Gidince yerine getirilemeyen, bunun içindir ki sağlığımızın yerinde olduğu için ne kadar şükür etsek inanın azdır.
Kanuni Sultan Süleyman’ın dediği gibi; Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihan da bir nefes sıhhat gibi…
Ne para, ne pul, en büyük zenginlik sağlık…
"Beni Türk hekimlerine emanet ediniz." Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Bu söylenmiş güzel sözlerden yola çıkarak, müsaadeniz olur ise biraz serzenişte bulunmak istiyorum.
Şu sıralar bir sağlık problemi ile uğraşıyorum, açıkçası insan başına gelmeden dışarıdan anlatılan yaşanmışlıklara pek kulak vermiyor. Deyim yerinde olur ise başına gelmeyenin, hoşuna gelir derler.
İnsan kendi başına gelince bazı olayların vahametini daha iyi anlaya biliyor.
Allah kimsenin sağlığını, sıhhatini, ağız tadını bozmasın…
Sağlık elden gidince, bir daha elde edilmeme gibi bir durumu söz konusu oluyor.
Bu yüzden mümkün mertebe sağlığımızı korumamız gerekiyor.
Buraya kadar her şey güzel değil mi? Evet şimdi gel gelelim, günlerdir yaşadığım sağlık sorunu ile mücadele aşamasında yaşadıklarıma…
Cerrahi müdahale gerektiren bir durumun olduğu bir durum ile sınanıyorum şu sıralar.
Büyük bir imtihan ile mücadele ediyorum. Ama inanıyorum ki, derdi veren, dermanını içine elbet gizlemiştir. Buna canı gönülden inanıyorum. Allah bazen bizleri farklı şekillerde sınıyor. Bizler başımıza gelenlere elbette sabrederek, sıkıntıların üstesinden geleceğiz inşallah…
Sağlık o kadar önemlidir ki, böyle bir sorun ile karşılaştığınızda ne para, ne pul aklınızın ucundan geçmiyor. Fakat maalesef hekimler için bu böyle değil. Paran yok ise ölüme mahkûm ediliyorsun. Yüzüne bakılmıyor. Sorularına cevap verilmiyor. Hiçbir şekilde sana aydınlatma da yapılmıyor.
Tabi bu yazacaklarım tüm hekimlerimizi kapsamıyor, kesinlikle yanlış anlaşılmasın. Fakat Kayseri’de bulunan bazı hekimlerimiz bir isim yaptıkları için artık insanlığı rafa kaldırmışlar.
Tedavi süreci boyunca ona muhtaç olduğunuzu anladıkları anda yanlarına tütsü ile varılıyor.
Bu bahsi geçen fakat isimlerini burada zikretmemin uygun olmayacağı hekimler, aşırı derecede acımasızlar. Ukala tavırları ile karşısındaki hastayı ezmeyi maharet sanıyorlar.
Bunların bir kısmı resmen kasap olmuş. Sizde maalesef onların gözünde kurbanlık birer koyunsunuz.
Ne hastalığınız umurların da, ne yaşadığınız acı!
Varsa yoksa para olmuş işleri, güçleri…
MR cd’si okumak için 600 TL para talebinde bulunan doktoru da gördüm.
Hastanın ameliyat olacağından habersiz gidildiği halde açıklama yapmak için 800 TL alabilmek için korkutup, hastanın gelmesi şart diye karamsarlık yaşatanı da…
İnsanlık nerede kalmıştı? İnanın ben göremedim bu zaman zarfında!
Ne hatır kalmış insanlarda, ne gönül… Komşusunun selamı ile gittiğim doktor, iki kelimeyi zar zor etti.
Yani anlayacağınız garibansanız, maddi durumunuz iyi değil ise ölüme terk ediliyorsunuz.
Ettikleri Hipokrat yemininin hiçbir önemi de yok!
Yaşadığım olayda bire bir görüştüğüm iki doktor para yok diye, yüzüme bakmıyor.
İnsan hayatının bu kadar ucuz olduğunu inanın şaşkınlıkla izledim.
Bir diğer yandan başka bir doktor ise içimize su serpti, çok önemli bir noktada bize aşırı derecede faydalı ve hayati bir konuda yol gösterip, yanlış yapmamıza engel oldu.
Her ikisi de tıp eğitimi almış doktorlar, biri para almadan yüzüne bakmıyor. Diğeri ise aman ha bu yapılan işlem yanlış sakın ha yaptırmayın diye uyarıda bulunuyor.
Her ne olur ise olsun, Allah her zaman karşımıza hep iyi insanları çıkarsın. Kötüler ile terbiye etmesin.
Allah’tan korkan, kulundan utanan insanlara denk gelsin hayatımız… Âmin! Saygıyla…
Yorumlar
Kalan Karakter: