Ah keşke! Keşke demeden önce sevdiklerimizin kıymetini bilebilsek...
Elimizdeyken değerli hissettire bilsek!
Önemsediğimizi gösterebilsek!
Yanımızdan gitmeden önce, gitmesin diye durdurabilsek…
Sevilince sevmek yerine, hadsizleşmeyi tercih etmesek.
Bu beni seviyor, ne yapsam gitmez diye düşünmesek.
Giden geri döndürülemez! Vah tüh de fayda vermez!
Bizi en çok üzen şey; gözümüzde büyüttüklerimizin bir hiç olduğunu anlamak değil midir?
O saatten sonra artık bazı bağlar kopar ve bir daha geri dönüşü de olmaz.
Ve o ‘’dalını kırdığınız' her insanında gölgesine bir gün muhtaç kalırsınız" durum bu kadar nettir.
En zor sınavlarını kendi verdiği zaman büyüyor insan! Kim o an nerdeymiş, kim gerçekten yanında varmış? Ve kim artık o saatten sonra olmasa da olurmuş hepsinin farkına varıyorsun. Her şeyi bilen değil, kadir kıymet bileni istiyorsun yanında ve hayatında!
Turgut uyar'ın dediği gibi; Keşke bir şiir okumuş, bir kedi sevmiş olsaydınız. Belki bu kadar kirletmezdiniz dünyayı!
Seven bir insan için yapılan bütün hataların affı vardır, fakat her şeyin de bir son bulma anı vardır.
Tek taraflı sevgi, saygı, fedakârlık, merhamet, iyi niyet çok uzun soluklu olmaz.
Sevgi emek ister, hissettirilmek ister. Ben varım, denilmesini ister…
Bir insana karşı duygusal bağımızı kaybettiğimiz an, onun aslında ne kadar sıradan bir insan olduğunu da hemen anlarız. Onu gözümüzde büyüttüğümüze üzülürüz. Oysa sevdiğimiz insanları önemli kılan şey, bizim ona verdiğimiz sevgimiz ve hayat enerjimizdir.
Vazgeçtiğimiz her insan, artık bizim için sıradanlaşır, önemini yitirir…
Değer vermediğiniz zaman elinizdekiler kayıp gider, durduramazsınız!
Zaten elinizin altında gördüklerinizi, el üstünde tutmadığınız içindir tüm yaşadığınız kayıplarınız da!
Sevgi değer görmekten hoşlanır. Başıboşluğa, vurdumduymazlığa gelmez.
Herkesin seviyormuş gibi yaptığı ancak; sevginin ne olduğunu pek az kimsenin bildiği bir zamanda yaşıyoruz... Güzel çiçekler, kör bahçıvanlara emanet edilmez!
Yere göğe sığdıramadığımız insanlardan, hak ettiğimiz değeri alamayınca yavaş yavaş uzaklaşırız.
Bir zamanlar paha biçilemez gibi gördüklerimizin gözümüzden düşmesi engel olamayız.
Ve artık o saatten sonra sevgimizin zerresini hak etmeyen insanlar bizim için sıfırdan ibaret olurlar.
En büyük sevgi bile, ilgisizlikten kaybolup gider. Kıymeti bilinmeyen sevgiler bitince dönüşü de olmaz.
Ben senin için önemli değilsem, sen benim için neden önemli olasın ki?
Olaya bu gözle bakılır...
Sonra biri çıkıp gelir ve sen tüm gidenlere teşekkür bile edersin.
Soner Arıca'nın şarkısında dediği gibi; ‘Senden öncesini yaşamadım sayarım’ dersin…
Kimsenin yeri doldurulamaz diye düşünülmesin.
Her giden, yeni gelecek olana, hazırlık için gider. Saygıyla…
Günün Sözleri;
"Ah şu benim bitmek bilmez sakarlığım. Yine, yırtık cebime koymuşum umudu..."
Fyodor Dostoyevski / Suç ve Ceza
Yazılmışsa bir kere ilahi kalemle kaderimiz, hiç bir kalem kaderi silip baştan yazmıyor!
Yorumlar
Kalan Karakter: