Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü ( MTA ) tarafından Kayseri Yöresi Diri Fayları ( Erciyes Fayı , Erkilet Fay Zonu , İncesi Fay Zonu , Yeşilhisar Fay Zonu ) ile ilgili yapılan çalışmalar MTA ' nın sitesinde şubat ayında yayınlanmış olmasına rağmen geçtiğimiz günlerde yeniymiş gibi basına servis edildi.
Gelelim aslında yeni olmayıp yeniymiş gibi servis edilen rapora ;
Toplamda 147 sayfa olan raporun 100 sayfası kopyala - yapıştır , atıf ve şekillerden ibaret. Gerisi de açılan hendeklerin özelliği...
Raporun bizi ilgilendiren sonuç kısmına bakacak olursak ; Yeşilhisar Fayı 6.7 , İncesu Fayı 6.6 , Erkilet Fayı 7.5 , Erciyes Fayı 7,3 büyüklüğünde deprem üretebilir deniliyor.
Ancak yine aynı raporda ;
- Yeşilhisar fay zonunun deprem tekrarlanma aralığı ortalama 3 bin yıl olarak hesaplanmış ancak son depremin günümüzden yaklaşık 7 bin yıl önce olduğu tahmin edilmiş. Deprem tekrarlanma aralığı 3 bin yıl olan fay 7 bin yıl deprem üretmeden suskun kalamaz , sonuç hatalı ve tutarsız.
- Erkilet fay zonunun deprem tekrarlanma aralığı ortalama 5 bin yıl olarak hesaplanmış ancak son depremin bu fay üzerinde 15 bin yıl önce gerçekleştiği tahmin edilmiş. Deprem tekrarlanma aralığı 5 bin yıl olan fay 15 bin yıl deprem üretmeden suskun kalamaz.
Bu rakamlar Erciyes ve İncesu fayları içinde geçerli 3 bin, 4 bin, 5 bin ve 7 bin yıl deprem aralığı hesaplayıp , 7 bin / 15
bin yıldır deprem üretmiyor dediğinizde tutarsız,rasyonel olmayan bir sonuca varırsınız.
Rapora göre Yeşilhisar Fayı 6.7 , İncesu Fayı 6.6 , Erkilet Fayı 7.5 , Erciyes Fayı 7,3 büyüklüğünde deprem üretebilir deniliyor.
Bir an için raporda ki verilerin doğru olduğunu kabul edecek olursak yani Kayseri ' de ki fayların 7-7.5 büyüklüğünde deprem üretme kapasitesini olduğunu düşünürsek , iddia ediyorum Kayseri diye bir yer kalmaz. İç Anadolu hiç bir zaman büyük depremlerin olduğu bir bölge olarak görülmediği için Kayseri ' de 15 katlı binalar yapılırken deprem tehlikesinin dikkate alındığını da sanmıyorum. Ayrıca Kayseri kent merkezi zaten alüvyon zemin üzerine kuruludur. Bu tür zeminlerde deprem dalgaları kayalık zeminlere göre çok daha etkilidir. Dolayısıyla Kahramanmaraş , Hatay , Gaziantep , Malatya ' da yaşanan felaketin çok daha büyüğü yaşanır.
Bu büyüklükte ki bir deprem Kayseri ' yi yıkacağı gibi Kayserinin çevre illeri olan Nevşehir, çarpık kentleşmenin fazlasıyla olduğu Yozgat ve Niğde ' de yıkıcı etkileri olur.
Konu ile ilgili olarak Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, depreme hazırlık noktasında bilim insanları ile gerekli değerlendirmeleri yaptıklarını ifade ederek, “Önümüze bakıyoruz, işimize bakıyoruz. Spekülasyonlara kulaklarımızı tıkıyoruz. Tedirgin olmayı gerektirecek bir şey yok” dedi.
Sanırım başkan Kayseri ' nin gerçek deprem potansiyelini bildiği için raporda yer alan bilgileri önemsememiş olmalı.
Gerçekten de çelişkili MTA raporunda ki sonuçlar İç Anadolu bölgesinin tektonik rejiminin doğasına , çalışma mekaniğine aykırı.
Eldeki verilerle yaklaşık 3-4 bin yıllık tarihsel kayıtları da incelediğimizde Kayseri ve İç Anadolu bölgesinde 7' lik deprem kaydının olmadığını görüyoruz.
Kayseri ve çevresinde olduğu düşünülen tarihsel deprem kayıtlarının tarihlerinin 240 , 1205 , 1717 ve 1835 yıllarının olduğu ve bu depremlerinin büyüklüklerinin ortalama 5.5 - 6.3 arası olduğu değerlendirilmektedir.
1900 sonrasında ise Kayseri ' de 1940 yılında Develi Depremi 5.4 , 1960 yılında 4.7 , 2 Şubat 2021 ' de Sarıoğlan ' da 4.7 , 1 Ocak 2022 ' de Sarıoğlan Merkezli 4.9 ve 10 Mart 2023 Hacılar merkezli 4.9 şeklindedir.
Görüldüğü üzere Kayserinin tarihsel ve aletsel dönem kayıtları bu şekildedir , bir kaç güvenilir olarak düşündüğüm uzmanların görüşleri de bu MTA raporunun gerçeği yansıtmadığı , hatta neden böyle yapıldığının anlaşılamadığı , 6 Şubat tarihinden önce Kayseri ' nin adının deprem ile yan yana bile anılmadığı şimdi ise ne değiştiği yönündedir.
Zaten MTA raporunda ki veriler doğru olur ise felaketin boyutlarını düşünemeyiz...
Yorumlar
Kalan Karakter: