“Yılları bir güne nasıl sığdırdın..
Bana da söyle bana da söyle
Bende bileyim...” dedi Ferdi Tayfur.. Arabeskçi ağlak müzikçi oldu.
“Benim için üzülme..Benim için üzülmeee”
Dedi Bergen pavyoncu oldu
Aynısını Funda Arar söyledi “Böyle bir ses olamaz !!” oldu.
“Dokunma dokunma
Kırılır kalbim dokunma kırma
İncitip beni kırma”
Dedi Orhan Gencebay, yoz müziğin mimarı oldu.
Aynısını Grup 84 söyledi modern Türkiye’nin rock çı gençleri oldu.
“Ben insan değilmiyim?”
Dedi İbrahim Tatlıses,kro oldu keko oldu
Aynısını Işın Karaca söyledi “İnanılmaz New Orleans gırtlağı var abi” oldu.
Daha sayayım mı?
Saymayayım.
Hepside benim için değerli insanlar.
Ama ortaya çıkan üç sonucu yazayım.
1.Müzik yaşanan dönemin ve olayların yansımasıdır.
2.Türkiye’de toplum sırtınıza hangi damgayı vurursa onunla ömrünüzü tamamlarsınız.
3.Müzik hakkında çok fazla fikri olan ama hiçbir bilgisi olmayan bir milletiz.
Arabesk kelimesi Oxford sözlüğüne göre “ 1.(Mimari terim) :GİRİŞİK BEZEME, 2.ARAPLARA ÖZGÜ “ anlamlarına geliyor. Yani öyle birşey yapmalısınızki bu iki reel durumdan biri ortaya çıkmalı. Örneğin arabesk tarzda bir AVM projesi çizen mimar olmalı,ya da haftasonunuzu çölde deve koşturarak geçirmelisiniz.
Veya bir villanın iç tasarımını arabesk tarzda projelendirmeli ya da üstünüzde “Kandura”, kafanızda “kefiye” ile örneğin vergi dairesinde çalışmalısınız.
Ama gel görki Türkiye’de bir müzik tarzının adıdır.
İşin komik tarafı tarihte ilk “Arabesk” başlıklı müzikal fikir ünlü klasik batı müziği bestecisi Robert Schumann’a aittir.Yani “Seni sevmeyen ölsün” ün bestecisi rahmetli Yılmaz Tatlıses ile Robert Schumann aynı yolun yolcusu mu oluyor bu durumda ?
Yılbaşını kutlayalı daha üç beş gün oldu.Süslenip püslenip açık parfümü boca edip yılbaşı gala yemeğinin parasının yarısını bir karttan yarısını öbür karttan ödeyen abiler ablalar smooth jazz la başlayan geceyi “Geliver yanıma güldür yüzümüüü” veya “Mavi mavi” ile bitirmemişmidir sizce ?
10 katlı bir işhanının son katında yer alan düğün salonunda adeta “Gökten zembille” inen gelin damadın “Titanic” le ilk dansı yapıp peşinden sonu sınırı olmayan arabeskin yeni nesli olan Ankara havalarında burunlarından ter damlayana kadar oynayıp zıplayıp geceyi “Godfather” ile noktalamalarının imkanı varmıdır?
TRT’den bir yarışma sonucunda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın Rahmaninov ve Beethoven’ın eserlerinden oluşan bir konser için 2 kişilik bedava konser bileti kazanan Ali ile Ayşe’nin, alt komşuları Fuat bey’in “Arkadaşlar bizim patron Ebru Gündeş konseri için bilet almış üç kişilik.Gelemiyorlarmış biletleri boşa çıkmış gidelimmi beraber” teklifine “Olmaz abi Rahmaninova bayılırız biz.Kusura bakma” deme ihtimalleri yüzde kaçtır?
Bu konuda ömür biter örnek bitmez.
Arabesk diye adlandırılan müzik bu ülkede bir realitedir.Sevin sevmeyin..
Türkiye’de herkes bir miktar arabesktir.
Karamsarlık,aldatılmak,kahrolmak,üzülmek,hor görülmek,kader kurbanı olmak, Orhanın Ferdinin Müslümün icadı değildir.
Cumhuriyet’le birlikte ortaya çıkan zoraki burjuva sınıfını saymazsak hepimiz köylüyüz.Hepimiz köyden kente göç etmiş,bir zamanlar önemsenmemiş,hor görülmüş,iyi niyetinden dolayı iflas etmiş,şehir mi köy mü derken gurbeti dibine kadar yaşamış ailelerin çocuklarıyız.
Entel taklidi yapan, burnu büyük, Avrupa’nın kültürel emperyalizmini bi halt sanan sanat zavallılarını boşverin..
Bu arabesk diye dinlediğiniz şey Osmanlı saray müziği,Türk Halk müziği,Yabancı pop müzik ve Arap müziğinin karışımıdır.
Seviyorsanız dinleyin,sevmiyorsanız kanalı değiştirin...İnanmıyormusunuz? Peki o zaman Şunu deneyelim.
Dinlediğiniz en yeni tarihli (Türkçe Rap dahil) Türkçe şarkının içinden aşağıdaki kelimeleri çıkarın.
Aşk
Sevgili
Yar
Kader
Talih
Ben
Sen
Allah
Kul
Yalan
Günah
Sevap
Yara
Silah
Gurbet
Acı
İlaç
Namus
Hadi dinleyin bakalım birşeye benziyormu...
Bunu Ferdi Tayfur söylese ne olur Semicenk söylese ne olur...
Güle güle Ferdi baba...
Yorumlar
Kalan Karakter: