Bugün sizlere faili meçhul ve halkın bir kısmının bilgisinin olup ancak çoğumuzun bilmediği acı bir olaydan bahsedeceğim.
5 Haziran 2000 tarihinde o dönem Levent Kız Meslek Lisesi 1. sınıf öğrencisi olan henüz 15 yaşında ki Çağla Tuğaltay isimli kız çocuğu boğazı kesilerek vahşice katledildi...
Tuğaltay ailesi anne Gülnur Tuğaltay, baba Nedim Tuğaltay, abi İlker Tuğaltay (olay tarihinde 18 yaşında ve Orduda üniversite okuyor) ve Çağla Tuğaltay'dan oluşan 4 kişilik bir aileydi. Çağla Tuğaltay o gün her zaman ki sabah saatlerinde okula gitmek üzere evinden çıkmıştı, iddiaya göre anne Gülnur Tuğaltay doktor randevusu olduğunu Çağla ' ya söyleyerek “ kızım bugün doktor randevum var sen gelmeye evde olamayabilirim 5-10 dakika gecikirsem merak etme “ dedikten sonra Çağla’yı okula göndermişti. Daha sonra saat 10-11 gibi anne Gülnur Hanım alt kat komşuya kahve içmeye gidiyor ve dişçiye gideceğini söyleyerek 1 saat sonra komşudan da ayrılıyor. Tahminlere göre saat 15:30 - 15:45 arası Çağla Tuğaltay' ın okuldan evine geldiğini kendi yaşıtı ve alt kat komşunun kızı olan Gökçe tarafından anlaşılmıştı. Gökçe Çağla eve girdikten sonra “aaa“ şeklinde şaşırma ve şaşkınlık ifade eder şekilde bir ses duyduğunu ve daha sonra kısa bir koşuşturmadan sonra seslerin kesildiğini ifade etmiştir.
İddiaya göre doktorda olan anne Gülnur Hanım Çağla eve geldikten sonra ısrarla hem Çağlanın cep telefonunu hem ev telefonunu ısrarla aramış ancak Çağla ' ya ulaşamayınca içine bir kor düştüğünü belirtip doktorun muayenesinin hemen karşısında olan eşinin iş yerine gidip durumu anlatıyor. Baba Nedim Tuğaltay'ın ise kendi evlerinin bir yedek anahtarının olduğu komşu Nilgün hanımı ( aynı zamanda annenin doktordan önce kahve içmeye gittiği ) araması ve anahtarla eve girip Çağla bakmasını söylemesi akla gelir, anne ise Nilgün hanımı arayarak anahtarla eve girip Çağla ' ya bakmasını rica eder. Nilgün Hanım ise eve girdikten sonra korkunç bir manzarayla karşılaşır. Çağla abisinin odasında boğazı kesilmiş, iç çamaşırları çıkarılmış, eteği göğsüne kadar sıyrılmış ve kanlar içerisindedir. Nilgün Hanım çığlık atarak evden çıkar, daha sonra anneye “ çabuk eve gelin kocanı da al gel“ dedikten sonra olay yerine polis ekipleri gelir. Anne ve baba ise polislerden ve ambulanstan sonra olay yerine gelmiştir.
Evde yapılan incelemelerde katile ait herhangi bir yoktur. Kapıda zorlama yoktur yani katil ya anahtarla eve girmiş ya da Çağla kapıyı açmıştır. Evde yabancıya ait tek bir parmak izi bulunamamıştır. Ayrıca evden çalınan herhangi bir eşya ya da parada yoktur. Adli tıp raporuna göre Çağla ' ya tecavüz edilmemiş ancak tecavüz süsü verilmiştir. Katil genç kızı öldürdükten sonra mutfak da ellerini yıkayıp gitmiştir.
Kapıda zorlama izinin olmaması katilin eve yüksek ihtimal anahtarla girmiş olabileceğini, Çağla'nın ise aaa şeklinde şaşırma ifadesinden dolayı Polis katilin tanıdık biri olabileceği ihtimali üzerine durmuştur.
İddiaya göre anne Çağla'nın ölümünden hemen sonra bir kısım eşyalarını siyah poşetlerle çöpe atmış, Çağla’nın ölümünden sonra herhangi bir avukat tutmamış, yine olay tarihinde Ordu'da üniversite de okuduğu iddia edilen abi İlker Tuğaltay'ın ifadesi dahi o dönem alınmamıştır.
Aile 2003 yılında aranıyor, 2004 yılında Savaş Ay ile A Takımı, 2008 yılında Müge Anlı ile Dobra Dobra, 2017 yılında Serap Paköz ile gerçeğin peşinde olmak üzere pek çok programa katılmış ancak bu programların bazılarına yine aile tarafından yayın yasağı getirilmiştir. Özellikle 2008 yılında yayınlanan Dobra Dobra isimli programa aile tarafından getirilen yayın yasağı çokça konuşulmuştur.
Dosyada zaman aşımı 2020 yılında dolacakken dosyada ki bir eksiklikten dolayı zaman aşımı 10 yıl daha uzatılmıştır.
Cinayet özellikle sosyal medyada ve Youtube da birçok yayıncı tarafından işlenmiş ve işlenmeye devam etmektedir. 2024 yılı ekim ayında Avukat Ümit Altay'ın çabalarıyla dosya yeniden kamuoyu gündemine gelmiştir. 24 yıl sonra abinin ifadesi alınmış, dosya TGRT, A Haber, Haber Türk gibi TV kanallarında yer verilmiştir.
Başta Ümit Bey olmak üzere kamuoyu tarafından cinayetin aile içi olduğu konusunda ciddi şüpheler ve ailenin ciddi çelişkilerinin olduğu bilinen bir gerçektir.
25 yıl geçmesine rağmen abi İlker ' in olay günü Ordu ' da olduğu net olarak ispatlanamamış, dosya içerisinde abinin Ordu ' da olduğunu gösterir HTS kayıtları alınmamıştır.
2000 yılından itibaren 8 savcı değişmiş, dosya halen faili meçhul suçlar soruşturma bürosundadır.
Henüz on beşinde ve en güvenli olması gereken yerde kendi evinde boğazı kesilerek katledilen Çağla Tuğaltay'ın adalet arayışı 25 yıldır devam etmektedir.
Saygılarımla...
Yorumlar
Kalan Karakter: