Torpil, Fransızca dilinden Türkçe'mize geçmiştir.
Türk Dil Kurumu sözlük anlamına göre, torpil kelimesi;
- Genellikle bayramlarda çocukların eğlence aracı olarak kullandığı yanıcı madde!
- Savaş gemilerinde su altı silahı olarak kullanılan büyük bomba, torpido!
- Bir kimseyi kayırma (kayırıcı), arka çıkma, maddi manevi her şekilde destek olma şeklinde üç farklı anlamda kullanılır.
En yaygın olarak kullanımı ise adam kayırma. Torpiliniz varsa bu hayatta gelemeyeceğiniz hiç bir yer yoktur.
İster hak edin, isterseniz hiç hak etmeyin sorun değil, bunların hiç biri sorgulanmaz, yeter ki arkanızda kaba bir tabir olacak ama dayınız olsun.
Hayatım boyunca torpile karşı olan bir insanım. Elhamdülillah bu yaşıma kadar da, hiç kimse bana seni de şuraya şu getirdi demedi, diyemez de! Rızkı veren hüdadır kula minnet eylemem.
Hani deyim yerinde ise dişimle tırnağımla geldim denir ya bende işte öyleyim.
Sadece emeğim, alın terim, bilek gücüm, gayretim ve çabalarım ile Rabbimin açtığı kapıların ışığında bir şeyler yapmaya çalıştım her zaman.
Hakkım olmayan hiç bir şeyi istemedim, istemem de zaten, bana yanlış geliyor.
Bazı insanlar hiç beklemedikleri anda, hayal bile edemeyeceği yerlere getirilirler, hak etmediği yerde oldukları için, egoları tavan yapar ve ne oldum delisi olurlar. Artık o saatten sonra tüm dünyanın sahibi gibi davranmaya başlarlar.
Geldikleri yeri hemencecik unutuverirler. Gün gelip keser dönüp, sap dönünce ister istemez de hesaplar tersine döner. Ve bu insanlar her şeylerini kaybettikleri vakit nereye gideceklerini de bulamazlar, bocalarlar.
Peki, bugün her şeylerini borçlu oldukları torpillerinin yarın gittiğini düşünecek olur isek, güvendikleri dağlara kar yağdığı vakit, belki de ellerinde ne itibarları, nede paraları hiç bir şeyleri kalmaz belli mi olur. Düşmez kalkmaz bir Allah'tır!
Ha böyle insanlar birde sanki geldikleri yeri hak etmiş gibi gerim gerim gerilerek ortada dolaşırlar ya, ona da inanın sinir oluyorum.
Başkalarının olması gereken yerde, torpilin ile sen olursan! Bulunduğun yere bilek gücün ile değil de haksız yere getirildinse, oradan elde edilen hiç bir şey helal değildir ki, böyle bir kazancı çocuklarına nasıl yedirir insanlar inanın anlamış değilim.
Adamınız olsun yeter her yerde, bütün kapılar ardına kadar açılıverir.
Öyle karakterin sıfır dahi olsa, her türlü fenalığı yapma vasfına sahip olsan da mühim değil!
Seni tanımayan, adını bile ilk defa duyan insanlar bile etrafında pervane olurlar.Ne yazık ki bu torpilin gücü böyle bir şey işte!
Yeteneğine, karakterine, duruşuna, insanlığına, kalitene, huyuna, suyuna hiç bir şeyine bakılmaz!
Hele birde torpili iyi yerden yakaladınsa, ohhh işte o zaman değme keyfine! Hayat sana güzel olur. E hadi durma sende, fırsat eline geçmişken, koştur dörtnala atını,meydan boş nasılsa bu dünyada!
Hayat ve insanların bir kısmı inanın o kadar acımasız olmuş ki!
Cahit Zarifoğlu' nun da dediği gibi; Ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim...
Bulundukları yerleri hiç hak etmeyen insanların bir yerlere getirilmesi, onları kibir, hırs, ego yumağı yapmış.
İnsanlığını kaybettirmiş. Merhametini köreltmiş.
Gerçekten çok yazık böyle insanlara inanın acıyorum.
Kendilerini o kadar büyük görür olmuşlar ki. Dünya kendi etraflarında dönüyor sanıyorlar! Onları gördükçe, konuştukça tavırlarına hayretler içerisinde kalıyorum.
Etrafındaki kişilerin onlara yaklaşımı sadece menfaati uğruna olduğu için, bunları pohpohluyor ya, bunlar da kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sanıyorlar.
Eşleri benzerlerinin olmadığını düşünerek, dünyanın sahibi gibi kasılarak yürümeye başlıyorlar.
Oysa kibirle dünya üzerinde böbürlenerek yürüyeni Allah c.c sevmez. Çünkü 'Kibir' hastalıktır.
Aslında yazacak çok şey varda şimdilik bu kadar yeterli!
İçimden bağıra bağıra, "Ah be torpil neredeysen bir gün gelip bizi de bulsana. Zira artık sen olmadan hiç bir iş yürümüyor" diyesim var.
Saygıyla...
Yorumlar
Kalan Karakter: