Kayseri Şeker ile ilgili yazılarımda yavaş yavaş sona yaklaştığımı hissediyorum.
Son derken, yazılarımın sonu değil…
Bildiğiniz gibi Kayseri Şeker Eski Yöneticilerinden Metin Demircan’ın bazı iddialar ile ilgili Savcılığa verdiği dosya üzerine, Ticaret Bakanlığı Müfettişleri Kayseri Şeker’de bir denetim yaparak, yaptıkları denetimin raporunu Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim etti.
Müfettişlerin Raporlarında her şey açık bir şekilde ifade edilmiş olmasına rağmen, Sayın Başkan Hüseyin Akay’ın sanırım bu raporları okuma gözlüğünü takmadan okuduğunu düşünüyorum, yada işine geldiği yerleri okudu.
Geçtiğimiz günlerde CHP Kayseri İl Başkanı Sayın Feyzullah Keskin Kayseri Şeker ile ilgili zehir zemberek açıklamalarda bulundu.
Feyzullah Keskin açıklamasında, "Hırsızlığın, çalmanın azı çoğu olmaz" diyerek şu ifadelere yer vermişti.
“Daha önce Kayseri Şeker’in kendisinin direkt alım yaptığı canlı hayvan alımları bir süre sonra sebebi gösterilmeden yeni kurulan bir limited şirkete veriliyor. Bu firmaya 550 bin Euro komisyon veriliyor. Buraya teslim edilen hayvan sayısı bin olması gerekirken 800’lere kadar düşürülüyor ve biz bin hayvan parası ödüyoruz. Yetmiyor 550 bin euroda komisyon veriyoruz. Neden direkt alım yaparken komisyon verme gereksinimi duyuyorsunuz? Büyük sermayesi olan bir kurumda 550 bin euronun ne önemi var diyebilir bazı yöneticiler. Ama usulsüzlüğün 1 lirası da bir 1 milyonu da bir. Bir halk deyimi var belediyelerle ilgili söyleniyordu, ‘çalıyorsa işte yapıyordur’. Hırsızlığın, çalmanın azı çoğu olmaz. Çok detaylarına girmiyorum. Yanılmıyorsam bu olayın davası hukuksal anlamda devam ediyor”
Tabi ki bu açıklamanın hemen ardından Kayseri Şeker Yönetiminden apar topar bir açıklama geldi. Bu açıklamada aynen şu ifadeler kullanıldı.
“Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulu’nundüzenlediği raporda söz konusu iddiaların gerçeği yansıtmadığı ve suç unsuru taşımadığı ifade edilmiştir”
Kayseri Şeker Yöneticileri ve Sayın Hüseyin Akay’a sormak istiyorum.
Sayın Başkan ve Kayseri Şeker Yöneticileri siz Ticaret Bakanlığı’nca Savcılığa verilen bu raporu okurken okuma gözlüklerinizi takmayı mı unuttunuz? Yoksa ilk 50 sayfayı okuyup bıraktınız mı?
Benim anlamadığım sizin okuduğunuz rapor doğruysa benim elimde olan ve savcılığa verilmiş bu 126 sayfalık rapor hangi rapor?
Benim okuduğum raporun 124. Sayfasında aynen şu ifadeler kullanılmış.
Dediğim gibi siz herhalde okurken okuma gözlüğünüzü almamışsınız, malum yaşlılık.
Ama ben size aynen aktarayım Sayın Başkan.
Müfettişlerin Kanaati:
Fazladan yapılan bu ödemelerin 159.01.014 verilen sipariş avansları hesabında takip edildiği ve fazla verilen paraların tahsili için alınan senetlerle icra takibine geçilmekle birlikte, söz konusu firmanın ve sahiplerinin mal varlığının olmaması nedeniyle tahsilat yapılamadığı ve tahsil edilemeyen fazladan verilen ithal edilen canlı düvelerin maliyetine ilave edildiği ve böylece Pandoğa Sanayi ve Ticaret A.Ş'ye zarar ettirildiği tespit edilmiştir.
İş bu soruşturma Raporu İle eklerinin, gereği için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerekmektedir. Arz olunur.
Peki, Sayın Başkan soruyorum şimdi size. Siz hangi rapordan okuyup ta Kamuoyuna mal olmuş böyle bir konu hakkında insanlara yanlış bilgi veriyorsunuz?
Ne yazık ki gerçekler benim yukarıda yazdığım gibi, daha doğrusu siz gerçekleri kabul etmeseniz de Ticaret Bakanlığı’nın, yani bu ülkenin Müfettişlerinin hazırladığı raporda yazıldığı gibi.
Gelelim Raporda Cumhuriyet Başsavcılığı’na bırakılan diğer konuya.
Yani basına verilen paralar konusuna.
Hatırlarsanız size 10 Eylül 2022 tarihli köşe yazımda bir TV kanalına verilen paralar ile ilgili sorular sormuştum. İşte Ticaret Bakanlığı Müfettişleri bu konu ile ilgili kurumun zarara uğratıldığını tespit etmiş olup cezai yönüyle kararı Cumhuriyet Savcılığına bırakmış.
İşte o yüzden soruyorum Sayın Başkan siz hangi raporu okudunuz.
10 Eylül 2022 tarihli yazımda aynen şunları sormuştum.
Yine Kayseri’de yayın yapmakta olan bir TV Kanalına 2021 Ramazan ayında Kayseri Şeker Fabrikası’nın içinde bulunan gölbaşında program yapmak için iç denetim başkanınızla sözleşme yapılmadan, sözlü olarak anlaşılarak bu program için 45.000 TL ödeme yaptınız mı? Ayrıca bu TV kanalına 2021 yılı ramazan ayı sonrası her ay yine sözleşme yapılmadığı halde 15.000 TL 3 ay boyunca yönetim kurulu üyesi ve denetim komite üyesi bu durumu fark edinceye kadar ödeme yaptınız mı?
Başkan mesela 2015 – 2016 ve 2017 yıllarında bazı medya kuruluşlarına yaptığınız sözleşmeleri hatırlıyor musunuz?
Bakın Sayın Başkan ben size hatırlatırken, aynı zamanda her zamanki yaptığım gibi kamuoyunu da aydınlatayım.
Mesela soruyorum Sayın Başkan:
(Aşağıda sizlerle paylaşacağım rakamlar, o yıllara ait kur üzerinden yapılmıştır)
SORU:15.05.2017 Tarihinde Kayseri Şeker sofrası etkinlikleri ile tarla günleri etkinlikleri adı altında bir TV kanalıyla anlaşıp 50.000 TL + Kdv’lik bir sözleşme yaptınız mı? (2017 yılı kur 3,54020, 2023 yılı kur ise 26,8480)
SORU: Yine 15.05.2017 Tarihli sözleşmeye göre bu sefer başka bir TV kanalıyla farklı bir program adı altında 60.000 +Kdv’lik bir sözleşme yaptınız mı ? (2017 yılı kur 3,54020, 2023 yılı kur ise 26,8480)
SORU: 01.03.2017 yılında Yozgat Boğazlıyan ilçesinde bulunan aynı zamanda sizin öncesinde iç hizmetler müdürünüzün ortağı olduğu, şu anda ise babasına ait olan Ş…… Ofset firmasına Haber ve görüntülerin ulusal , Yerel medya ve internet sitelerinde yayınlanması adı altında (Tabi ki Ofset firması ile bu konuların ne alakası olduğunu biz anlayamadık) 22.500 + Kdv’lik bir sözleşme yaptınız mı?
Yukarıda yazdığım sözleşmelerden bende daha çok,
Yalnız şunu da hatırlatmam gerekiyor, Kayseri’de bulunan bir çok medya kuruluşuna her ay yapılan sabit ödemeler var. Yukarıda bahsettiğim sözleşmeler o her ay verilen sabit paraların haricinde yapılan ödemeler.
Yani bazı medya kuruluşları her ay hem sabit bir bedel alıyorlar, hem de farklı programlar adı altında ayrı sözleşme yaparak yukarıda belirttiğim şekilde yüklü ödemeler alıyorlar.
Madem ay içinde farklı sözleşme yapılabiliyorsa, sabit ödemeleri her ay neden yapıyorsunuz? Ben buna anlam veremiyorum.
Takdir kamuoyunun….
Bu harcanan paralar tüm çiftçilerin. Yani aynı zamanda 2 gün önce meydana çıkıp basın açıklaması yapıp, CHP önüne siyah çelenk koyan çiftçinin de parası.
O çiftçi arkadaşlarıma şunu da söylemek istiyorum.
Keşke o siyah çelenkten işten çıkarılan, bir çoğu da sizin gibi çiftçilerin çocuğu olan 75 işçi kardeşimiz işsiz kaldığında Kayseri Şeker Fabrikasının önüne de koyabilseydiniz.
İşte bende o zaman çiftçi meclis toplantısın da Sendika başkanınız gibi herkes otururken sizi ayakta alkışlardım.
Buradan sonraki sözlerim çiftçi büyüklerime, dostlarıma, kardeşlerime.
Aziz çiftçiler, Kayseri Şeker bir kurumun adı değildir. Kayseri Şeker Kayseri’nin öz malıdır. Kayseri Şeker çiftçinin öz evladıdır, Kayseri Şeker Anadolu’nun yıldızıdır. Bir algı furyası ile bizi Kayseri Şeker’e zarar vermeye çalışan gazeteciler olarak görmeyin. Bizler sizin paranızı, hakkınızı, malınızı ve ortağı olduğunuz şirketin ve dolayısıyla sizin hakkınızı koruyoruz.
Sadece, “Oğlumuz, kızımız orada çalışıyor, paramızı iyi kötü alıyoruz, pancarımızı veriyoruz” diye düşünmeyin. Biz sizin paranızın heba edilmesine mani olmak, sizin öz malınızı kimseye peşkeş çektirmemek için çabalıyoruz. Biz nemalanamayan değil, nemalananlara karşı çıkan bir yayın organıyız. Biz sizin emeğiniz olan parayı haksız yere kazanıp, bunu da evlatlarımıza yedirmekten Allah’a sığınıyoruz. Sizin fabrikanızdan nemalanıp, lüks sofralarda bıldırcın eti yiyenlerden hesap sormak özgür ve dürüst basının asli görevidir.
Ekranlarda tek bir reklamını dahi görmediğiniz kurumların, heba edildiği iddia edilen paraların miktarını hesap edip, bunu anlatan insanların sözüne kulak vermelisiniz.
Kalın sağlıcakla…
Yorumlar
Kalan Karakter: