Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2019 yılında 474 kadın cinayeti işlendi. Bu durum son yıllarda ki en yüksek rakam olarak göze çarpıyor. 10 yaşındaki kızı önünde canice öldürülen Eminet Bulut, Rabia Tümkaya ,Fatma Şengül 2019 yılında öldürülen kadınlardan sadece üçü. Yaşanan bu derin üzüntü verici olaylar karşısında bir çoğumuzun aklına gelen soru ise : Kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin önüne nasıl geçilecek. Bu konuda ne gibi tedbirler alınmalıdır? Ya da cezalarımızda mı bu konuyla ilgil olarak caydırıcı tedbirler yoktur ?
Kadın cinayetleri genellikle zincirleme bir süreç sonucunda ortaya çıkmaktadır.Maktül öncelikle sözlü, fiziksel ve psikolojik olarak şiddete uğramaktadır. Şahıs cinayet aşamasına geçmeden önce tehdit,baskı, yaralama vb. bir takım fiilere girişmişse cinayetin ilk işaretlerini vermiş demektir.
Öncelikle kendi şahsi fikrime göre gerek kanunlarımız gerekse bu konuda cezai düzenlemelerimiz yeterince yapılmış bulunmaktadır. Başta 6284 sayılı Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun bu yasal düzenlemelerin başında gelmektedir.
Cezai kanunlarımız açısından ise insan öldürmenin cezası müebbet hapis cezasıdır. Eğer ki eylem tasarlanarak veya eziyet çektirerek öldürme şeklinde olursa ağırlaştırıl müebbet hapis cezasıdır.Görüldüğü üzere suçun cezai yaptırımı çok ağırdır. Ancak dikkat çekilmeyen ve gözden kaçan nokta ise bu gibi durumlarda cezanın artırılmasının pek bir fayda sağlamadığıdır. Ki öyle olacak ki kadınlara karşı işlenen suçlar artmıştır. Bunun nedeni ise zira anlık öfke, içinde bulunduğu psikolojik ruh hali ile gözü dönmüş birisinin yaptığı eylemin sonuçlarını düşünememesi yada düşünme yetisini o an için kaybetmesidir.
Dolayısıyla yaptırım ne kadar ağır ve caydırıcı olsada yeterli sonuç alınamıyor. Bu durumda yapılması gereken ve bence üzerinde de durulması gereken hususlardan birisi ise suç işlenmeden suçu önlemeye yönelik olarak tedbirlerin uygulamaya konulması. Kadın cinayetlerinin genellikle zincirleme bir süreç sonunda ortaya çıktığını ve genellikle öncelikle sözlü ve fiziksel şiddet şeklinde ortaya çıktığını söylemiştim.Şiddeti uygulayan kişinin öncelikle olarak koruyucu ve önleyici tedbirler olarak öfke kontrolü, stresle başa çıkma , dengeli davranma gibi davranışlarını değiştirecek eğitim proğramlarına tabi tutulmasını sağlamak. Faile yaşamın anlam ve önemini kavratmak, kendisinin de karşıdakinin de bir insan olduğunu hatırlatarak vicdan ve merhamet duygularını harekete geçirmesini sağlamak şayet kişide uyuşturucu, alkol vb bağımlılık durumu varsa failin bu konuda tedavi olmasına yönelik faliyetlerde bulunmasına yardımcı olmak önleyici tedbirler olarak değerlendirilebilir.
Kadına tüm bu olanlar karşısında eskiye oranla çok daha fazla hakkının bulunduğu, yetkili mercilere ve kaynaklara başvurabileceği hatırlatılmalıdır. Bu konuda yeterli toplumsal bilinç oluşturulmalıdır.
İnanıyorum ki bahsedilen adımlar atılıp tomlumsal hassasiyet sağlandığı takdirde ülkemizde kadına yönelik şiddetin ve cinayetin oranı azımsanmayacak ölçüde azalacak ve önü kesilebilecektir.
Elbette ki kolay bir süreç olmayacak ama el birliğiyle her bireyin katkısıyla üstesinden gelinecektir…
Yorumlar
Kalan Karakter: