşağına ilişkin pazarlama faaliyetleri hususunda uzun zamandır araştırmalar yaptığını görmekteyim. Tüm bu dönüşüme ayak uydurabilmek, kuşaklar dünyasını anlamak için yeni bir yolculuğa çıkıyorum.Sektördeki tüm paydaşları da kuşakların farkında olarak yeni bir bakış açısı kazanmak üzere bu konuları anlamak maksadıyla yolculuğa çıkmaya davet ediyorum.
Z kuşağının yükselişi çoktan başladı…
Kurallara uyumlu, aidiyet duygusu güçlü, otoriteye saygılı, sadık, çalışkanlığa önem veren bir kuşak olarak tanımlanan X kuşağının ardından, özgür ve dahil edildiğini hissetmek isteyen, çok yönlü, kolay anlaşılır ve daha şeffaf yaklaşımlarıyla öne çıkan Y kuşağı ve günümüzde ekonomileri etkilemeye başlayan, internet ve mobil teknolojileri kullanmayı seven, internet aracığıyla sosyalleşmeyi tercih eden Z kuşağı geldi. Bu jenerasyon, yaş itibarıyla çocukluk çağından yeni çıkan ve üniversite eğitimi gören kişileri kapsıyor. Ülkemizde bu kuşağın içerisine dâhil ettiğimiz kişiler; seçimlerde ilk kez oy kullandılar ve ekonomiye katkı sunmaya yeni başladılar. Dünyanın büyük şirketleri, şimdiden önümüzdeki süreçte iş dünyasının içerisinde de görmeye başlayacağımız bu kuşak temsilcileri için yönetsel ve organizasyonel hazırlıklarını yapmaya başladı.
Önceki nesiller teknolojiyi yaşamlarına dahil etmeyi öğrenmek zorunda kalırken, Z kuşağı dijital bir dünyada doğdu. İnternetsiz bir dünyayı hiç tanımayan bu kuşak 1990'ların ortalarında 2000'li yılların başında doğan, tüm cep telefonlarının akıllı telefonlar olduğu, iPadlerin kullanıldığı ve sosyal medyanın yaşam biçimi olduğu bir çağda ortaya çıktı. Bu süper grup, teknoloji kullanımı söz konusu olduğunda Y kuşağını geride bırakıyor. Çok sayıda dijital cihaz ve sosyal medyayı günlük yaşamlarına kolaylıkla adapte edebiliyorlar. Bu kuşak diğer kuşaklara göre sadece iletişim tarzı, eğitim ve sosyal tercihlerinde değil, aynı zamanda yemek alışkanlıklarında da önemli ölçüde farklılık gösteriyor. Sosyal ve çevreye duyarlı bu grup dünyayı öncekilerden farklı görüyor. Birçoğu gönüllülüğü önemsiyor ve yaşam becerilerini geliştirmenin iş hayatında başarılı olmanın anahtarı olarak görüyor. Ayrıca, küresel finansal krizlere tanıklık ettiklerinden başarılı olmak için önlerindeki neslinden daha fazla çalışmak zorunda kalacaklarına inanıyorlar. Çoğunluğu bir şirket için değil kendileri için çalışmak istiyor. Eğitime önem veriyorlar Bu nedenle, bu nesil uzun zamandır gördüğümüz en eğitimli ve girişimci fikre sahip nesil olarak görülüyor. Harcama güçleri tam olarak olgunlaşmamış olsa da aile harcamasını fazlasıyla etkilemekteler. Araştırmalar, iş yerlerini Z kuşağına uygun hale dönüştürebilen markaların, 2050'ler ve sonrasında daha refah içerisinde yaşayabileceğini göstermekte.
"Düşüncemizi Z Kuşağı'na uyarlamanın, restoran endüstrisi için pek çok farklı yoldan iyi olacak yeni bir iş kültürüne yol açacağını düşünüyorum.”
-Prof. Christian Scholz
Dışarda yeme, seçilen mekânlar, bu seçimlerin sosyal ağlarda sergilenmesi gibi pratikler yemeğin kimlik inşasında önemli bir statü sembolüne dönüştüğünü göstermektedir. Restoranlar Y kuşağının sadakatini kazanmaya çalışarak yıllarını harcadılar. Ancak şimdilerde restoran endüstrisini etkileyen en yeni neslin, yani Z kuşağının ayak sesleri işitilmeye başlandı bile. Z kuşağı, 1950'lerin baby boomer’larından bu yana en büyük nüfus artışını temsil ediyor. Yurtdışında pazarlama konusunda araştırma yapan firmalar kendi bölgelerinde ve dünyada Z kuşağını sıkı bir şekilde takibe almış durumdalar; çünkü bu kuşak, sektörlerde etkisi yıllarca sürecek olan nesildir.
Peki, bu durum restoran endüstrisinin ilerleyişini nasıl etkileyecek?
Dijital bir varlığınız yoksa, bu nesil muhtemelen sizden haberdar değildir.
Restoranınızın bu nesle nasıl hitap edebileceğini özetleyen bir kelime olsaydı, bu teknoloji olurdu.
Bir restoran olarak, birçok farklı demografik yapıya hitap etseniz de, yeni nesiller ortaya çıktıkça bu yeni nesilleri anlamaya, onların beklentilerine adapte olmaya ve o nesle ait özellikleri öğrenmeye başlamak önemlidir. X ve Y kuşakları endüstrimiz için hala önemli bir satın alma gücü ve istihdam kaynaklarını temsil etse de, restoran işletmecileri, Z kuşağının güçlü olmaya başladığı geleceğe göz kulak olmalıdır.
Şimdi onların dijital dillerini konuşmayı öğrenerek ve onları neyin motive ettiğini anlayarak sadakat oluşturmanın zamanı geldi. Restoranınızın tamamını bu yeni ortaya çıkan nesillere dönüştürmenize gerek kalmasa da, onların dikkatlerini çekmek için ne gibi değişiklikler yapmak gerektiğini anlamak önemlidir.
Z kuşağı güçlü bir dijital varlığı güvenilirliğin bir göstergesi olarak görür ve sevdikleri markalarla görsel içerik, sosyal medya, yazılı mesajlaşma ve mobil uygulamalar aracılığıyla eğlenceli ve paylaşılabilir bir şekilde bağlantı kurmak isterler.
Bu durum, restoranların dijital pazarlama çabalarına daha fazla ilgi göstermelerini zorunlu kılıyor.
Z kuşağına doğru pazarlama yapmanız için onları ciddiye almanız gerekir.. Onları ergen psikolojisindeki gençler olarak görmek yerine tüketici olarak görmenizde fayda var. Z kuşağının farklılıklarını tanımak ve onların nerede olmasını istediğimizden ziyade onların nerede olduklarını bulmak bizim için kritik nokta.
Empati ve anlayış olmadan, markalar bu nesli yönlendirmek ve kazanmak konusunda belirsizlik içerisine girme riskiyle karşı karşıya kalırlar.
Dürüstlük.
Şeffaflık.
İyi bir hikaye.
İnançlarınızı destekleme cesaretine sahip olmak iyi bir başlangıçtır.
Z kuşağı seçeneklerinin sınırsız olduğu, ancak zamanlarının olmadığı bir dünyada büyüdüklerinden dikkat aralıklarının sekiz saniyeye kadar küçüldüğünü ve uzun süre odaklanamadıkları belirtilmekte.
Dan Schawbel, markalara bir emoji ve altı saniyelik videoları beş kelime ve büyük bir resim ile anlatarak iletişim kurmazsanız bu nesle ulaşamayacaklarını söylüyor.
Yani Z kuşağının dikkatini kazanmak, onlara ilgi çekici ve anında etkili deneyimler sağlamak için potansiyel seçenekleri daha yönetilebilir bir boyuta indirgemenin yollarını bulmak gerekmekte.
Z kuşağı, yemek alışkanlıklarında çok spontan. Bir çalışma, öğrencilerin sadece% 5'inin yemeklerini önceden planladığını saptamıştır. Bu da işletmecilere günün herhangi bir saatinde satış potansiyeli olarak dönebilir. Online sipariş, Z kuşağının en iyi arkadaşı ve bu durum yakın zamanda da büyüyerek gelişecek gibi görünüyor.
Z kuşağının atıştırmalıklara ve sokak yemeklerine ilgisi yüksek olmasına rağmen, En yeni ve en eşsiz yiyecekleri sunan restoranları ziyaret etmek istiyorlar. Z kuşağı yeni mutfakları denemekten korkmuyor ve dünyanın farklı mutfaklarına ait yiyecekleri özgün sunumlarla denemek istiyorlar. Kendilerini iyi hissettiren eşsiz bir restoran deneyimi yaşamayı seviyorlar. .Değişime ve yeniliğe açık olan bu neslin gençleri sosyal medyayı şahsî fikirlerini, bilgilerini ve deneyimlerini paylaşmak için kullanıyor. Teknolojiyi hayatlarında pek çok şeyin simgesi haline getiren bu kuşak, iletişim kurmak için en çok cep telefonunu tercih ediyor. Bu sebeple restoranınızın sunduğu bu deneyimden hoşlanıyorlarsa, paylaşacaklarından emin olabilirsiniz.
Z kuşağı tabağına gelene kadar hangi aşamalardan geçtiğini, yiyeceklerinin nereden geldiğini, nasıl yetiştirilip hasat edildiğini bilmek istiyor. Daha taze, yerel içerikler kullanmak güçlü bir pazarlama aracı olabilir.
Z kuşağını kazanmak için ne gerekir?
Z kuşağına etkili bir pazarlama iletişimi yapmak zorundayız. Bunun için;
Gerçek motivasyonlarını anlayın.
Dijital pazarlamayı doğru kanallarda yapın
Dillerini konuşun
Onlara teknoloji sunun.
Kaliteyi koruyun.
Küresel mutfakları deneysel olarak sunun. “Kendi menünüzü yaratın” sevdikleri bir cümledir.
Kişiselleştirilmiş mesajlar ve özelleştirilmiş deneyimler vaad eden hizmet sunun.
Kendilerini evlerinde gibi hissedecekleri rahat, modern, farklı ve sıcak bir atmosfere sahip olan alanlar sunun.
Şeffaf olun.
Bu müşterileri sosyal marka imajı ile kendinize çekin.
En önemlisi de tüm bunları neşeli ve eğlenceli biçimde yapmaya çalışın.
Sahip oldukları yepyeni fikirleri, kendilerine özgü beklentileri ve garip alışkanlıklarıyla teknolojinin gerçek çocukları olan Z kuşağı aramıza hoşgeldi!
Yorumlar
Kalan Karakter: