Yıl 1984 yaşım henüz 24 iki oğlum var o dönemde, henüz küçükler, mevsimlerden kış, o yıllarda henüz doğal gaz yok. Yaşadığım şehir Niğde kaloriferli daire çok nadir. Kaloriferli diye bir daire kiraladık fakat petekler süs olarak kaldı, kazan dairesine kazan bile koymamışlar, hiç yanmadı anlayacağınız, baca açtırıp soba kurduk. Yaşım küçük ama her işi yapmak gibi bir huyum var. Bir çok şeyi yaparım elimde matkap delinecek yerleri delerim, boyanacak yerleri boyar, tamir edilecekleri tamir ederim, kısacası elimden her iş gelir.
O sabahta kahvaltıyı hazırladım eşimi yolcu ettikten sonra, henüz çocuklar uyuyor, sobayı yakacağım tutuşturmak için balkona çıra kırmaya çıktım. Evde kocaman bir balta var neredeyse benden büyük, zayıf kuru bir şeyim. Çırayı aldım elime baltayı da aldım, çıra düşmesin diye sol elimle tuttum daha ilk darbe de baş parmağımın ucunu kopardım. O an hiç acı hissetmedim, parmağıma baktım eyvah ucu kopmuş. Kanamaya başladı, pamuk bez ne bulduysam bastım kan durmuyor. Elime lastik aldım sıkıca bağlayayım da kanı dursun diye, tek elle beceremedim, hemen alt komşuya indim lastiği bağla kan durmuyor kadın bir baktı ne duruyorsun çabuk hastaneye git dedi şaşkınlıkla evde çocuklar var dedim. Sağolsun çocuklara ben bakarım dedi, ben koşa koşa hastanenin yolunu tuttum. Hastanede cerrah arkadaşımız vardı onu buldum ilgilendi parmağa dikiş atmadı çapraz koptuğu için eksik kalır kendi kendine kavuşsun dedi, pansuman yaptı, parmaklık taktı eve geldim. Ama öyle bir zonklama anlatamam. O an kolu bacağı kopan yada kesilenleri düşündüm, benim küçücük parmağımdan o kadar acı çekiyorsam. Günlerce pansumana gidip geldim kavuşması çok uzun sürdü.
Evde iki küçük çocuk o dönem hazır bez yok, henüz çocukların altları bezleniyor, tek elimle bezlerini yıkıyorum, yemeğimi evimin işini yapıyorum.
Bazen düşünüyorum da şimdi olsa yapar mıydım, çıra kırar mıydım kırardım. Hani derler ya can çıkmayınca huy çıkmazmış. Bende her işe atlamanın bedelini ağır ödedim
Yorumlar
Kalan Karakter: