Tüm yazılarımın, yaptığım tüm haberlerin ve ağzımdan çıkan her kelimenin sonuna kadar arkasında oldum, olmaya da devam edeceğim.
Bu ülkenin Emniyet teşkilatına tam 30 yıl hizmet etmiş, görevi sırasında defalarca vurulmuş, görevi sırasında 80 darbesini dimdik atlatmış, bir çatışmada vurulduğu halde her gün evinde babasının ona getireceği çikolatalı gofreti bekleyen oğluna yaralı halde ambulansta hemşireye “hastaneden önce eve uğramamız gerekiyor” diye yaralı halde önce eve uğrayıp oğluna o gofreti verip sonra hastaneye giden Emniyet teşkilatının istihbarat şubesine ömrünü vermiş Milliyetçi ve ülkücü bir babanın evlatlarıyız.
Bu ülke de faili meçhul cinayetlerin çokca yaşandığı 90’lı yılların ortalarında ‘JİTEM YOK’ denildiği yıllarda kitaplarıyla Jitem’in varlığını, kod adı Yeşil olan Mahmut Yıldırım'ın hala yaşadığını söyleyen tek gazeteci Çetin AGAŞE gibi bir adamında kardeşiyim.
Vatan ve Bayrak sevgisini en iyi bilenlerdeniz.
Buraya kadar yazdıklarım kırmızı çizgime girmeye çalışan kendini bilmezlere.
Yukarıda yazdıklarıma bakarak sizce bu iki kardeşi, parayla, pulla ve hatta korkutup kaçırabileceğinizi mi sanıyorsunuz? İşte o sıkar. Bu kırmızı çizgime girmeye çalışanın, en tepeden en aşağıya kadar, makam, mevkii ve rütbesi yetmez.
Bilmesi gerekenlere duyurulur.
*********
Biliyorsunuz son bir buçuk yıldır özellikle Kayseri OSB’de yaşananları yazdım ve yazmaya da devam edeceğim. Doğru bildiğim ve gördüğümden bu yaşıma kadar hiç dönmedim çok şükür döndürecek bir Allah’ın kulunu da tanımıyorum.
Bugüne kadar yazdığım hiçbir yazıda, belden aşağı ve hakarete yer vermedim vermeyeceğimde. Gözlerimle gördüğümü ve kulaklarımla duyduğumu yazdım. Ömrümün yettiği yere kadarda böyle olacak.
Herkesin bir kırmızı çizgisi vardır ve tabi ki de benimde var. Oraya girmeye çalışırsanız işte orda başka bir Yusuf görürsünüz.
OSB konusuna ve Kayseri OSB 18. Mali Genel Kurulu'na gelince, yine kendi doğru bildiğim ve gördüğüm tek bir şey var. Kayseri OSB'nin benim için hala eski başkanı ve yönetimi Ağır cezada yargılanmaları bitmediği ve karar çıkmadığı sürece iddia edilen ve müfettiş raporlarına giren hiçbir konuda aklanmış sayılmazlar.
Yapılan genel kurulunun da iyi okunması ve iyi analiz edilmesi gerekir çünkü doğru bakmazsanız şimdiye kadar sanayicilerimizin cebinden giden yapılan onca keyfi ve yanlış harcamanın bu dünyada da, öbür dünyada da vebalini ne Genel Kurul'da Divanda bulunanlar, ne de ibra eden kim varsa veremez.
Yazdığım yazıların ana temasında hep Kayseri OSB Eski başkanı Tahir Nursaçan’ın sanayicisine çok büyük hakaretler etmesi, kendi sanayicisinin “DARBECİ, HAİN, FETÖCÜ VE HADSİZ” olduğunu iddia etmesi vardı.
18. Mali Genel Kurulda bile kürsüden kendi sanayicisine “HADDİNİZİ BİLECEKSİNİZ ARKADAŞLAR" diyecek ve oradaki protokolden de tek bir cevap gelmeyecek, elini kolunu sallayarak eski başkan olmasına rağmen protokol masasına oturtulacaksınız öyle mi?
Şimdi sözlerim sayın sanayici büyüklerime, abilerime hani orada hakkınızı arayan bir gurup vardı, o salonda bile haksızlık yapılıyor diye, sanayicisine bu kadar protokolün ve büyüklerin içinde had bildirmeye izin veriliyor diye yürekli ve onurlu bir şekilde çıkanların ardından sadece bu sebepten bile tüm sanayicilerinde o salonu terk etmelerini o kadar arzuladım ki.
Bir sonra ki yazımda da geçmişte eski başkanın bir TV Programında “Hani OSB’nin parası yok çarçur edildi diyorlar ya, bizim kasamızda paramız da var” diyen eski başkanın kürsüden okunduğunda lafının nasıl çürüdüğünü gördük, OSB’nin kasasında var dediği kasanın nasıl tam takır boş ve hatta borçlu olduğunu gördük.
İşte bundan sonraki yazılarımda tek tek eski yönetimin bu sanayicinin paralarıyla nasıl ihtişamlı dönem geçirmişler, kimleri beslemişler, kimleri nereden nereye getirmişler yazmaya devam edeceğim.
Bu yazacaklarımı Türkiye Cumhuriyetinin yargısının yargılamasına da gerek yok nasılsa bu dünyada da, öbür dünyada yüce Rabbimin adaletini, eğer biz yanlış ve iftira atıyorsak biz, eğer onlar bu yanlışları yaptılarsa ve hak yedilerse yapanlar göreceklerdir.
Ve ben yine aynı sözlerle yazımı bitiriyorum “O yüzden ne diyorduk sayın devlet büyüklerimiz. Bu kadar aşikar kirliliklere bu ülkenin yargısı ve gerekli kurumları er geç el koyacaktır ancak ‘GEÇ GELEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR’ sözünü hatırlatmak isterim"
Kalın sağlıcakla….
Yorumlar
Kalan Karakter: