Doğalgaz 1000₺
Su 90₺
…
Markete gittiğinde ise tüm reyonlardan ve market sepetinden dumanlar yükseliyor:
Domates 15₺
Salatalık 25₺
Marul 10₺
Ekmek 2,5₺
…
Aracına yakıt almaya istasyona gidenlerin yakıt deposu alevler içinde kalıyor:
Benzin 17,20₺
Mazot 17,18₺
LPG 9,77₺
…
Geçtiğimiz yaz orman yangıları ile mücadele ettik.
Kül ve duman altında perişan olduk.
Ciğerlerimiz yandı bitti kül oldu.
Son iki yıldır salgınla mücadele ediyoruz.
Maske ile ciğerlerimize ulaşamadık.
Sosyal mesafe ile eşimize, dostumuza ve yakınlarımıza ulaşamadık.
Yasaklarla evimiz bir cezaevine döndü.
Hayatımız adeta bir yangın yeri.
Hâl böyle iken işin dalgasında olan, soruna çözüm bulduğunu söyleyen akıllılar da yok değil.
“Vatandaşa kuru fasulye dağıtalım, herkes kendi gazını kendisi üretsin” diyen Turgay Güler ise kendince iktidar adına bir çözüm üretmiş.
Şu Turgay Güler’e birisi söylesin Allah aşkına kuru fasulye doğal gazdan daha pahalı!
Ak Partili Elazığ Milletvekili Zülfü Demirağ da, hayat pahalılığına güya çözüm bulmuş.
Diyor ki Sn. Beyefendi:
“Ayda 1 kilo 2 kilo et yiyorsak yarım kilo yeriz. Domatesi 2 kilo alıp dikkatli kullanmadığımızda yarısı çöpe gidiyor, 2 tane 3 tane alırız yaa.
Zaten turfanda olarak sebzeyi, meyveyi mevsimi dışında kullanmak sağlığa da zararlı.”
Bir diğeri;
Ak Parti Grup Başkanvekili Mehmet Emin Akbaşoğlu da yangın yerine çevirdikleri vatandaşın haline gerekçe uydurmaya çalışırken çuvallıyor.
Liderleri yapıyor ya, illa bunlar da taklit edecekler.
Efendim zatı şahaneleri Akbaşoğlu Bey güya Avrupa’daki tanıdıkları ile görüşmüş:
“Fransa’da Almanya’da 150 Euro’ya dolan market çantası, enflasyon %1,4 ten % 7 ye 5 katı arttığı için artık 750 Euro’ya doluyormuş”
Sn. Cumhurbaşkanı Ak Partili vekilleri en kısa zamanda bir matematik sınavına tabii tutmalı ve geçemeyenleri bir daha aday göstermemeli.
Tamam uydurmaya uyduruyorsunuz da bari matematiği iyi olan birine yaptırın bunu!
Güler misiiin ağlar mısın?
Emin olun bunlar komedi alanında Levent Kırca’ya rahmet okuturlar.
TÜİK rakamlarına göre 3 milyon 777 bin kişi işsiz bu memlekette.
Yani hiçbir geliri yok.
Nüfusun 7 milyonunun hali bu.
Asgari ücretle çalışan kişi sayısı 10 milyon.
Asgari ücretin altında çalışan kişi sayısı 3 milyon 400 bin.
1500 ₺’nin altında bir maaşla çalışan kişi sayısı ise 1 milyon 700 bin.
Nüfusun yaklaşık 30 milyonu bu gelirlerle açlık sınırının altında yaşamaya çalışıyor.
Emekli sayımız ise 13 milyon 600 bin.
Bu durumda yaklaşık 25 milyon kişi de emekli maaşı ile açlık sınırının altında mücadele ediyor.
BAĞ-KUR primi 1726 ₺.
Esnafımız için adeta evlat acısı gibi bir prim.
Bir çok esnafımızın ödeyebilmesi mümkün değil.
Çiftçilerimiz ve besicilerimizde emeğinin karşılığını alamıyorlar.
Tarım krediye gırtlaklarına kadar borç batağındalar.
Tarlalarında ve Ağıllarında haciz yangını var.
Sanayicilerimiz ihraç ettiği malını koyacak konteyner bulamıyor.
Kur baskısı altında ne yapacağını bilemez bir durumda.
Ürettiği malı için hammadde ve enerji temininde sıkıntılar yaşıyor.
Tüm bunlar yaşanırken; Ak Parti’ye oy veren, vakit namazından çıkarken kendisine uzatılan mikrofona konuşan Hacı Emmim:
“Eskiden şu mu vardı? Eskiden bu mu vardı?” diyerek partizanlık duyguları içerisinde 2500 ₺ emekli maaşı ile ay sonunu getirmeye çalışırken, bir eli yağda bir eli balda ejder meyvesi suyunu yudumlayan, bir taraftan da meclis lokantasında neredeyse bedavaya olan kebapları mideye indiren, Ak Partili büyüklerini canını dişine takarak savunuyor.
Doğru. Eskiden bunlar yoktu hacı abi. Sen geçmişte kalsaydın, neden geldin bugüne?
Hatta gelecekte uçan arabalar da çıkacak. Sen burada kal.
Geleceğe hiç gitme istersen. Nasıl olur?
Bak Hacı Abi,
sen memleketin gerçeklerine partizanca böyle gözlerini kapatıp kulaklarını tıkıyorsun ya!
Hani o geçinemiyorum dediği için tartıştığın kişiye;
“Çıkar cep telefonunu” deyip çıkartınca da,
“Al bunu ye” diye telefonunu ağzına soktuğunuz vatandaş var ya,
İşte onlar;
memleketin bu haline YANGIN SÖNDÜRÜCÜ olacak ve o gün sen de rahat edeceksin.
Yorumlar
Kalan Karakter: