Suça Sürüklenen Çocuklar

Türk Ceza Kanuna göre 12 yaşından küçük cocukların cezai ehliyeti yoktur. Bu durum TCK 31. maddesinde " “Fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmamış çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında ceza kovuşturması yapılamaz; ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir” şeklinde yer almıştır.

Suça Sürüklenen Çocuk (SSÇ) kavramı ise  hukukta  12 yaşından büyük ancak 18 yaşını doldurmamış çocuklar için kullanılan bir terimdir.
Henüz 18 yaşını doldurmamış bireylerin, yasaların suç olarak tanımladığı bir fiili işlemesi neticesinde ortaya çıkan bu kavram tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz için de hem sosyolojik hem de hukuksal açıdan önemli problemdir.

Hemen hemen her gün gazetelerin 3. Sayfalarında ya da televizyonda haberlerde çocukların karıştığı hırsızlık, gasp, cinayet vb. suçlarla ilgili haberler okumakta ve izlemekteyiz.
Çocukların suça sürüklenmesinin sebeplerinin başında aile,yetiştiği sosyal çevre, teknoloji ve medya gelmektedir.

Çocukların ileriki  yaşamlarında da  aynı hatalara düşmelerini engellemek için öz kontrollerinin sağlanması gerekir. Bunun da erken çocukluk dönemi dediğimiz dönemde  (0-6 yaş ) çocukların ilk rol model olarak  aldıkları kişiler olan ebeveynleri tarafından çocuğa kazandırılması gerekir.

Suç işlenen bir aile ortamında büyüyen çocuklar da suça meyilli olarak yetişir. Maddi yetersizlikler içinde büyüyen ya da boşanmış ailelerin çocukları da yoksun oldukları maddi ihtiyaçlarını, sevgi ve ilgi gereksinimlerini karşılamak amacıyla çeşitli suçlara yönelebilirler.
Yine özellikle teknolojinin gelişmesiyle birlikte gerek yayınlanan film ve diziler, gerekse bilgisayar oyunları farkında olmadan çocukların bilinçaltına işlenmektedir.Özellikle şiddet içerikli yayınlar çocuklarımıza oyunlar aracılığıyla eğlendirici ve özendirici bir şekilde sunulmaktadır. Diziler, çizgi filmler, diğer programlar hakeza yine aynı şekilde…

Tüm bu hususlar bir sosyal çevre ile de bir araya geldiği zaman ortaya malesef kanayan yara olan suça itilmiş çocuklar çıkmaktadır ve her geçen gün sayıları artmaktadır.

Bunların önüne geçmek için ise son zamanlarda devlet tarafından ceza ile caydırmaktan çok, suça sürüklenen nedenlerin ortadan kaldırılması şeklinde bir mücadele sürdürülmektedir.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, devlet korumasına ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocuklara uygun hizmet modellerinin hızlı ve etkin şekilde belirlenmesi, çocukların gelişimlerinin düzenli takibi için özel birim kurdu. Bu bağlamda amaçlanan şey çocukların yeniden topluma kazandırılmasına yönelik rehabilitasyon aşamasına ivedilikle geçilmektir.

Bu çocuklar hepimizin çocukları bu çocukları bir nevi bizim yarınlarımızdır, bu konuda hepimize düşün de görevler vardır.  Hepimizin üzerine düşeni yaptığı takdirde güneşi görmemek zor olmasa gerek Unutulmalıdır ki suçlu çocuk değil suça itilmiş çocuk vardır....

Sevgiyle kalın