1970 lerde müzik aleti tüm Anadolu da altın değerindeydi.Bizim ev tüm Anadolu şehirlerini tarasak belkide en şanslı evdi.Bateriden tutunda bas gitara ne ararsanız vardı evde.Çünkü en büyük abim bir müzisyendi ve arkadaşlarıyla evin altındaki kömürlüğü prova stüdyosu olarak kullanıyorlardı.Giderkende çoğu zaman aletini götürmüyordu kimse.Sabahın seherinde pijamalarımla kömürlüğe inip aletleri ses çıkarmadan kurcalardım.Bunlar müzik aleti ama ses çıkarmamam gerekiyordu.
O günlerle ilgili hatıralarımı daha sonra yazacağım.
Bugün niyetim başka…
O dönemde eskilerin tabiriyle İspanyol , gerçekte klasik türde bir gitar bi süre durdu evimizde.Kokusu hala burnumda..Markasını falan hatırlamıyorum.Ama İspanyol dendiğine göre İspanya’dan gelmiş olmalı…Çok güzeldi sesi görüntüsü cilası…Şimdiki bilgilerim ışığında anlıyorumki ladin kapaklı maun ağacı bir gitarmış.Hele o penalar…Rengarenk nefis bir kokusu olurdu hepsinin…Yani tüm malzeme first class dı.
Zaten 90 ların başına kadar her enstrüman icat olduğu yada formasyonunu tamamladığı ülke ile anılırdı.Örneğin Amerikan bir Gibson elektro gitar Alman malı bir Höfner keman Çekoslovak bir Amati klarnet vs..
Ama Çin……..Herşeyimizi hayatımızı dünyamızı değiştiren baştan yaratan son 30 yıldır şekil veren Çin…..Müzik aletinede el attı.
Bu işe de öyle hızlı girdilerki müzik aleti piyasasını hallaç pamuğu gibi attılar.
Fabrikasındaki işçiye 1500 euro maaşla sosyal güvenceyle şununla bununla boğuşarak müzik aleti yaptıran patronlar Çinde bir tas pilava gitarıda kemanıda çelloyuda yaptırıverdiler..
Şeklen bir sorun yoktu.Çin’liler birebir aynısını “kopyalayıp” tüm dünyaya gönderir oldular.
Ünlü markalarda doğal olarak daha çok kazandıran bu yola yöneldiler.
Şimdilerde tüm müzik aleti piyasasının yüzde 90 ı Çin montajı.Müzik aleti piyasasının sermayeyi ilgilendiren bölümüde Amerikan Alman Japon İngiliz firmalarına ait…
Dolayısıyla düşük kaliteli ve ucuz müzik aleti tüm dünyayı kaplamış vaziyette..
Bizim gibi alım gücü düşük ve sanatsal konularda geri kalmış ülkelerde bu düşük kaliteninde düşüğü müzik aletleri satılmakta.
Müziğe yeni başlayan biri olsanız Çin de imal edilmiş en düşük kaliteli bir gitarı kucağınıza alsanız bu sizi ne kadar heyecanlandırır ?
Maalesef ülkemiz bu ürünlerin cenneti durumunda.Herhangi bir müzik markete gittiğinizde bulacağınız gitarlar Çinde 5 yada 6 dolara imal edilmiş ama üzerindeki markayla İspanya’yı çağrıştıran ürünler olacak..
İspanya da ne kadar şehir ismi varsa Türkiye’de gitar markası olmuş durumda..
Almanya’da hangi şehri biliyosanız Türkiye’de piyano markası olmuş halde…
Çekya Avusturya Romanya gibi ülkelerin şehir isimleride birçok müzik aletinin üzerini süslüyor…Kemanlar gitarlar klarnetler flütler…
Hem alan hem satan bu şehir adlarını telaffuz ettikçe rahatlıyor.
Alan bilmediği için inanmak zorunda kalıyor.Satan da senet sepet ödenecek deyip Allah ne verdiyse yükleniyor…Milano dan girip Berlin’den çıkıyor…
Gezegen ismi bile var J Saymayım ayıp olur markaların sahiplerine..
Benim asıl derdim çocuklarımız.
En değerli varlıklarımız olan çocuklarımıza bir müzik aleti alırken gerçekten dikkatli olmalıyız. Bedensel sağlıklarını etkilyecek sağlıksız malzemeden üretilmiş müzik aletlerinden uzak durmalıyız.Doğru notayı üretmeyen şekli kral sesi berbat müzik aletlerinden kaçınmalıyız.
Elimizde 5 bin liralık telefonla mağazaya gidip yada internet üzerinden 250 liralık gitar bulup daha ucuzunu bulurmuyum diye fellik fellik dolaşmamalıyız.
Unutmayın siz 250 liraya satın alıyorsunuz.Bunun üzerinden en az dört beş kişi Çin den çıktığı andan itibaren para kazanıyor.Artık nasıl bir ortamda hangi malzemeyle üretildiğini siz düşünün….
Oysa bize ait müzik aletleri….Neyse başka zaman
Yazıyı yetiştirmem gerek
Sağlıcakla kalın…
Şu sazıma bir düzen ver
Tellerde muradın alsın
Gel beni bir tenhada bul
Kollarda muradın alsın
Yorumlar
Kalan Karakter: