Kelime anlamı olarak adalet,dengede olmak, hak yememek, adil olmak, hakkı vermek gibi anlamlara gelmektedir. Evrensel olarak adaletin tanımı konusunda ortak bir paydada buluşulmamış olsa da adaletin gerekliliği ve önemi konusunda bütün insanlık ortak noktada birleşmektedir.

Eski çağlardan itibaren düşünürler bu kavramla ilgilenmişler aynı zamanda kutsal kitapların hepsindede adalete ve adil olmaya önem verilmiştir. Yunanlı filozof Platon’a göre hem devlet için hemde insan için en yüce erdemlerden birisi ve olmazsa olmazdır. Yine dönemin başka bir ünlü düşünürü Aristo ise adalet ve eşitlik kavramları üzerine durmuştur. Aristo’ya göre herkese eşit davranmak adaletli bir davranış olmayacaktır.

Soldaki fotoğrafa bakıldığı zaman her ne kadar bir eşitlikten söz edilmiş olsa da istenilen sonuca ulaşılamamış sağdaki fotoğrafta ise ihtiyacı olana ihtiyacı kadar verildiği için adalet sağlanmıştır.

Sosyal anlamda ki bu durum devlet yönetimi ve hiç kuşkusuz yargı içinde geçerlidir.Devletin geleceği, toplumun huzuru devlet yöneticilerinin ve yargıçların adaletli olmaları ile doğru orantılıdır.  Aksi durum toplum nezdinde bir kaosa sürüklenmek olacaktır.

“Adalet mülkün temelidir” sözü mahkeme salonlarında, hakimlerin arkasında asılı olarak her zaman durur. Bu cümlede ki mülkten kasıt sahip olduğumuz herhangi bir şey veya emlak değildir.Esasen kast edilen hakimiyettir.

Tarihte baktığımız zaman adaletin hüküm sürdüğü, hak ve hukukun sağlandığı toplumların refah ve mutluluk seviyelerinin yüksek, insanların suç işleme oranının düşük, devletlerin hakimiyetlerinin uzun sürdüğü aşikardır.

Hayatımızda bu denli ve tüm insanlık için hayati olan bu konuda gerekli hassasiyetin sağlanması hepimizin görevidir. Konuyu Hz.Muhammed’in bir sözü ile bitirmek istiyorum :

“Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır”