Yıllardır aklımı kurcalayan ve bize has bir konuyu belkide ilk kez bir müzisyen olarak bendeniz dillendireceğim.
Aşağıda sıralayacağım müzik akımı isimlerini dikkatlice inceleyin lütfen.
Türk sanat müziği
Türk halk müziği
Türkçe sözlü hafif müzik
Hafif batı müziği
Arabesk
Anadolu rock
Özgün müzik
Taverna
Fantezi (fantazi) müzik
Türkçe rap
Protest müzik
Pop müzik
Yaz yaz bitmez…..
Oysa müzik literatüründe iki tür müzik vardır.
Dinlence müziği
Eğlence müziği
Dinlence müziği tüm dünyada belirli bir müzikal birikimi olanların nispeten eğitim seviyesi yüksek insanların dinlediği, daha çok klasikleşmiş formları içine alan en kaba tabirle entelektüel müziktir.Örneğin barok müzik yada Osmanlı saray müziği bu türdedir.
Eğlence müziği toplumun her kesimine hitap eden daha basit daha gündelik daha kolay müziklerdir.Bunun içine heavy metal de girer arabesk te…
Türkiyedeki müzikal oluşumun neredeyse %90 ı bu biçimdedir.Hem Avrupa kökenli dinlence müziklerinin toplumsal yaşantımızla olan uyuşmazlığı hem Osmanlı saray müziğinin az tanınması yada hakir görülmesi ve dünyadaki diğer dinlence müziklerinin ülkemizde tanınmaması bu durumu ortaya çıkarmıştır.
Esasen buna pek itiraz edilemezde.Çünkü hem arz talep dengesi hem kültürel seviye bu konuda ülkelerin müzikal tercihlerini belirler.
Ülkemizde asıl sorun müzik türlerinin “adları”nın ve “şekilleri” nin müziği topluma pazarlayanlarca yada Devlet eliyle belirleniyor olmasıdır.
Lütfen sakince durun ve düşünün :
Hafif Batı Müziği
Ne demek bu?
Yaşı 40 ve üzeri olanlar TRT radyolarından bu anonsu bolca duymuşlardır.
“Şimdi hafif batı müziği dinleyeceksiniz…..”
Neden hafif?
Ne kadar hafif?
Peşinden ağır bişeymi gelecek ?
Bunun yerine direkt orkestra nın yada solistin adını söyleseniz ne vardı.
Örneğin :
Şimdi James Last orkestrasını dinleyeceksiniz.
Ya da : Julio İglesias dinleyeceksiniz..
Hiç olmazsa isimler kalırdı hafızalarda…
Böylelikle 70 li yıllarda çevrilmiş türk filmlerinde martıların uçup feribotların yan yan gittiği boğaz sahnelerinde çalan müzik parçalarının aslında kime ait olduğunu bilirdi toplum…
Özgün müzik…..
Özgün kelimesinin sözlük anlamı “Yalnız kendine özgü bir niteliği olan,kopya olmayan” demekmiş.
Yani öyle bir sözü olacakki eşi benzeri olmayacak.Yada öyle bir müzikal yapısı olacakki tek notası bile başka bir müzik parçasını anımsatmayacak.
Yani : Kum gibi Hicaz makamında olmayacak
Metris türküsü Kürdi makamında olmayacak
Sevdiğine sözü olan bir kilim dokur uşşak makamında olmayacak
Size yüzlercesini sayarım.
Yada sözlerini düşünün.Yar sevgili aşk ızdırap ölüm ihanet acı keder…..Bunların hangisi “özgün” ?
Diğer müzik türlerimizde de durum aynı.Üstelik bu müziklerde görev alan müzisyen arkadaşlarımız da aynı.Örneğin kıymetli neyzen Eyüp Hamiş Orhan Gencebay şarkılarında da vardır Mustafa Ceceli de de….Kıymetli Çetin Akdeniz
Bülent Serttaş da da var…rahmetli Nuray Hafiftaş ta da…
Demekki ülkemizde bir müzik parçasına rock müzik tarzında demek için içinde elektro gitarı duymak yeterli.Yada taverna tarzı olması için önde org arkada yakası parlak komple beyaz takım elbiseli beyaz ayakkabılı kulaklar arası incecik sakalı olan birinin olması kafi…
Yani bu pazarlama taktiğinden başka bir şey değildir.Müzik pazarlayıcıları onyıllardır halkın müzikal anlayışına şekil vermektedirler.Elbette büyük kazanç sağlamak için…
Allah daha çok versin gözümüz yok…Lakin olan ülkenin müzik sektörüne oldu işte.Ne özgün kaldı ne Anadolu rock…Şarkıların pazarlanacak hali kalmayınca hepsinin üstü çizildi.İletişim ve sosyallik hızlanınca tuz biber de ilave oldu.Artık müziğin türüne Youtube karar veriyor…
Eski pazarlamacılar haydi afiyet olsun….
Yorumlar
Kalan Karakter: