20 yılda neler gördüm neler duydum ben..Bu ne ki?
Bu ay gitar çalsın öbür ay kemana başlasın istiyorum Savaş hocam….
Kemanı almasakta geldikçe burdakilerden çalsa olurmu Savaş hocam ?
Piyano çok pahalı hocam alamayız evde melodikası var yetmez mi ?
Bize derse gelirken siz mağazadan getirseniz gitarı hocam ? Savaş hocam ?
Ne tuhaf istekler değilmi?
Henüz bir kısmını yazdım.Daha çok…
Elbette herkes böyle değil.Ancak gerçekten böylelerine rastladım.
Dürümcüden dürüm alırkenuçuk istekleri olanlar vardırya…”azıcık mayonez Ekmeğin altı kesik olsun,çok pişkin olsun soğanıda Tokat soğanı olsun…”
………………………………………………….
Müzik aleti çalabilme yetisi kazanmak gündelik bir iş değildir.Allah vergisi bir yeteneğe mutlaka ihtiyaç vardır.Zeki olmayı gerektirir.Çok çalışmayı gerektirir.
İnsanın çalacağı aleti görünce heyecanlanması onunla ilgili bir sürü düşünün hayalinin olması gerekir. Ve tabi bu üstün beceriyi size kazandırabilecek iyi niyetli,becerikli,siziönemseyen,müziği derinlemesine bilen birinide bulmanız gerekir.
Tüm dünyada tüm yaşam tarzlarında ki “basitleşme” “sıradanlaşma” bu olmazsa şu olur” laşma maalesef müziğe de yansımış durumda.
Bach ın bir organum sanatçısı ile tanışmak için yüzlerce kilometreyi binbir sıkıntı ile aşıp emeline kavuşmasını örnek alıp,KirkHammet le elektro gitar çalmak için Atlas okyanusunu yüzerek geçin demiyoruz elbette…Ama müziği ve müzik aletini ederinin altında bir pahayla algılamak çok yanlış.
Başka bir açmazımız da müzik merkezleri…Türkiyede şu anda irili ufaklı yaklaşık 5 ile 6 bin arasında müzik merkezi var.Bu mekanlar sadece eğitimde verebiliyor hem müzik aleti satıp hem eğitimde verebiliyor…
En şatafatlısından en garibanına kadar hepsi aynı yolun yolcusu….
Ne kadar çok öğrenci….o kadar para….
Atanamayan müzik öğretmenleri,henüz fakültede öğrencilik yapan buralarda hoca sıfatıyla harçlığını çıkaran gençler,müziği kendi kendine öğrenmiş halktan insanlar buralardaki eğitim kadrosunun büyük çoğunluğunu oluşturuyor.
Yani öğreticinin hoca sıfatını taşıması kafi….Müziği ne kadar bildiğinin,bunu karşıya nasıl aktarabildiğinin,istikrarlı biri olup olmadığının,kaç saat sonra merkezin sahibi ile tartışıp bir sürü öğrenciyi küüüt diye ortada bırakıp gideceğinin bir önemi yok…Hoca mı ? evet hoca.
Diğer bir konu…Bilinçsiz anne baba…
Bizim çocuk birkaç ay tıngırdasın istiyorum hocam şöyle yaz boyunca….
Sor bakalım çocuk tıngırdamak istiyormu?
Neden müzik aleti çalmayı çocuğu halasının Marmaris’deki yazlığına postalamayla eşdeğer tutuyorsunuz? O da birkaç aylık bi iş…
Ya da tam tersi.
Çocuğuna bu çağın Mozart’ı gözüyle bakmak.Yere göğe sığdıramayıp hakettiği müzik eğitimini aldırmak için Mars’a göndermeyi planlayan anne babalar….
Birgün bir kitap yazmak istiyorum bu konuda kısmetse..
Tabi ben size amatör müzik eğitiminden bahsediyorum.
Gidinde akademik eğitim veren fakültelerimizi dolaşın.Sanmayınki bu işin feriştahı oralarda.Kendi yapılarına münhasır olmak üzere her fakültede ayrı sorun var.Devasabinalar,içi aletle ağzına kadar dolu etüt odaları harika konser salonları…
Eee hedeflenen müzikal başarı nerde?
Bu başarının ölçüsü ne? Mezun etmek mi? 50 alanda mezun…100 alan da
Son 20 yılda popüler olmuş iyi kötü dünyaya sesini duyurmuş Fazıl Say’dan başka kim geliyor aklınıza?
Konu uzun vakit yok.
Bütün bunlar sanatla müzikle olan incecik bağımızla alakalı.
Ülkece,çoluk çocuk, genç yaşlı,zenginfakir,gece gündüz Euro çıktı dolar indi arka mahallede 4.katı 700 bine satmışlar…Ağır hasar kayıtlı ama eyırbekleraçılmamış..şeklinde konuşan ve yaşayan bir toplumsanız birilerinin çocuğunuza reminörtoccata öğretmeye çalışması tabiki “tıngırdamak” diye yorumlanacaktır.
Yada çocuk hasbel kader Samanyolu’nu eğri büğrü de olsa çalabilirse bu size işin çok ciddi bir boyuta geldiği hissiyatını verecektir.
Görüşmek üzere…
Yorumlar
Kalan Karakter: