Bazları için çok kolay, bazıları için ise iğne ile kuyu kazmak kadar zor kazanılır bu ekmek parası…

İnsanın boğazından geçen her bir kuruşunun helalinden kazanılmış olması kadar güzel bir gönül huzuru olamaz. Başını yastığa koyduğun zaman huzurla uyumak ve huzurla uyanmak!

Düşünsenize ekmek parasından başka hangi güç sabahın çok erken bir saatinden, akşamın geç saatlerine kadar bir insanı sabit bir yerde tutabilir ki?

Emek olmadan da yemek olmaz. Emek hak edilmediği yerde durmaz.

İnsan bir işe emek vermeden kazanmayı bekleyemez.

Kader gayrete âşıktır der Yunus Emre ve ‘’insanın kanadının gayreti’’ olduğunu vurgu yapar Hz. Mevlana! Armut piş ağzıma düş mantığı yersiz bir davranış şeklidir.

Alın teri dökülmeden, hak edilmeden kazanılan paradan kimseye hayır gelmez.

Alın teri deyimi, belli bir amaç doğrultusunda çok çalışmak ve emek vermek demektir.
Deyimin ''Alın Teri Dökmek'' şeklinde kullanımı da yaygındır. 

1.    Anlamı: Bir kazanç elde etmek için sarf edilen çaba ve verilen emek.

2.    Anlamı: Hazıra konmamak ve helal yoldan kazanç elde etmek.

Sabah işe gelirken gözlem yapmayı çok severim. Etrafımda olup biteni pür dikkat gözlemlerim…

Binadan çıkarken ilk bizim emektar görevlimiz denk gelir her sabah, binamızın temizliği için sabah erkenden kalkar ve bizler daha uyanmadan bizim için çalışır çabalar. Binamızı çiçek gibi yapar.

Daha sonra sokaklarımızın, caddelerimizin temizliğini sağlayan emektarlar takılır kadrajıma!

Kışın o soğuk günlerinde ucu açık eldivenleri elinde ellerini ovuşturarak, örgü şapkasını kafasına takmış, hafif kızarmış burnu ile ekmeğinin derdine düşmüş, sadece işini yapmakla meşgul olan…

Sonra trafikte telaş içinde ekmeğini helal yoldan kazanmak için otobüs duraklarındaki bekleyen insanları görürüm. Soğuk sıcak demeden, kimi zor, kimi kolay işte çalışarak işinin derdinde olanlar.

Bir insan ne iş yaparsa yapsın, severek yapıyor ise bunu her hali ile belli eder.

İster temizlik yapsın, ister müdür, ister amir olsun işini mutlaka sevmeli ki o işte verimli olsun.

İş ortamında en önemli olan etkenlerden birincisi işini sevmek ikincisi ise huzurlu bir ortamda çalışmaktır.

Gün boyu ailemizden çok mesai arkadaşlarımız ile zaman geçiriyoruz ve bu ortamda Allah
muhafaza bir huzursuzluk yaratan yâda huzuru bozan insanlar olduğu zaman işte o iş yeri hepimiz için çekilmez bir hal alır.

Mutlu insanlar etrafa ışık saçarlar, girdiği her ortamda olduğu gibi iş yerinde de verim gösterirler.

Ayrıca şu da var ki alın teri dökülerek, emek verilerek yapılan hiçbir iş küçümsenemez, helalinden ekmeğini kazandıran her meslek kutsaldır. Saygı duyulması gerekir…

Hiçbir başarımı tesadüfe borçlu değilim, buluşlarım da tesadüfün değil çalışmalarımın
eseridir. (Thomas Edison)

Çalışmak elbette ki çok önemli bir zenginliktir.

İşinin değerini bilen insanlar yaşam kalitelerini artırırlar.

İşin insana sağladığı kazanımları doğru değerlendirmek, işte başarı için önemli bir ilk adımdır. 

Peki, o ilk adımı atmak için neden bekliyoruz?

Yarına çıkacak mıyız bilmeden yaşıyoruz, onun için bu günü faydalı işlerle doldurmaya ne dersiniz?

Çünkü yaşamak demek, çalışmak demektir… Saygıyla!