Bir yolda yürüyorsun;
Yolun yarısı birilerinin seni dağıtmasıyla, diğer yarısı da kendini toparlamakla geçiyor.
Velhasıl hiçbir şey anlamadan bu hayattan gidiyorsun...
Bir insan haksızlığa uğrayınca vücudunda en çabuk etkilenen organlardan biri midedir. Haksızlık direk mideye inip, dayanılmaz ağrılar yaşatmaya başlıyor. Yani bir nevi haksızlık hazımsızlık yapıyor.
İkinci olarak ses kısılması ve boğaza inen ağrılar. Yani yaşanan ve uğratılan haksızlıklar kişide onarılması güç kalıcı hastalıkların başlamasına da neden oluyor. Onun için etrafımızdaki insanlara olan tavır ve davranışlarımıza biraz itina göstermemiz gerekiyor. Kimse onun, bunun, şunun yada benim yüzümden yukarıda bahsettiğim ve daha onarılması güç bir çok kalıcı hastalığa sebebiyet verecek davranışlarda bulunmamalı!
Geçen hafta pazartesi günü çok büyük bir haksızlık ve üzüntü yaşadım, (yaşatıldım) geceye doğru önce mide krampları geçirdim. Bu ağrılar eşliğinde sabaha kadar kıvrandım durdum. Ne ilaç fayda verdi ne de denediğim diğer yöntemler. Ertesi gün bu mide ağrılarına birde boğaz ağrısı eklendi, öyle ki ne yemek yiyebildim, ne konuşabildim ne de tükürüğümü yutabildim. Sesim tamamen kısıldı, bunların tamamı uğradığım haksızlığın dışarıya yansıması idi... 2011 yılında da aynı şekilde bir haksızlığa maruz bırakıldım o dönemde de aynı şekilde hastalıklarla mücadele verdim.
Aslında sebebin ne olduğunu ben biliyordum da, iyileşme yollarını bulabilmekti mühim olan, hemen bir doktora gittim, boğazda kızarıklık tanısı koyarak, sesimin çıkmadığını gördüğü halde basit bir ilaç yazıp gönderdi.
Salı günü akşam hastalığın dozu baya bir yükselmeye başladı, epeyce rahatsızlanmaya başladım. Haksızlığın vermiş olduğu ağrılar dayanılmaz hale gelmişti...
Ateş, öksürük, grip, halsizlik ve psikolojik çöküntü şikayetleri ile hastaneye gittim. Hemen bir çok ilacı karıştırıp bir serum taktılar, o an için biraz rahatladım, toparladım dedim.
Çarşamba günü yerimden kalkmaya mecalim yoktu, ağrılarım daha da şiddetli hale gelmişti, yeniden hastaneye gittim, yine serum takıldı, ne gece uykusu, ne gündüz huzuru kalmamıştı.
Yemek yiyemiyordum, konuşamıyordum, halisizlik, sürekli terleme hali, geçmek bilmeyen baş ağrıları eşliğinde bugün tam 6 gün oldu.
Yani bakın yapılan bir haksızlığın insan üzerindeki olumsuz etkilerini görün, halen de malesef tam anlamı ile iyileşebilmiş değilim.
Bu hastalığın tıptaki adı tam olarak nedir bilmiyorum ama, günlerdir beni perişan ettiğini, uykusuz geçen gecelerimi, ağrılar ve öksürükle verdiğim amansız mücadeleyi çok iyi biliyorum.
Bu gidişle sanırım bu hastalığın sarsıntısını bir 6 gün kadar daha çekecek gibiyim. Yerimden kalkamıyorum, aşırı derecede sarsıldım. Ha şimdi merak ettiğiniz şey şu olmuştur, haksızlığı yapan kişi ne yaptı düşürdüğü bu durum karşısında diye, hiç bir şey yapmadı. Sağlığımı bozup, sanki bunu yapan o değilmiş gibi hayatına devam ediyor.
Zaten azıcık vicdan, merhamet olsa, yaptığı haksızlığın telafisine çabalayıp, özürlenmesi gerekirdi, insanlık gereği yani öyle olmalıydı ama, malesef ki tüm manevi duygularını yitirmiş birinden böyle beklentilere girilmesi de çok yersizmiş onuda öğrenmiş oldum.
Her neyse siz siz olun, kimsenin size haddini aşacak kadar üzmesine müsade etmeyin. Zira, gördüğünüz üzere bu gibi durumlarda sadece kendinize ediyorsunuz, kimse sizi üzdüm diye telafi çabası içine de girmiyor. Sizin sizden başka dostunuz yok, kendize iyi bakın bu yüzden! Sağlığın ne kadar önemli bir nimet olduğunu şu yaşadığım hastalık sürecinde çok daha iyi anladım. Rabb'im tüm hastalara şifa versin!
Günün Sözü;
Nimet mi istiyorsun, zahmet çekeceksin.
Saadet mi arıyorsun, musibet yaşayacaksın.
"Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır"
(İnşirah Suresi)
Yorumlar
Kalan Karakter: