Geçtiğimiz hafta Kayseri Şeker eski Yönetim Kurulu ve Denetim Komite üyesi Metin Demircan sosyal medya hesabından bir paylaşım yapmıştı. Demircan paylaşımında Kayseri Kızılay şubesi tarafından deprem bölgesine gönderilmek üzere, 10 Şubat saat 10.15’te, bir tır şeker sipariş edildiğini, bu şekerin parasının hesaba geçmeden sevkiyatının yapılamayacağını, ancak ödemenin hesaba yatırıldıktan sonra gerçekleşeceği gerekçesiyle Kayseri Şeker Fabrikası’nın siparişi beklettiğini iddia etmişti.
Metin Demircan’ın bu iddiasını ilk olarak gastepress.com gündeme taşımıştı. Kayseri Şeker'den Türk Kızılay'ına büyük ayıp! Başlığıyla yayınlanan haberin ardından Kayseri Anadolu Haber gazetesi “ Para Yoksa, Şeker’de Yok” başlığıyla bu iddiayı manşete taşımıştı.
Bu haberlerin hemen ardından Kayseri Şeker Yönetimi alel acele açıklama yaparak bu medya kuruluşlarını asılsız, ve mesnetsiz haber yapmakla suçlamış ve hatta satışı Kızılay’a değil firmaya yaptıklarını açıklayarak bir yalan daha söylemişlerdi.
Yine gastepress.com olarak bu satışı firmaya değil Kızılay’a yaptıklarının ispatı olarak satış faturasını yayınlamıştık.
Bunun üzerine Kayseri Şeker yönetimi bir daha bu konu ile ilgili hiçbir açıklama yapamadı.
Çünkü her zamanki gibi yalan söylediler, bu yalanla birlikte bu iddiaları yayınlayıp hatta ispatlayan medya kuruluşlarının asılsız haber yapmadıkları ortaya çıktı.
Aslında mesnetsiz ve asılsız açıklamayla kamuoyunu yanıltmaya çalıştılar.
Peki Kayseri Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Hurşit Dedeye soruyorum.
SORU: Sayın Başkan Kızılay’a yaptığınız satışın faturası yayınlandıktan sonra Kızılay Kayseri Şube Başkanını aradınız mı, aramadınız mı?
SORU: Kızılay Şube Başkanına “Aman başkan basın çok üzerimize geliyor, bir basın bildirisi yayınlayarak bu durumu yalanlar mısınız” dediniz mi, demediniz mi?
SORU: Başkanda size “Hayır yalanlayamam çünkü bu yaşananlar doğru” dedi mi, demedi mi?
Bakın sayın Başkanlar Akay ve Dede siz Kayseri Medyasını hafife alıyorsunuz, ama almayın.
Daha önceki yazılarımda da yazdım yine yazıyorum özellikle ben elime belge almadan yada gelen bilgiyi teyit etmeden hiç bir zaman ne yazı yazdım, nede haber yaptım.
Faturayı yayınlamadan önce ki yazdığım yazıda size aynen şöyle dedim.
Sayın Başkan, siz aksini ispatlayın biz de gastepress.com’da yayınladığımız “Kayseri Şeker'den Türk Kızılay'ına büyük ayıp” haberinden dolayı tekzip yayınlayalım.
Peki, eğer siz faturayı firmaya kestiğinizi ispatlayamazsanız, asılsız haber yaptığını iddia ettiğiniz tüm medya kuruluşlarında tekzip yayınlayabilecek misiniz?
Ama ne oldu sayın başkan faturadan sonra sustunuz kaldınız.
Peki sayın başkan Metin Demircan son olarak bir paylaşım yaptı okudunuzmu o paylaşımı?
Kaçırdıysanız ben hemen hatırlatıyorum size.
Bakın Metin Demircan sizin üst düzey müdürlerinizin çalışma şeklini nasıl anlatmış.
Sevgili yönetim kurulu arkadaşlar, isterseniz Allah korkusu deyin, isterseniz vicdan deyin, ne derseniz deyin ama bu yazdıklarımı bir zahmet araştırın. İhtiyaç duyarsanız isim isim tamamını değilsede bir kısmını verebilirim ama lütfen rica ediyorum, müdürlerinize sorup onlardan aldığınız cevapla yetinmeyin. Zaten bu tezgahları kuran onların bir kısmıdır.
Araştırın ama tekrar tekrar söylüyorum araştırıyormuş gibi yapmayın. Neticesinde yönetimden uzaklaştırılabilirsiniz ama geçiminiz şirketten değilse, bunda da korkulacak bir durum yok.
En fazla yönetimden olursunuz.
Bazı arkadaşlar ayrılırsak, yerimize gelen kişilerin hiç sesi çıkmaz diyor, onlara sözüm doğru şeyi yapmış olmanın vicdan rahatlığı, hiçbir şeyle kıyaslanamaz.
Şimdi gelelim mevzuya. Anlaşılır bir şekilde anlatmaya gayret gösterdim, inşallah anlaşılır dil kullanabilmişimdir.
Şirkette giriş çıkışların takibi için, yüz okutma sistemi ile yapılan bir puantaj takip mekanizması vardır. İşçiler, memurlar ve şefler her gün sabah girişte ve akşam çıkışta yüz okuturlar. Müdür ve dengi ve üst amirler bu uygulamadan muaftırlar. Bu yüzden de işe girişleri ve çıkışları kafalarına göredir. Kayseride 8, Boğazlıyan’ da 4 bölge müdürlüğünde ki çalışanların ise, yıllardır ilkel bir şekilde föy kağıdı denilen puantaj çizelgesi düzenleyip, merkeze genel müdür imzasına sunularak maaşları tahakkuk ettirilir.
Tabi şirket müdürleri de aynı şekilde, giriş çıkış föy kağıdına odalarında imza atarlar. Ayın son günü de ve insan kaynaklarına gönderirler. Bu durum bize neyi gösterir bir bakalım;
Hiç bir müdürün yada bölge çalışanının eksik günü olmaz, sigortası ve maaşları tam ödenir. Manuel yöntemle olduğu için istenildiği kadar fazla mesai ve diğer bazı ödemeler bu mösyölere, matmazel ve madamlara incelenmeden ödenir. Ayda 90 saati de geçirmeden.
Hele hele bölge çavuşlarına hiçççç hesap sorulmaz. Düzenli bi şekilde mesailerini, harcırahlarını, evlerinde yatarken bile alırlar. Ama işçiye, memura işi yetiştirmek için çalışsalar bile para ödenmez. Alacak izin diye uydurulan bir izinle ödüllendirilirler güya.
Bazı amirler ise kampanya zamanında, sabah işe gelip, akşam çıkışta yüz okutmadan evlerine giderler ve gece 23.59 gibi yüz okuturlar. Ay sonunda günde 6,5 saatden ayda 195 saat yapar bu da, bununda 90 saati mesai, kalanı da alacak izin olarak düzenlenir. Böylece yıllık izin kullanmadan yılı bitirir, emekliliklerinde yada ayrılmaları halinde, günlerce yıllık izin parası alırlar.
Gelelim bu durumun sonuçlarına; elden mesai alarak, maaşlarının iki katı kadar ücret alan müdürler, günlerce izin hakeden şefler ve işe gelmese bile takip edilemeyen bölge çalışanları bu çiftlikte barınmaya devam ediyorlar.
Not; Benli’nin döneminde bu konudan rahatsızlığı varmış ama ne yazıkki sistem devam etmiş.
Deveye sormuşlar boynun neden eğri diye, ne cevap verdiğini hepimiz biliyoruz zaten.
UNUTMAYIN DAVUL SİZİN SIRTINIZDA TOKMAK İSE BİR KAÇ KİŞİNİN ELİNDE.
Sayın Hüseyin Akay haksız ve hukuksuz işten çıkarttığınız günahsız çalışanların vebali üzerinizde. İşte tamda bundan dolayı ne yaparsanız yapın, yaptığınız her işi yüzünüze bulaştırıyorsunuz.
Belge bilgi çıkarttılar diye üzerlerine suç atarak haksız ve hukuksuz yere o kadar insan çıkarttınız peki soruyorum size başkan Kızılay’a kesilen faturayı kim çıkarttı Kayseri Şeker Fabrikasının içinden söyler misiniz. Bu faturayı da işten çıkarttığınız insanlar mı çıkarttı içeriden.
Biliyorsunuz ki o Faturayı ilk gastepress.com’da ben yayınladım.
Ben Kayseri Şeker Fabrikasında yapılan tüm hukuksuz ve yanlışları yazmaya sonuna kadar devam edeceğim.
Bunu yaparken de doğru olduğunu bildiğim bilgi ve belgeyi bu mecradan yayınlamaya devam edeceğim. Bu yüzdendir ki bunu yaparken de tüm savcıları göreve davet ediyorum.
Ve bu yazdıklarımın da aynı zamanda suç duyurusu niteliğinde olduğunu hatırlatmak isterim.
Kalın Sağlıcakla…
Yorumlar
Kalan Karakter: