Kimi eski milletvekili ya da hala milletvekilidir.
Kimi belediye başkanıdır.
Kimi MKYK ya da MYK üyesidir.
Kimisi de il müfettişi ya da il sorumlusudur.
Ama genelde durumu iyi olanlardır.
Ehliyetlisiniz, liyakatlisiniz ama garibansınız.
Yok kardeşim, siz şoför olamazsınız.
Hiç, “Murat 124 ile Mercedes”, bir olur mu?
Ehliyetle, liyakatle, hele hele garibanlıkla, il genel başkanı mı olunur.
Genel başkanlar onlara çok güvenir.
Sorumlu oldukları yerlerde her şeyi dizayn etmek isterler.
Dilediklerini görevden aldırır.
Dilediklerini göreve getirirler.
Orada, onlar ne derse o olur.
Misal;
Çok olağanüstü bir gelişme olur.
Ama genel başkan da dâhil, kimse kılını dahi kıpırdatmaz.
Çünkü güvendiği, emanet ettiği birisi vardır zaten.
İplerin, il genel başkanlarının elinde olduğu teşkilatlarda,
Ahbap çavuş ilişkisi vardır.
Bir nevi “gizli kanka” teşkilatı kurulmuştur.
Yazları serin yerlerde, kışın ise şömine başlarında çay sohbetleri yaparlar.
Biz ne dersek o, rüzgârları esmektedir.
Başarı mı? O da ne?
İktidar mı? O da kimin nesi?
Seçimlerde milletvekili listelerini onlar hazırlar.
Belediye başkanı adaylarını,
Meclis üyesi listelerini onlar hazırlar.
İstişareler sözde yapılır.
Amaç, teşkilat tabanını memnun etmek ve sabit tutmaktır.
Sonuçta her şey yine onların dediği gibi olacaktır.
Efendim! Düzen böyle kurulmuş.
Hocanın da dediği gibi,
“Parayı veren düdüğü çalar”
Onlar iktidardadırlar.
Ana muhalefettedirler.
Muhalefettedirler.
Muhalefetciktedirler.
Particiktedirler.
Genel başkanların boşluğa düştüğü,
Zafiyet gösterdikleri, en kritik çıkmaz sokakta burasıdır.
Bu alana hâkim olabilen ve doğru adımlar atabilenler, başarır.
Misal;
İl kongresi yapılacaktır.
Bakan bir liste hazırlar.
Milletvekili başka bir liste,
Genel başkan yardımcısı başka bir liste,
Belediye başkanı başka bir liste.
İl başkanı adayı mı? Onun listesinin çok da bir önemi yoktur.
Eğer genel başkanın bir iktidar hedefi varsa, teşkilatlarına önem veriyorsa!
Listeleri alır, inceler, görüşmeler yapar, gerekirse bir anket yaptırır, üzerinde düşünür ve der ki;
“Bunlarda olabilir arkadaşlar ama biz yine de mevcut liste ile devam edelim.”
Ya da uzun süre başarılı bulmadıkları il genel başkanlarını, başkalarıyla değiştirir.
Çok beklemez. Hatır gönül bilmez. Bilmemelidir de zaten.
Ya genel başkanın bir hedefi yoksa! Dava, sadece dilde pelesenk ise!
İşte o zaman, yandı gülüm keten helva!
Kimi genel başkanlarda, çok sağlam gitmek ister.
Teşkilat başkanlığını iptal edip, direk kendisine bağlar.
Bizzat kendisi ilgilenir.
Açıkçası il genel başkanlarına bakınca, bu emniyeti haklı bulmuyor da değilim.
Bazı genel başkanların da, umurunda dahi olmaz.
Onların yerine o işleri yürüten il genel başkanları vardır zaten.
Ne diye yorulsunlar ki.
Koltuklarını muhafaza etmeleri, onlar için yeterde artar bile.
İl genel başkanları,
20 yıldır, 30 yıldır aynı makamdadırlar.
Daha başarılı olabilecek birine koltuğu devretmek istemezler.
Hep bir koltuk sevdasıdır, almış başını gider.
Sallabaşı al ihaleyi.
Pardon maaşı diyecektim özür olsun.
Seçimlerden sonra,
Teşkilatları ikna et.
Yoluna devam et.
E buda kolay değil tabii.
Hayal güçlerine ve hitabetlerine büyük iş düşüyor.
İl genel başkanlarına Allah güç kuvvet versin.
İşleri gerçekten çok zor.
Her siyasi partinin bir genel başkanı vardır.
Bir de il genel başkanları.
Ha bir de davaları!
Peki, ama önemli olan nedir?
Liyakat midir? Para mıdır?
Ehliyet midir? Para mıdır?
Adalet midir? Para mıdır?
Dava mıdır? Para mıdır?
Millet midir? Para mıdır?
Koltuk mudur? Dava mıdır?
Ha burada da sizin hayal gücünüze büyük iş düşüyor.
Sahi! Önemli olan, sizce nedir?
Yorumlar
Kalan Karakter: